Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/75 E. 2022/537 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/75
KARAR NO : 2022/537

DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasında mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkul satışana aracılık yapıldığına dair komisyon akdi ve alım ve satıma ilişkin olarak cayma akçesinin verilmesine dair akid imzalandığı, sözleşmenin 5. Maddesi gereğince satıcı gayrimenkulü satmaktan, alıcı ise gayrimenkulü almaktan vazgeçerse komisyon edimini tek başına üstleneceğinin belirtildiği, alıcının herhangi bir haklı nedeni bulunmaksızın alımdan vazgeçtiğini ve sözleşme gereğince hakkında Büyükçekmece ….. İcra Dairesince icra takibine başlandığını ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durdurulduğunu bu nedenle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; 12/02/2020 tarihinde …… emlakta satış temsilcisi …… isminde biri ile görüştüğünü ve bir daireye baktığını, dairenin fiyatının 300.000,00 TL olduğunu, 50.000,00 TL peşin, geri kalan miktarın kredi kullanarak ödeyeceğini belirttiğini, emlak çalışanlarının sözleşme yapmayı teklif ettiklerini ancak kendisinin önce krediye başvurup kredi onaylarsa sözleşme yapacağını, emlak çalışanlarının düzenledikleri satış anlaşma kağıdını imzaladığını, peşinat ve kredi ayarlarken 1-2 ay süre geçtiğini, bu süre içerisinde Covid salgını başladığından sürenin 5 aya kadar uzadığını, daha sonra ……. Emlakı aradığında dairenin satıldığını ve diğer daire fiyatlarının 500.000,00 TL olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine daireyi satın almadığını, aradan geçen 1-2 aylık süre sonunda icradan ödeme emri geldiğini ve itiraz ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki 12/02/2022 tarihli sözleşmeden doğan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda yapılan inceleme sonucunda; davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere taraflar arasında 12/02/2020 tarihli ” mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yapıldığına dair komisyon akdi ve alım satıma ilişkin olarak taraflar arasında cayma akçesinin verilmesine dair akid ” adı altında bir sözleşme imzalandığı, işbu sözleşmenin adından da anlaşılacağı üzere sözleşmenin TTK md.4 te sayılan ve TBK 532-545 te düzenlenen komisyonculuk faaliyeti kapsamında olmadığı, burada imzalanan sözleşme ile davacının üstlendiği edimlerin simsarlık kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın mutlak ticari dava olmadığı ve yine davalının, cevap dilekçesindeki anlatımları kapsamında tacir olmadığı ve dava konusu edilen taşınmazı konut olarak almak için davacı ile sözleşme imzaladığı anlaşılmakla da davanın nispi ticari dava olmadığı sabit görülmüştür. Bu haliyle uyuşmazlığı çözmede mahkememiz görevli değildir. Uyuşmazlığa konu taşınmazın konut olduğu ve davalının tüketici olduğu taraflar arasında akdedilen sözleşme konusu simsarlığında tüketici kanununda açıkça düzenlendiği dikkate alınarak, davayı görmeye tüketici mahkemesinin görevli olduğu ve tüketici mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalının yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır