Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/966 E. 2023/193 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/966 Esas
KARAR NO : 2023/193

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 21/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … İnşaat San. Ve Tic. A.Ş arasında akdedilen sözleşme gereğince dava konusu … ili … ilçesi … Mah. 382 ada 43 parselde kayıtlı … projesinde yer alan A Blok, … no’lu ve … İli, … İlçesi … Mahallesi, 382 Ada, 43 Parselde kayıtlı … Projesinde yer alan … Blok, 707 bağımsız bölümlerini satın aldığını, sözleşme konusu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerinde davalı şirketin borcu nedeniyle diğer davalılar … Anonim Şirketi ve … Anonim Şirketi lehine ipoteklerin bulunduğunu, sözleşmeye konu bağımsız bölümün davalı … …. A.Ş adına kayıtlı olan tapu kaydının iptalini ve diğer davalılar lehine tesis edilen ipoteklerden ari bir şeklide müvekkili adına tapuda tesciline karar verilmesini, kabul görülmemesi halinde ise dava tarihindeki rayiç değerinin tespit edilerek bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … …. A.Ş.’nden alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı Tasfiye Halinde … İnşaat Sanayi Ve Ticaret Aş adına iflas masası vekili cevap dilekçesinde özetle: müflis şirket hakkında verilen iflas kararının henüz kesinleşmediğini, bu nedenle davanın ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına bırakılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Tasfiye … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili banka hakkında açılan bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını gerektiren maddi ve hukuki bir gerekçe bulunmadığını, müvekkili banka ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki veya işlem bulunmadığından davaya bakmakta Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı adına satış vaadi sözleşmesi kapsamında satın alınan taşınmazların tapu kadının iptali, davacı adına tescili ve teslimi, davalılar tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.
Mahkememizin … esas … karar sayılı kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığının 29/09/2022 gün ve … esas … karar sayılı ilamının “… Dava konusu bağımsız bölümlerin konut olarak kullanma amacıyla satın alındığı beyan edilmiş ise de; davacı şirket tarafından satın alınan 2 adet bağımsız bölümün kimler tarafından ve hangi amaçla kullanıldığı dosya kapsamın ve mevcut delil durumunda açıklığa kavuşturulmamıştır. Davacı vekilinin konut olarak kullanıldığı yönündeki beyanı ile yetinilerek bu hususta gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve aykırı görülmüştür. …” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığının 29/09/2022 gün ve … esas … karar sayılı ilamı gereğince davacı şirket tarafından satın alınan, davaya konu 2 adet bağımsız bölümlü taşınmazların kimler tarafından ve hangi amaçla kullanıldığı konusunda açıklayıcı beyanda bulunulması hususunda davacı tarafa ihtar gönderilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 28/11/2022 tarihli dilekçe ile, müvekkilinin konutları kendisinin ve çocuklarının oturması amacıyla satın aldığını, akdedilen sözleşmenin imzalandığı tarihin üzerinden 8 yıl geçtiğini, bu süreçte, müvekkilinin çocuklarının eğitimi ve iş yerinin konumu dolayısıyla farklı bir yere taşındığını, işbu dava konusu taşınmazları da yakın zamanda kiraya verdiğini, taşınmazların kirasından elde ettiği gelirle de taşındığı yerin kira giderlerini karşıladığını, taşınmazın kiraya verilmesinin tüketici vasfını etkilemediğini beyan etmiştir.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Mahkemelerin görevine ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-c)
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Davada istem, davacı ile davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir.
Tapu kaydı aleni olup iyi niyetli 3. Kişileri bağlar. Tüketici gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişide olabilir. Taşınmazın kullanım amacı koşu ve iradeye göre değişebilir ve dava miktar itibarı ile yazılı yargılama gerektirmekte olup, tapu kaydı yazılı ve resmi bir delildir. Taşınmazın alış amacının değişmesi her zaman mümkün olup tapu kaydı itibariyle kat mülkiyeti hükümleri uygulanması gerekir. (İstanbul 7. BAM. 2020/2070 esas 2020/1870 karar-Tüzel kişinin tüketici niteliği hakkında emsal karar)
Tapu sicili, diğer resmi kayıt ve belgeler söz konusu taşınmaza ilişkin saha çalışma ve araştırmaları delil olarak kullanılır. Taşınmazın mülkiyetinin gerçek durumu ile tapu sicilindeki uyuşmazlık tüm bu ve benzeri deliller vasıtasıyla öne sürülebilir.
Tapu müdürlüğünce düzenlenen resmi senet ise, gayrimenkul mülkiyetinin ve mülkiyetten başka aynı hakların kullanılması ve devri için tapu sicil müdürlüğündeki bir memur tarafından düzenlenmiş olup taraflar ve gerekirse tanıklar tarafından imzalanan müdürlükçe imza ve mühür ile edinilen resmi bir oluştur.
Tapu senedi bir taşınmaz varlığının sahibini gösteren resmi bir belgedir. Tapu sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen bu resmi belge sadece taşınmaz sahibine verilir. Taşınmaz üzerinde mülkiyet dışında başka bir hakkı olan kişilere verilmez. TMK. 998 maddesi kapsamında taşınmazın niteliği bölümünde ise mülkiyet cinsinin ve olduğu ifade edilir.
İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu memuru tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir. ( TMK. 1027. Md. ) TMK. 1025. maddesinde de hatalı tescil düzenlenmiştir. (Yargıtay 1. HD. 2016/17583 ESAS 2018/9102 Karar- )
Tapu kaydında düzeltim davası da mevcut değildir. (vasfının değişmesi bakımından) tapuda cins değişikliğinin düzeltilmesi işlemleri idari bir görevdir.
Tapu Sicili Tüzüğü’nün 72 ve 74. maddelerine göre tapu kütüğündeki kaydın değiştirilmesi ve kütük üzerindeki düzeltmelerin, bir başka ifade ile tapuda cins ve vasıf düzeltilmesi işlemlerinin tapu idaresince yapılacağı ve idari bir görev olduğu tartışmasızdır.
Asliye Ticaret Mahkemesinin görevini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 4. ve 5.maddeleri uyarınca özel yasalarda Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin belirlemeler dışında bir ihtilafın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevinde olabilmesi için o ihtilafın ya Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir husustan kaynaklanması ya da her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması gerekir.
Somut olayda, incelenen davaya konu taşınmazın tapu kaydında, taşınmazın konut olduğunun belirtildiği, 23/06/2022 tarihli celsede davacının davaya konu taşınmazın “konut” olduğu beyan etmiş etmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığının 29/09/2022 gün ve … esas … karar sayılı ilamı gereğince davacı şirket tarafından satın alınan, davaya konu 2 adet bağımsız bölümlü taşınmazların kimler tarafından ve hangi amaçla kullanıldığı konusunda 28/11/2022 tarihli dilekçede yaptığı açıklayıcı beyanda, müvekkilinin konutları kendisinin ve çocuklarının oturması amacıyla satın aldığını, akdedilen sözleşmenin imzalandığı tarihin üzerinden 8 yıl geçtiğini, bu süreçte, müvekkilinin çocuklarının eğitimi ve iş yerinin konumu dolayısıyla farklı bir yere taşındığını, işbu dava konusu taşınmazları da yakın zamanda kiraya verdiğini, taşınmazların kirasından elde ettiği gelirle de taşındığı yerin kira giderlerini karşıladığını beyan edilmiş olmakla, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 23.maddesinde (6502 sayılı kanunun 73/1.maddesi) bu kanun’un uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı ön görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan konut amaçlı taşınmaz satışından kaynaklanmakta olup, konut olarak satın alınan taşınmazın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır