Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/89 E. 2023/350 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/89 Esas
KARAR NO : 2023/350

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 03/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların öz kardeş olduğunu, müvekkilinin babasının işyerinden ayrılmak zorunda bırakıldığını, davalının oluru ile birlikte girdikleri üniversite kantini, kafeterya işinde ekonomik sıkıntılar yaşadığını, icra takipleri ile karşılaştığını, icra takiplerinden zarar görmemek adına davalıya bedelsiz olarak babalarından kendisine kalan evini ve … marka aracını devrettiğini, babaları …’ın mamelekinin davalı tarafından kontrolsüz ve usulsüz kullanılması nedeniyle aralarında sorunların büyüdüğünü, bunun kontrol altına alınması amacıyla Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile babalarının vesayet altına alındığını, bunun üzerine davalının daha da agresifleşerek elinde bulunan senetleri üçüncü kişiler vasıtasıyla icra takibine konu edeceğini söylediğini, bunun önlenmesi için bahse konu senetlerden kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespitini ve senetlerin iptalini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ikame edilme amacının yalnızca müvekkili ile davacı arasında bulunan husumetten ibaret olduğunu, amaçlananın müvekkilinin huzursuz edilmesini sağlamaya yönelik olduğunu, müvekkilinin her daim iyiniyetini koruduğunu, bahse konu … marka aracın müvekkili tarafından noterlik satış sözleşmesi ile ücreti mukabilinde kardeşine devredildiğini, senetlerin miktarlarının belirli olduğunu, 100.000,00 USD meblağlı olduklarını, davacının düşük miktarda harç ödemek için dava değerini 20.000,00 TL olarak gösterdiğini, gerçekten borçlu olunmadığının tespitini talep edecek bir şahsın borç miktarını eksik göstermesinin mümkün olamayacağını, borçlunun el yazısını ve imzasını içeren senetlerin borcuna ilişkin olduğunu, aile fertlerinin anlatımları dinlendiğinde haklılığının ortaya çıkacağını, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan ve her halükarda haksız ve hukuki yarardan yoksun olması sebebiyle reddini talep etmiştir.
DELİLLER : tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememizin … esas saylı dosyası ile başlatılan dava mahkememizin19/06/2019 tarih ve … karar sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 13/12/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememiz iş bu esasına kayıt olmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 13/12/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamıyla kaldırılma öncesi mahkememizin … esas saylı dosyasında alınan tanık beyanlarında;
Davacı tanığı … ; “… beyin icra sıkıntısı vardı ondan dolayı abisine senet verdiğini biliyorum, birde dairesini abisinin üzerine yaptı, ben bunu biliyorum taraflarla 30 yıllık dostluğumuz vardır, ondan sonra daireyi geri iade edip etmediğini bilmiyorum ancak anladığımız kadarıyla etmemiş, bu aradaki senet anlaşmalı olarak verilmiştir aralarında gerçek bir borç yoktur. Taraflar babalarının almış olduğu evde oturmaktadırlar, benim bildiklerim bu kadardır, ben iki taraf içind yanlış beyan vermek istemem ne biliyorsan onu söylüyorum yeminimde sebat ederim, avukat beyi ben 80li 90 lı yıllarda aynı mahallede oturmamdan dolayı tanırım ben davacı vekilini en son 10 yıl önce … üniversindeyken … ofisindeyken görmüştüm ozamanda bir husus danışmaya gitmiştim, 10 yıldırda kendisini görmedim kendisi beni telefonla da aramadı bugün kendisini duruşmadan önce ilk defa duruşma salonunun önünde gördüm burada da sadece tokalaşıp selamlaştık, davanın taraflarının babaları olan … amcanın tahtakalede işyeri vardı bunlarda babalarının yanlarında çalışırlardı artı bir işleri yoktu bir gelirleri varsa hepsini oradan elde etmişlerdir. Senetle aynı zamanda devredilen daireyi tarafların babası davacı … a düğün zamanı almıştır biz kendisiyle aynı apartmanda otururduk, Başka birşey verilip verilmediğini bilmiyorum ancak taktakaledeki iş yeri tarafların babasıyla amcasına aittir ben öyle biliyorum, ben devir anında yoktum ancak gerek … gerek … benle yapmış oldukları konuşmalarda bu hususlardan bahsetmişlerdir. ben bu aileyi 1982 den beri tanırım bu dükkanı … amca ve … amca birlikte işletirlerdi ben bu dükkana sıkca gidip gelmiştim, benim bildiğim kadarıyla bu dükkan ikisine aittir ancak tapu mülkiyeti ve diğer hususlarda bilgim yoktur, ben o dönemde sirkecide çalışıyordum sabahları beni alırlardı … amca ve ben birlikte işe giderdik, … cevabında ben bu konuyu bilemem ancak sonuc olarak bu çocuklar çalışmalarının karışlığını haftalık veya aylık olarak mutlaka almışlardır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …; “Ben tarafların hem eniştesi hemde teyze çocukları olurum, ben bu senedi dava açıldığında duydum, ben meblağını bilmiyorum, gökhan’ın bir işi yoktu 2006 yılında … Üniversitesi Kantinini … ile birlikte işletiyorlardı, bu kantinde hakan bulunmamaktadır. Fiilen kantini … arkabaları ile … işletmişlerdir. 4-5 sene bu işe devam ettiler bende yanlarında başlangıçtan itibaren aylıkçı kasiyer olarak çalıştım, işler bozulunca dağıldılar …ın kendi adına tahtakale de bir şirketi vardı. … ‘a parasal anlamda yardımcı oluyordu. Meblağ olarak bilmiyorum, ama duydum getirip vermişliğini de gördüm ama meblağı bilmem. Senet verilmesine ilişkin her hangi bir bilgim yoktur. … ‘ın … ‘a devrettiği evin devir sebebini bilmiyorum o kendi aralarındadır. Başka söyleyceğim bu kadardır iş yeri şuan …’ın kendisine ait iş yeri şirket olarak gözükmektedir, babasının ben gelmeden önceden zeytinburnunda bir iş yeri olduğunu biliyorum Tahtakalede bir işyerinden haberim yoktu. …’ın …’ın şirketinde payı olup olmadığını bilmiyorum, resmiyette payı yok diye duydum, ben … ‘ın iş yerine gidip gördüm oradan biliyorum. Benim 45,000 TL nin posdan çekilmesi ve getirilen paraların iadesine ilişkin bilgim yoktur, ben görmedim, ancak … ‘ın da ne kadar getirdiğini bilmiyorum. Bizim siyavuşpaşa da kendi adımıza bir evimiz yoktur, bize antalya da kendisi ev almıştır ancak o da babanın üzerinedir. Ben gelmeden önce siyavuşpaşa da … ve …’ın evi vardı ancak bunu kimin aldığını bilmiyorum, Biz antalya dan geldiğimizde anneleri kanser hastasıydı babaları rahatsızdı biz hep beraber kendilerine ait siyavuşpaşa ve bakırköydeki evlerinde yaşıyorduk, evlendiğim tarihte kayınpederimin nerede çalıştığını bilmiyorum, ama hatırladığım kadarıyla Zeytinburnundaydı, ben bu davaya konu seneti dava açıldığında öğrendim daha öncesinde duymadım, belki kantin aşamasındayken vermiş olabilirler, ama bilmiyorum, kayınvalidemin cenazesi zamanında nereye defnedileceği tartırşmasında, … , … a bağırma dedi, … da …. tekme attı. … pantolunun cebinden arabasının kumandasını çıkardı … da bıcak sandı korkarak beni öldürüyorlar deyip olay yerinnden kaçta bende … ‘ı tuttum tarafları ayırdım arabama bindim … ‘ı hastaneye bıraktım tekrar gelip cenazemizi alıdık, bununla ilgili bir dava devam etmektedir. Yeminimde sebat ederim, tüm beyanlarım doğrudur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …; “ben tanıklık yapmak istemiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … yemin beyanında: “benim elimde 20.000,00 TL’lik bir senet yoktur. Olmayan bir senedi ibraz edemem. Bana kardeşim tarafından bir senet verilmiştir. Bana verilen senet 100.000 USD meblağlı idi. 100.000 USD meblağlı senet halen bendedir. Mahkeme bunu benden talep ederse mahkemeye ibraza hazırım. Bu senet bana borç karşılığında verildi. Elden alınmış bir para vardı. Bu borcun ticari defterlerde herhangi bir kaydı yoktur. Benim davacıya uzun zaman diliminde vermiş olduğum borçlara karşılık davacı bana 100.000 USD meblağlı senedi vermiştir. Kendi isteği ile bu senedi imzalamıştır. Bir takım işlem yapılmıştır paralar batırılmıştır. Bu borçlara ilişkin kendisine bu hususu bir akide bağlayalım dedim. Tam 100.000 USD olarak imzalandı. Kendisi de bunu kabul etti. Ben davacıya zorla bir şey imzalattırmadım. Söylediklerim doğrudur. Doğru söylediğime namusum şerefim ve kutsal saydığım bütün inaç ve değerler üzerine yemin ederim “ şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 31/05/2022 tarihli duruşmasının 2 no’lu ara kararı gereği davalı vekiline dava konusu senedi sunması için 2 haftalık süre verildiği, süresi içerisinde keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olan, her ikisinin keşide tarihinin 10/08/2019 olan, vade tarihleri bulunmayan ve değerlerinin 50.000 USD olan, toplamda 100.000 USD bedelinde iki senet sunulduğu, mahkememiz 08/06/2022 tarihli ara kararı ile davacı vekiline Harçlar Kanunu 30 ve HMK 120. maddeleri uyarınca bir sonraki duruşma tarihi olan 10/10/2022 tarihine kadar eksik harç bedeli olan 6.181,71-TL ‘yi ödemesi için kesin süre verildiği, davacı tarafça eksik harcın süresi içerisinde ikmal edildiği anlaşılmıştır.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK’nun 200. maddesinde, miktar ve değeri belli bir miktarın üzerinde olan hukuki işlemlerin senetle ispat edilmesi gerektiği, aynı kanunun 201. maddesinde de, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilemeyeceği hüküm altına alınmış, yine aynı kanunun 203. maddesinde de, senetle ispat zorunluluğunun istisnaları belirtilmiştir. Yakın hısımlar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmış ise, bu senede karşı ileri sürülecek savunmalar tanıkla ispat edilemez ancak senet ile ispat edilebilir. (Yargıtay 3. HD. 2015/12261 esas, 2015/19517 sayılı ilamı)
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun başka bir amaçla verildiği yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır. Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2018/2939 Esas, 2019/4786 Karar sayılı 2017/3521 Esas, 2019/1844 Karar sayılı kararları)
Senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası yönünden ise 6102 sayılı TTK 778 yollamasıyla 680. maddesi gereğince açık bono düzenlenebileceği ve davacının bu iddiasını da ancak yazılı delille ispat edebileceği görülmektedir.
Somut olayda davacı vekili tarafından, dava konusu senedin bedelsiz olduğu belirterek takibe konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep etmiş olup, davalı vekili ise davacının borcu karşılığında senedin düzenlenerek müvekkiline verildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
HMK’nun 200. maddesinde ”Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”şeklinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 203. maddesinde ise hangi hâllerde tanık dinlenebileceği açıklanmış olup,
“1-Alt soy ve üst soy,kardeşler,eşler,kayınbaba,kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler…” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 201. Maddesinde ise “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Tarafların kardeş olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.HMK’nun 203/1-a maddesi, HMK’nun 200. Maddesinde düzenlenen ”senetle ispat zorunluluğunun ”istisnasıdır. Aynı yasanın 201. Maddesinde düzenlenen ”senede karşı tanıkla ispat yasağının istisnası değildir.Yani HMK 203/1-a maddesinde düzenlenen yakın hısımlar arasındaki bir hukuki ilişki, işlem senede bağlanmış ise bu senede karşı ileri sürülecek savunmalar tanıkla ispat edilemez ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.
Somut olayda davacı tarafından senedin bedelsiz olduğu yazılı delille ispatlanamadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 341,55 TL peşin harç, 6.181,75 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.523,30 TL harçtan mahsubuyla bakiye 6.343,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 50.362,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır