Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/256 E. 2023/896 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/256 Esas
KARAR NO : 2023/896

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/03/2023
KARAR TARİHİ : 22/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ortakların davalı şirket paralarını kendi şahsi hesaplarına göndermesi, şirketin portfoyü ve ismi kullanılarak şirket lehine alınabilecek projelerin davacıyı zarara uğratmak amacıyla dava dışı ortak … ‘ın eşine ait ve dava dışı ortaklar … ve …’ın yetkilisi olduğu … Teknoloji A.Ş. Üzerinden alınması ve dava dışı ortakların bilerek davacının hisselerini daha düşük bedelle almak adına kötü niyetle şirket aleyhinde eylemlerde bulunması, dava dışı ortakların eşlerini şirkette bilfiil çalışmamalarına rağmen çalışır gösterip şirketten ücret ödemeleri nedenleriyle dava süresince şirkete kayyım atanmasını, davacı ile dava dışı ortaklar arasındaki güven ilişkisinin tamir edilemeyecek derece zedelenmiş olması, davalı şirketin kötü yönetilmesi, dava dışı ortakların ortaklık amacından uzaklaşarak şahsi çıkar ve amaçlarını ortak amacın önüne alması, dava dışı ortakların davacı ve davalı şirket aleyhindeki kötü niyetli eylemleri nedeniyle davalı şirketin feshine veya davacının ve dava dışı ortakların menfaati fesih yerine davacıya paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesini gerektiriyorsa tüm tarafların menfaatine olacak şekilde davacının paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin işleyecek faizi ile ödenmesi suretiyle şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının şirketteki tüm hissesini, diğer şirket ortakları olan … ve …’na devir ettiğini, ve devir vaadini yerine getirmesi için diğer ortaklar tarafından davacıya, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, diğer şirket ortakları olan … ve … ile … , …’nin ortakları olduğunu, … ve … ile … arasında imzalanan ve dilekçemiz ekinde sunulan 14/04/2022 tarihli “TUTANAK” başlıklı ön sözleşmede; … adına olan hisselerin tamamını diğer hisse sahiplerine en geç 30/06/2022 tarihine kadar şirket ortaklığı sürecinde üzerine resmi ve gayri resmi bilgi argümanlarının eksiksiz olarak teslim edilip noter huzurunda 800.000,00TL (Sekizyüzbin Türk Lirası) bedel karşılığında satışının yapılmasına dair ön sözleşme yapıldığını, öncelikle; Tarafların karşılıklı olarak birbirine uygun iradeleri açıklamış ve ayrıca sözleşme yapma ehliyetlerinin tam olduğunu, söz konusu 14/04/2022 tarihli ön sözleşmenin, taraflarını bağlamakta olup ve asıl sözleşmenin yapılmasını isteme açısından alacaklı-borçlu durumuna soktuğunu, bu sebeple taraflar arasında yapılan ön sözleşmenin, taraflara haklar sağlayan ve borçlar yükleyen tam iki taraflı sözleşmelerden olduğunu, ön sözleşmenin taraflarının, kendilerine tanınan hakları; söz konusu hükümler çerçevesinde kullanabileceklerini, davacı taraf dava dilekçesinde diğer ortakların bu ön sözleşmeden kaynaklanan üzerilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini iddia etmiş ancak ilgili ön sözleşme incelendiğinde ön sözleşmede diğer ortaklara değil tamamen davacı taraf bir yükümlülük altında olduğunu, davacı tarafa yüklenen bu yükümlülük ise “….şirket ortaklığı sürecinde üzerine resmi ve gayri resmi bilgi argümanlarının eksiksiz olarak teslim edilip…” şeklinde ifade edildiğini, yani davacı taraf şirket ile ilgili tüm proje ve dokümanları çalışılan firmaların yetkili kişilerin isim ve mail adreslerinin, diğer ortaklara teslim edeceğini, diğer ortaklar ise söz konusu kararlaştırılan meblağı davacıya ödeyeceğini, ancak diğer ortakların davacı tarafa defalarca mesaj attığını ve kendisini defalarca aradığını ancak davacı tarafın bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, ayrıca diğer ortakların Bakırköy …. Noterliğinin 17.01.2023 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi hisse devir bedeli olan 800.000,00TL (Sekizyüzbin Türk Lirası) ifaya hazır olduğunu belirtip davacı tarafı son kez devre davet etmiş ancak davacı taraf devre yanaşmadığını, bu durum üzerine şirket yönetim kurulu TTK 390/4 maddesindeki usul işletilerek davacı … adına olan hisselerin tamamını diğer hisse sahiplerine yani … ve … ‘NA devrettiğine dair onay kararı alındığını, söz konusu bu kararın şirket karar defterine işlendiğini, tüm bu gerekçeler ile şirketin diğer ortaklarının, davacı tarafın ön sözleşmedeki vaadini yerine getirmesi için dava açtıklarını Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, her ne kadar davacı … Kadıköy …. Noterliği’nin 27.06.2022 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “kendisi açısından katlanılması zor sonuçlar doğuracağından ve zararına sebebiyet vereceğinden” ön sözleşmeden döndüğünü iddia etse de söz konusu ön sözleşme tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup sözleşmeden tek taraflı olarak caymanın mümkün olmadığını, ayrıca davacı taraf tacir olduğundan ve her tacirin, TTK/18/2 gereği, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmesi gerekeceğinden davacı tarafın söz konusu sözleşmeden tek taraflı olarak dönmesinin hukuken mümkün olmadığını, nitekim diğer ortaklar Bakırköy ….Noterliği’nin 28.07.2022 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu durumu yani 14/04/2022 tarihli ön sözleşmenin geçerli