Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/142 E. 2023/684 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/142 Esas
KARAR NO : 2023/684

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2023
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sahibi bulunduğu … plakalı araç müvekkilinin eşi …’ın 08.09.2022 tarihinde İstanbul Beylikdüzü’de seyir halinde iken … plakalı aracın çarpması sonucu müvekkilinin aracında hasar meydana geldiğini, aracın maliki davalı oto kiralama şirketi, diğer davalının ise aracı kiralayan sürücü olduğunu, bu kaza nedeniyle davalı aracın sürücüsü %100 kusurlu bulunduğunu, kaza sebebiyle müvekkilinin aracında 70.000TL’lik hasar meydana geldiğini, söz konusu hasar giderleri dava dışı sigorta şirketi … A.Ş. tarafından karşılandığını, bu şirkete değer kaybı için yapılan başvuru sonucunda 14.02.2023 tarihinde 30.000TL aracın değer kaybı için ödeme yapıldığını, sigorta şirketinin toplam teminat miktarı 100.000TL olup, bu miktarın 70.000TL’si aracın tamiri için, kalan miktar da değer kaybı kapsamında ödenerek teminat miktarının tamamının ödendiğini, kaza sebebiyle müvekkilinin aracında değer kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin tamir sonrası aracı 15.12.2022 tarihinde 515.000TL’ya sattığını, müvekkilinin aracı … Model, … marka, otomobil … cinsi, … tipi araç olduğunu, aracın km ise 50.000 km olup, emsal nitelikteki araçların değeri yaklaşık 700.000-750.000TL iken müvekkili kazadan dolayı aracını 515.000TL’ye satmak zorunda kaldığını, dolayısıyla müvekkilinin kaza sebebiyle yaklaşık 150.000-200.000TL arasında değer kaybından kaynaklı zararı oluştuğunu, bu zararın teminat miktarı kapsamında 30.000TL’si dava dışı … A.Ş. tarafından karşılandığını, kalan bakiye kısım ise davalılar tarafından karşılanmadığını davalı…’ın sürücüsü olduğu ve de diğer davalı şirketin de ruhsat sahibi bulunduğu … plaka sayılı araç kazada %100 kusurlu olduğunu, aracında kaza sebebiyle oluşan değer kaybından sorumlulukları bulunmakta olduğunu, iş bu davayla kalan miktarın davalılardan tazminini talep ve dava etmiştir
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olan … plaka sayılı araç 26.02.2022 tarihinde, kaza anındaki araç sürücüsü olan …’a uzun dönem kiralama yapılarak 1 yıllık olarak kiralandığını ve araç teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından … iş bu aracın ilgili tarihlerde kiralandığına ilişkin bildirim de süresinde ve usulüne uygun şekilde yapıldığını, bu nedenle asla bir alacağın mevcut olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, davaya istinaden talep edilen bedelin muhatabı, müvekkili araç kiralama şirketi olmadığını, ilgili aracı uzun dönem kiralayan … olduğunu, dolayısıyla, davacının noter satışında aracın satış miktarını 515.00,00-TL olarak göstermesi bu aracın bu miktara satıldığına kesin delil olmadığı gibi tarafların karşılıklı anlaşarak belirlediği miktar değer kaybı olarak nitelendirilmeyeceği izahtan vareste olup, araç sahibinin müvekkili … Kiralama Şirketinin “işleten” sıfatı, aracı uzun süreli, kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere kiralaması nedeniyle diğer davalı …’a geçtiğini, söze konu davaya ilişkin trafik kazası da ilgili kiralama süresi içerisinde meydana gelmiş olması nedeniyle müvekkili şirketin davanın tarafı olmadığı, davacının tedbir talebinin hiç bir hukuki dayanağı bulunmaması ve müvekkili şirketinin davanın muhatabı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ‘a usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 08/09/2022 tarihinde … ve … plakalı araçlar arasında gerçekleşen trafik kazasına istinaden davacının araç kiralama için ödediği miktarının tazmini istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.

HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK’nın 2/1. maddesine göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.”
Somut olaya bakıldığında; davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı değer kaybı tazmini olduğu, davacının tacir olmadığı davalı … ‘ ın da tacir sıfatının bulunmadığı diğer davalı şirket her ne kadar tacir ise de yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere, tek tarafın tacir olması ile eldeki davanın ticari dava olarak görülemeyeceği ve yine uyuşmazlığın niteliğinin mutlak ticari dava olarak da sayılmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmış olup, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asiye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır