Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/798 E. 2023/298 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/798 Esas
KARAR NO : 2023/298

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 09/09/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ile müvekkili tarafından takip başlatıldığını ancak davalının takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının işbu haksız itirazı, tamamen müvekkilinin alacağının tahsilini engellemeye yönelik olup kötüniyet içermekte olduğunu, davalı … plakalı aracıyla,18/08/2021 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, işbu kaza sonucu müvekkilinin aracında 13.770,59-TL hasar meydana geldiğini bağımsız eksper tarafından alınan raporda tespit edildiğini, hasarın onarımı maksadıyla araç 7 gün boyunca serviste kaldığından müvekkili tarafından kullanılamadığını, günümüz koşullarında müvekkiline ait aracın emsallerinin kiralama bedeli 600,00-TL civarında olduğunu, malvarlığı değerlerinde istemi dışında meydana gelen azalma olduğunu, müvekkilinin aracındaki hasardan dolayı hem fiili zarara uğradığını, hem de aracın onarımı için serviste kaldığı günler aracını kullanamadığından müvekkilinin araç mahrumiyet bedeli alacağı doğduğunu, müvekkilinin gerek Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinden hareketle, haklı olarak aracının serviste kaldığı makul süre içerisinde uğradığı araç mahrumiyet bedeli için 24/06/2022 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emri davalı tarafa 01/07/2022 tarihinde tebliğ edildiğini davalı 01/07/2022 tarihinde aleyhine başlatılan icra takibine itirazda bulunduğunu, davalı itirazında dosyada yazıldığı şekilde bir borcunun olmadığını, borcun tamamını ve faizini kabul etmediğini ileri sürmüş olmakla davalı borcu sürüncemede bırakmak amacıyla icra takibine itiraz ettiğinin aşikar olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun kötüniyetli olması aranmadığından dolayı icra takibine sadece itiraz etmiş olması yeterli olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi için gereken şartlar oluşmuş olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, 18/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu davacı aracında meydana gelen hasarın tazmini istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davacının işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, incelenen beyannamelerde de davacının VUK 177.maddesinde belirtilen sınırı aşmadığı, ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre ise gerçek kişi tacir işletme kaydının bulunmadığı, sonuç olarak davacının tacir olmadığı anlaşıldığından, eldeki uyuşmazlığın yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan hususlar kapsamında her iki tarafı tacir olup uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleriyle ilgisi bulunmadığından nispi ticari uyuşmazlık olmadığı, yine kanunda sayılan mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşılmakla davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır