Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/970 E. 2023/888 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/970 Esas
KARAR NO : 2023/888

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 31/10/2022
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin davalı …….. Otomasyon Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.de 1.360.000 paya karşılık 1.360.000,00 TL tutarında pay sahibi olduğunu, Müvekkilinin aynı zamanda 20.04.2022 tarihli genel kurul kararı ile 20.04.2025 tarihine kadar Yönetim Kurulu üyesi ve şirketin diğer Yönetim Kurulu üyeleri ………. ve ……… ile müştereken temsile yetkili olarak seçildiğini, Davalı Şirket’in 30.09.2022 tarihinde gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında tüm itiraz ve muhalefetlerine rağmen Müvekkilinin -pay sahibi olarak vekil tarafından temsil edilmesi gerekçe gösterilerek- Yönetim Kurulu üyesi sıfatı ile Olağanüstü Genel Kurul toplantısına katılımının engellendiğini ve müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinden haksız azline, 01.10.2022 tarihinden itibaren diğer Yönetim Kurulu üyelerine katıldıkları her toplantı için net 40.000 TL huzur hakkı ödenmesine, Yönetim Kurulu üyelerinden ikisine 2022 yılı sonuna kadar aylık net 120.000 maaş-ücret verilmesine ve müvekkilinin ortak sıfatı ile kullanımına tahsis edilen araç, telefon ve bilgisayarın iadesine karar verildiğini, Olağanüstü Genel Kurul Toplantı tarihi olan 30.09.2022 tarihinde hem ortak hem de Yönetim Kurulu üyesi sıfatını haiz olduğundan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında kendisini ortak sıfatı ile temsil etmek üzere usulüne uygun şekilde Av. ……..’u vekil olarak tayin ettiğini, Müvekkilinin görev süresi devam ederken azledilmesinin haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin tamamen rahatsız edilmek ve huzur hakkı almasının engellenmesi amacı ile azledildiğini beyan ederek davalı Şirket’in 30.09.2022 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararların icrasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davalı Şirket’in 30.09.2022 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında, Şirket’in temel düzenini ihlal eden ihlaller olduğu için öncelikle hepsinin butlanına, Özellikle de alınan kararlardan 3, 4 ve 5 no’lu kararların butlan ve/veya iptaline, karar verilmesini, alınan kararlardan bir kısım kararların mutlak butlanla malül bir kısmının ise iptali şartlarının olduğunun tespitine ve iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının toplantıya katılarak muhalefet şerhi koyan pay sahibi olarak işbu davayı ikame etmesi için gerekli usuli şartları yerine getirmediğini, davacıyı temsilen genel kurul toplantısına katılan vekil, henüz görüşmeler devam ederken peşinen muhalefet şerhini belirttiğini, bu durumda peşinen ileri sürülen muhalefet şerhine istinaden genel kurul kararının iptali davası ikame edilemeyeceğini, Davacının, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin olarak Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi …… E. Sayılı dosyası kapsamında sorumluluk davası ikame ettiğini, Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu zaten inceleneceğinden genel kurul kararının iptaline ilişkin açılan iş bu davanın hukuki yarar eksikliğinden reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından haklı sebeple davacının azlinin gerçekleştirildiğini, davacının, şirket yönetiminde aktif rol oynamadığı gibi müvekkilinin diğer şirket ortaklarının şirketi yönetebilmek adına yapmış olduğu çalışmaları, mahkemeye karşı farklı bir şekilde yansıtmaya çalıştığını, davacının asıl amacının şirketteki diğer ortakların hissesini yüksek bedelle satın almaya zorlamak olduğunu, davacının herhangi hakkının kısıtlanmadığını, örtülü kazanç aktarımı iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usulden aksi halde esastan reddine, ihtiyati tedbir talebinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddini savunmuştur.
DELİLLER: Pay sahipliğini ve Yönetim Kurulu üyeliğini gösterir ticaret sicil kayıtları, 30.09.2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Tutanağı, muhalefet şerhleri, 27.08.2020 tarih 2020/7 sayılı Yönetim Kurulu kararı, İlgili demirbaşların Şirket’e teslim edildiğine dair tutanaklar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 30.09.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4 ve 5 nolu kararların yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle batıl olduklarının tespitine, aksi hâlde TTK’nın 445 ve devamı maddeleri uyarınca iptalleri istemlerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 18/07/2023 tarihli bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Anonim şirketlerde hâkim olan ilkelerden birisi kararların alınmasında çoğunluk ilkesidir. Bu ilke uyarınca genel kurulda alınan kararlar toplantıda hazır bulunmayan veya muhalif oy veren pay sahipleri ile şirketin diğer organlarını da bağlamaktadır. Bu durum Genel kurulda alınacak kararlarda çoğunluğu elinde bulundurulanların şirket menfaatleri yerine kendi menfaatlerini gözetme gibi bir sakınca doğurabilmektedir. Bunu önlemek için kanun koyucu belli şartların varlığı halinde hem oy çoğunluğuna sahip ortakların yetkilerini sınırlandırmış hem de azınlığı ve şirket organlarına alınan kararların iptali için dava hakkı tanımıştır.
İptal edilebilirliğin şartları kanunumuzda 445. Maddede düzenlenmiştir: kararın iptali için kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığı aranmakta, genel kurul kararının sadece şirketin veya pay sahiplerinin zararına olması iptal nedeni yapılamamaktadır. İptal edilebilirlik için bu şartlara ek olarak 446/b bendinde genel kurul kararı ile aykırılık arasında nedensellik bağının da bazı durumlarda olması gerektiği belirtilmiştir.
Kanuni düzenlemelere aykırı kararlar iptal yaptırımına tabidir. Kanuna aykırılık ile kastedilen salt Türk Ticaret kanununa aykırılık değildir, özel hukuk ve kamu hukuku alanına giren tüm kanunlardır.
TTK. 340 maddesi esas sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğünü oldukça kısıtlamış olsa da esas sözleşmeye aykırılık bir iptal yaptırımı olarak düzenlenmiştir. Anonim ortaklık ana sözleşmesi, ortaklığın kuruluş amacı doğrultusunda faaliyetini gerçekleştirebilmesi için şirket tüzel kişiliği ile şirket ortakları arasındaki ilişkilerin hukuki çerçevesini belirleyen hükümleri ihtiva eden akit türüdür. Bu sebeple genel kurul kararının bu hükümlere aykırı olmaması gerekmektedir.

Sermaye ve oy çoğunluğuna sahip ortakların haksız kararlarıyla azınlık pay sahiplerini ezmelerini engellemek amacıyla genel kurul kararlarının dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptali istenebilecektir.
Pay sahiplerinin (oydan yoksun olanlar dahil) dava açma hakkı paya bağlı bir hak ve emredici kanun hükmüne dayalı bir haktır. Pay sahiplerinin kararın iptali halinde menfaatlerinin olduğunu iptalin şirketin yararına olacağını ispat etme zorunlulukları bulunmamaktadır. İptal edilebilirlik ve yokluk hallerinin yanı sıra, genel kurul kararlarının hükümsüzlük
hallerinden birisi de butlandır. Genel kurul kararlarının butlanına ilişkin TTK. m. 447 hükmüne
göre: “(1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan
vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü
dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı
olan, kararları batıldır”.
görüldüğü üzere konusu itibarıyla bâtıl olan genel kurul kararları, bazı niteliklere sahip
paysahipliği haklarını kaldıran veya sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan ve
sermayenin korunması ilkesine aykırı olan kararlara özgülenmiştir. Bunun dışındaki bâtıl genel
kurul kararlarının tespitinde ise butlanın ikincilliği ilkesi uygulanır. Bu ilke, özel sebepler
dolayısıyla iptal etmenin yeterli ve tatmin edici bir yaptırım oluşturmadığı hallerde hukukun
genel hüküm ve ilkelerine göre butlana karar verilmesi anlamını taşır. Sakınma ilkesinin özellikle
şekli sebeplerin (eksiklik ve aksaklıkların) butlana yol açtığı hallerde gözetilmesi gerekir (Güzin
Üçışık/Aydın Çelik, Anonim Ortaklıklar Hukuku, C. I, Ankara 2013, s. 342).

TTK m. 447/1-a hükmünde belirtilen batıl genel kurul kararları, belirtilen hakları
düzenleyen Kanun hükümlerini kaldırmayı ve değiştirmeyi amaçlayan genel kurul kararlarıdır.
Belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan sonucunu doğurmaz. Genel kurula
daveti düzenleyen TTK. m. 414 hükmünde öngörülen şartların tamamen ortadan kaldırılmasını
sağlayan genel kurul kararı butlanla sakattır. Örneğin bu hükümde yer alan iki haftalık süreyi üç
güne düşüren bir genel kurul kararı butlanla sakat olur. Buna karşılık iki haftalık süreye
uyulmaksızın toplantı gününden sadece üç gün önce yapılan bir davet üzerine toplanan genel
kurulda alınan kararlar batıl değil iptaledilebilir kararlardır. Yine paysahiplerinin asgari oy
hakkını ortadan kaldıran bir genel kurul kararı butlan sonucunu doğururken bir veya birden
fazla paysahibinin oyunun kullanılmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz
sayılması halinde alınan genel kurul kararı iptal edilebilir bir karardır ( Üçışık/Çelik, s. 342-343).
Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere, paysahibinin genel kurula katılma, asgari oy
kullanma, dava açma hakkı gibi kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki temel haklarının
sınırlandırılması veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuran genel kurul kararları batıldır. (TTK.
m. 447/1-a). Anonim şirketin tanımına, paysahiplerinin haklarına ve borçlarına ve organsal
yapısına aykırı kararlar temel yapıya aykırıdır. Temel yapı ile kastedilen, anonim şirketi taşıyan
ana kolonlardır. Bu hakları ortadan kaldıran veya sınırlandıran genel kurul kararları, belirtilen
hakları düzenleyen kanun hükmünü kaldırmayı veya değiştirmeyi amaçlayan genel kurul
kararlarıdır. Bu ve bu gibi hallerde kanunun emredici hükümlerine aykırı karar alınması halinde
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan
sonucunu doğurmaz. Örneğin her pay ortağa bir oy hakkı verir bu oy hakkı kanunun emredici
hükümlerinden doğan bir haktır. Bu hakkı genel olarak ortadan kaldıran veya sınırlandıran
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık bir veya birden fazla paysahiplerinin oyunu
kullanmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz sayılması halinde alınan genel
kurul kararları iptaledilebilir kararlardır (Üçışık/Çelik, s. 343).
Türk Ticaret Kanunu m. 446/1-b hükmünde, “toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın,
olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin
gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya
temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına
haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının
alınmasında etkili olduğunu ileri süren paysahipleri(ne)” anılan kararlar aleyhinde iptal davası
açma hakkı tanımak suretiyle, belirtilen ihlallerin genel kurul kararının butlan veya yokluk
sonucunu doğurmadığını belirtmiş olmaktadır (Üçışık/Çelik, s. 343-344). Yargıtay TTK. m. 414
hükmünü emredici nitelikte bir hüküm olarak kabul ettiği halde, bu hükme aykırı bir davet
üzerine toplanan genel kurulda alınan kararların iptaledilebilir kararlar olduğunu ifade etmiştir . (Y.11.HD’nin 10.11.1989 tarih ve E. 89/6155, K. 89/6157 sayılı kararı).
6102 sayılı TTK m. 445 uyarınca: “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme
hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar
tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde
iptal davası açabilirler.” Genel kurul kararlarına karşı iptal davası açabilmek 3 aylık hak düşürücü
süreye bağlanmıştır Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini
tutanağa geçirten pay sahipleri TTK m. 446 uyarınca dava açma hakkına sahiptir. TTK m. 446/1(a)
uyarınca genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için toplantı tutanağına mutlaka
muhalefet şerhinin geçirilmesi gereklidir. Yargıtay’a göre; toplantıda hazır bulunup da alınan karara
olumsuz oy veren pay sahibinin iptal davası açabilmesi için, mutlaka her durumda ve her somut
olayda muhalefet şerhini açıkça tutanağa geçirtmesi gerekmektedir aksi takdirde açılan dava usulen,
dava şartı eksikliğinden reddedilecektir. (11. HD, T. 06.10.2015, E. 2014/13357, K. 2015/9986). TTK
m. 446/1(b)’de sayılan ve nedenlerin varlığı durumda da genel kurul kararına karşı iptal davası
açabilmek için meydana gelen ihlalin, genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunun ispati
gerekmektedir ve bu duruma etki kuralı denmektedir.
Detayları yukarıda açıklandığı üzere iptal davası kural olarak genel kurul toplantısına katılan
ve muhalefetini tutanağa geçiren pay sahipleri tarafından açılabilmektedir. (TTK md.446/1-a)
Bununla birlikte Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya
da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini,
genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy
kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini
ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren
pay sahipleri de iptal davası açabilmektedir. (TTK md.446/1-b)
Somut olayda, davalı şirketin 30.09.2022 tarihinde yapılan 2022 yılı olağanüstü genel kurul toplantısında alınan ve davaya konu edilen 3,4 ve 5 nolu kararlara davacı vekili tarafından muhalefet şerhini de tutanağa eklenmek üzere divan kuruluna sunduğu dosyada mübrez genel kurul toplantı tutanağından anlaşılmış olup, davacının talep konusu kararlar bakımından iptal davası açma hakkı bulunmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davacı …….. ‘in davalı şirkette 1.360.000,00 TL sermaye sahip olduğunun 30/09/2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı hazirun cetvelinden anlaşıldığı, 27/04/2022 tarihli …… sayılı ticaret sicil gazete örneğine göre davacının, ……… ile beraber davalı şirkette Yönetim Başkanı olarak müştereken temsile yetkili olduğu, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davalı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı T.T.K. hükümlerine göre usulüne
uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalı şirketin 30.09.2022 tarihinde gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında davacının yönetim kurulu üyeliğinden azline ve ortak sıfatı ile kullanımına tahsis edilen araç, telefon ve bilgisayarın iadesine karar verildiği, davacı …….. tarafından 30.09.2022 tarihinde şirket tarafından tahsis edilen …….. Plakalı ……. markalı aracı,31.10.2022 tarihinde …… marka …… bilgisayarı ve
…… numaralı ……. / Mavi Cep Telefonu ile ……..
numaralı telefon sim kartının davalı şirket yetkililerine teslim ettiğine dair tutanakların dosyada mevcut olduğu, dava konusu edilen (4.) Gündem maddesinde görüşülüp karara bağlanan, Yönetim Kurulu üyelerine huzur hakkı
ödemeleri adı altında yapılan ödemelerin herhangi bir kıyaslama ölçütü bulunmadığı, Yönetim kurulu
üyelerine yapılan zamların Enflasyon oranları, Asgari ücrete yapılan zamlar, ve TÜİK tarafından açıklanan
veriler ışığında normal karşılanması gerektiği; öte yandan diğer çoğunluk YK üyelerince kendilerine huzur
hakkı ve ücret ödemesi yapılamasının yanı sıra, davacı tarafa herhangi bir ücret ödemesi yapılmaması
hususunun iyi niyet kuralları ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği, 5.Gündem maddesi ile alınan kararla ilk defa 30.09.2022 tarihinden itibaren iki yönetim kurulu
üyesine aylık Net 120.000,00 TL ücret verilmesi öngörüldüğü, daha önceki yıllarda böyle bir karara
rastlanmadığı, daha açık bir ifade ile yönetim kurulu üyelerinden sadece ikisine ücret ödemesi anlamına
geldiği, diğer 3. yönetim kurulu üyesi ve üyelikten çıkarılan Davacı eski/yönetim kurulu üyesine bir ödeme
yapılmayacağı, alınan bu kararın iyi niyet kurallarına ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil
edebileceği anlaşılmakla 30/09/2022 tarihinde yapılan olağan üstü genel kurul toplantısında alınan 4 ve 5 nolu kararların iptaline karar vermek gerekmiş fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın esası olan 2022 Yılına
ait Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan Yönetim kurulu üyeliğinden çıkarma hususunu içeren, 3
numaralı karar bakımından iptali hususu ile ilgili olarak; Anonim şirketin temel yapısını bozan ve sermayenin korunması ilkesine aykırı olan bir durum tespit edilemediğinden bu yöndeki talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 30/09/2022 tarihinde yapılan olağan üstü genel kurul toplantısında alınan 4 ve 5 nolu kararların iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik 189,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 8.629,00 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 172,80 TL ki toplam 8.801,80 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/09/2023

Başkan ……
¸E-imzalıdır

Üye ……
¸E-imzalıdır
Üye …….
¸E-imzalıdır
Katip ……..
¸E-imzalıdır