olduğunu, caymanın mümkün olmadığını davacı tarafa ihtarname ile bildirdiğini, şirkete sonradan katılan … davacının oluru ile şirkete katılmış olup ayrıca davacı kendi payını 14.04.2022 tarihli sözleşme ile de …’a devir vaadinde bulunduğunu, dolayısı ile şirketin diğer ortaklarından kaynaklanan bir sorun bulunmamakta olup davacı taraf şirketten ayrılınca sorun yaratıp payını daha yüksek bir meblağla satmayı amaçlamaktan başka herhangi bir gayesi bulunmadığını, bu nedenle de tamamen kendi şahsi eylemleri ile şirkette huzursuzluk yaratmaya başladığını, diğer ortaklar ise şirketi ayakta tutmak ve güçlendirmek için elinden gelen tüm gayreti sergilediklerini, davacı taraf hissesini daha yüksek bir meblağ ile satmak için tamamen soyut iddialarda bulunduğunu, şöyle ki dava dilekçesinde hem diğer ortakların şirketi zarara uğrattığını belirtip hem de şirketin değer kazandığını iddia etmesinin tam bir çelişki olduğunu, davacı taraf da kendisi dışındaki ortakların, şirketin varlığını ve değerlerini arttırmak için tüm gayret ve özeni gösterdiğini çok iyi bildiğini ve dava dilekçesinde, şirketin değerinin arttığını belirterek bu durumu gayet açık bir şekilde de itiraf ettiğini, hiçbir müşteriye davacının şirketten ayrıldığı bilgisi verilmediğini, ayrıca davacı tarafın zaten şirketteki tüm hisselerini diğer ortaklara devir ettiğini, ön sözleşmenin de ekte bulunduğunu, yani şirketten kendi özgür iradesi ile ayrılıp arkasında şirket ve şirketin diğer ortakları ile alakalı tamamen soyut ve iftira teşkil edecek iddialarda bulunduğunu, örneğin davacı taraf şirketteki mail adresinin değiştirildiğini iddia ettiğini ancak olayın aslının; Davacı taraf tüm hisselerini devir ettiği halde şirketin internet servis sağlayıcısı ile görüşüp şirketin tüm çalışanlarının ve diğer ortakların mail adresini kendine yönlendirdiğini, diğer ortakların ise davacının bu eyleminin ve sahip olduğu şirket sırlarını 3. kişilerle paylaştığı ve çalışanların şirkete olan güven duygusunu zedeleyeceği için tekrar eski hale getirildiğini durumun bundan ibaret olduğunu, davacı tarafın tek amacının olduğunu, ön sözleşmeden dönüp şirketteki hisselerini yüksek meblağ ile satmak ve bu gerekçe ile de tamamen soyut ve iftira teşkil eden iddialarda bulunduğunu, davacının 13/03/2023 tarihine kadar şirket yönetim kurulu başkanı olduğunu, tüm bilgi ve belgelere tek başına ulaşma hak ve yetkisine sahip olduğunu, kendisinden aldığı işlerin kendisinden gizlenme ihtimalinin olmadığını, bu konudaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, şirket bilgilerini 3. Şahıslarla paylaşarak, şirket zararına işlem yaptığını, haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davalı şirket yönetim kurulunun toplanarak bir takım kararlar alındığının ihtar edilmediğini, yönetim kurulu toplantısı yapılmaksızın karar almak üzere kurul üyelerinden birinin kendisine bildirilen konularda karar şeklinde yazılmış önerisinin tüm yönetim kurulu üyelerinin bildirmesi şartıyla, yönetim kurulu tam üye sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle karar alınacağının bildirildiğini, bu işlemin de kanuna ve usule uygun olduğunu, şirket adına alınan aracın şirket işleri için kullanıldığını, şahsi işler için kullanılmadığını, kredili al-sat işlemi ile şirketin zarara uğratılmasının söz konusu olmadığını, araçın değer kazanması ile bu işlemden kara geçildiğini, davalı şirket ortaklarının yakınlarının veya eşlerinin, çalışmadığı halde şirkette çalıştığının gösterilmediğini, yalnızca 5 aylık bir süre için uzaktan çalışma yapıldığını, bunun ise sonlandığını, tüm para hareketlerinin resmi olarak, usulüne uygun yapıldığını, diğer ortaklara yapılan tüm ödemelerin tekrar şirkete geri ödendiğini, şirketin devam eden projelerine ilişkin bilgilerin gizlenmediğini, … Teknoloji A.Ş. Üzerinden herhangi bir iş alınmadığnı, …, …. ve … gibi şirketler ile herhangi bir ticari alışverişin bulunmadığını, davacının hisse devir sözleşmesinin imza tarihi olan 14/04/2022 tarihinden beri şirkete gelmediğini, bu nedenle şirket ile ilgili gelişme ve bilgilerden haberdar olmasının mümkün olmadığını, şirkete gelmemesi ve şirket yaraına herhangi bir faaliyette bulunmadığı halde 20/12/2022 tarihinde şirket banka hesaplarından huzur hakkı ve yemek ücreti adı altında 200.000,00 TL para çektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava TTK 531. Maddesi gereğince davalı şirketin feshi veya davacıya fesih yerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacının şirketten çıkarılması, dava dışı ortakların şirketi zarar verip vermedikleri, vermiş iseler önüne geçmek amacıyla davalı şirkete dava süresince kayyım isteminden ibarettir.
HMK’nun 310.maddesi uyarınca, feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı Kanun’un 311.maddesi uyarınca da feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu kapsamda davacı vekilinin vekaletnamedeki yetkiye dayanarak UYAP sistemi üzerinden gönderdiği 05/09/2023 tarihli feragat dilekçesinde, davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, davalı vekili UYAP üzerinden gönderdiği 05/09/2023 tarihli dilekçe ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını bildirmiş olmakla; feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 22/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır