Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/856 E. 2023/408 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/856 Esas
KARAR NO : 2023/408

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/09/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile, borçluları … Ltd.Şti ve … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, icra takip borçlusu …’ın, davacı müvekkili …’ın eşi olduğunu, diğer borçlu şirket olan … Ltd.Şti. ise 01.11.2017 tarihinde tescil edilen davacı müvekkili …’ın da ortağı olduğunu ve fakat müvekkili tarafından eşi …’a verilen Bakırköy … Noterliğinin 02.11.2017 tarih … yevmiyeli vekâletnamesine istinaden …’ın şirket müdürü olarak atanarak bahse konu şirketteki tüm iş ve işlemlerin … tarafından yürütüldüğü bir ticari işletme olduğunu, müvekkilinin ev hanımı olduğunu sadece ve sadece bahse konu firmanın kâğıt üzerinde ortağı konumunda olduğunu, ticari iş ve işleyişten haberdar olmasının mümkün olmadığını, icra müdürlüğü tarafından gönderilen ve müvekkiline tebliğ edildiği belirtilen tebligatların tamamen usulsüz olduğunu, davacı müvekkilinin bu tebligatlardan haberdar olmadığını, menfi tespit davasına konu olan hususun, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasından davacı müvekkiline gönderilen 09.09.2022 tarihli … haciz ihbarnamesi olduğunu beyan ederek davanın kabulü ile davalıya (icra dosyası alacaklısı) borçlu olmadığının tespiti ile Bakırköy … icra Müdürlüğünce davacı müvekkile gönderilen 09.09.2022 tarihli usule aykırı … haciz ihbarnamesinin iptaline, Bakırköy ….icra Müdürlüğünce, davacı müvekkil gönderilen … haciz ihbarnamesi -… haciz ihbarnamesi icra dosyasında müvekkilİ aleyhine yapılan tüm işlemlerin usulsüz olmasından dolayı iptaline, bahse konu işlemlerin usul ve yasalara tamamen aykırı olması sebebi ile davacı müvekkili aleyhine bakırköy … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından işlem yapılmasının engellenmesine ve teminat koşulu aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesine, borçlu olmadığını bildiği halde kötü niyetli olarak davacı müvekkilini icra dosyasından borçlandırmaya çalışan davalının %20 den az olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili …, … ve … Ltd. Şti’a karşı, kambiyo senetlerine özgü Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas numarası takip yoluna başvurduğunu, bu dosya kapsamında … şirketinin yetkilisi olan davacı …’a haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, haciz ihbarnamelerinin yanıtsız bırakıldığını, ihbarnamelerin usulsüz olmadığını, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, ticaret sicili kayıtlarında, … ve … münferiden yetkili olduğunun açıkça görüldüğünü beyan ederek davanın reddine, Mahkemenin aksi kanaate varması halinde ise yargılama gideri ve vekalet ücretinin davayı kendi kusuru nedeniyle açmak durumunda kalan davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İcra ve İflas Yasası’nın 89. Maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Mahkemelerin görevine ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-c)
Emsal İstanbul Bölge Adalet Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı 03/07/2018 tarihli ilamında “Somut olayda davacı vekilinin, dava dışı … yönelik icra takibi yaptığı, bu icra dosyasından dava dışı … Borcu nedeniyle davacıya haciz ihbarnamesi gönderildiği, davacının haciz ihbarnamesine itiraz süresini geçirmediği, davacının, davalılara herhangi bir borcununu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, davalı , davacı ve dava dışı takip borçlusunun tacir olmadığı, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesinden kaynaklanmadığı ve ticari iş niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 2.maddesi gereğince davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davacı her ne kadar İİK.89. maddeye dayalı menfi tespit talebinde bulunmuş ise de, İİK’dan kaynaklanan işbu davanın ticari dava niteliğinde bulunmadığı, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asiye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Esas – … Karar) (emsal: Yargıtay 19. H.D.’nin 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar sayılı ve 26.02.2016 tarihli ilamı, aynı dairenin 2015/7065 Esas, 2015/17162 karar sayılı ve 17.12.2015 tarihli ilamı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
13/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır