Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/85 E. 2022/879 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/85 Esas
KARAR NO : 2022/879

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tacir müvekkillerin hissedar olduğu ……. Makina Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tasfiye sürecine girmiş olup, tasfiye işlemlerini yürütmekle görevli olan diğer şirket ortağı ……. isimli tasfiye memurunun vefat etmesi neticesinde, şirkete ait tüm evraklar …….’de olduğu için kaybolduğunu, müvekkillerinin şirket ortağı olup, …….’nin ölümünü öğrendikten sonra mirasçıları ile görüşüldüğünü, mirasçılar evraklardan haberdar olmadıklarını, evrakların kaybolduğunu, yerini bulamadıklarını söylediklerini, bu konuda gerekirse mirasçılarının tespiti ile tespit edilen mirasçıların mahkemenizce dinlenmesini şirkete ait karar defteri, tasfiye memuru ve şirket yetkili ortağı …….’nin ölümü nedeniyle zayi olduğundan, zayi olan şirket karar defterinin tespiti ve zayi belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle 6102 sayılı TTK’nun 82/7.maddesinde belirtilen tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin zayi olması sebebiyle kendisine bir belge verilmesi istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. ” hükmünü düzenlemiştir.
Davacının anılan yasa maddesinden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyağa uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması zorunludur.
İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmelidir.
Tacirin ticari defter ve belgeleri ile ilgili zayi belgesi verilmesini talep edebilmesi için saklamakla yükümlü olduğu defter ve belge olması gerekir. Bu nedenle öncelikle tacirin saklama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin irdelenmesi zorunludur. Zira, tacirin 82/7 maddesinden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin korunması amacıyla gereken dikkati ve özeni göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında meydana gelmiş olması gereklidir. Kanun hükmünün içeriği incelendiğinde, kaçınılmaz bir halin varlığının arandığı açıktır. Kaçınılmazlık, mutlak ve objektif bir kavramdır. Yani alınan tüm tedbirler, sahip olunan tüm imkana ve araca rağmen, mücbir sebep teşkil eden olayın defterlerin ziyaına neden olması engellenememelidir. TTK’nın basiretli tacire yüklediği sorumluluğa binayen davacının saklamak zorunda olduğu belge evrak ve defterleri de kontrol etmesi gerektiği ve bu kontrolün hayatın akışına uygun olduğu dikkate alınmalıdır.
Davacı vekili yasada sayılı mücbir sebeplere dayanmamış, dava dilekçesinde; tasfiye işlemlerini yürütmekle görevli olan diğer şirket ortağı ……. isimli tasfiye memurunun vefat etmesi neticesinde, şirkete ait tüm evraklar …….’de olduğu için kaybolduğunu, müvekkillerinin şirket ortağı olup, …….’nin ölümünü öğrendikten sonra mirasçıları ile görüşüldüğünü, mirasçılar evraklardan haberdar olmadıklarını, evrakların kaybolduğunu, yerini bulamadıklarını söylediklerini, bu nedenle zayi belgesi verilmesini istediğini belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamına nazaran; davacı iddiasının mücbir sebep sayılmadığı, diğer taraftanda zıyaa uğramanın onun iradesinin dışında meydana gelmiş olmasının zorunlu olduğu, aynı zamanda şirket ortağı da olduğu davacı tarafça beyan edilen davacının TTK’nın basiretli tacire yüklediği sorumluluğa binaen hayatın akışına uygun olan ve üzerine düşen özen sorumluluğunu yerine getirmeyerek söz konusu defterlerin sıhhat ve özen borcunu yerine getirmediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır