Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/721 E. 2023/921 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/721 Esas
KARAR NO : 2023/921

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2022
KARAR TARİHİ : 27/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının, müvekkil şirket bünyesinde 18.11.2019 tarihinden 05.04.2022 tarihine kadar “Satış Yönetmeni” görevinde çalıştığını, 05.04.2022 tarihinde istifa etmek suretiyle müvekkil şirketten ayrıldığını, davalının hak edilmiş ücretleri ile yıllık izin ücretinin kendisine ödendiğini ve davalının müvekkilini ibra ettiğini, davalının müvekkil şirketteki son brüt ücretinin 12.556,82 TL olduğunu, davalının müvekkil şirketten ayrıldıktan sonra müvekkil firma ile benzer işleri yapmakta olan ” … Hizmetleri Anonim Şirketi ” firmasında ” … ” olarak çalışmaya başladığını, iki firmanın da aynı meslek grubunda ve benzer işlerde çalıştığı hususu ile davalının halen çalışmakta olduğu şirketin, müvekkil şirketin rakibi olduğunu, davalının müvekkil şirkete çalışırken edinmiş olduğu müşteri bilgilerini, müvekkil şirketin fiyatlandırma bilgilerini ve görevi gereği öğrendiği diğer bilgi ve belgeleri, hali hazırda çalışmakta olduğu şirket yararına ve kendi yararına, yasal düzenlemelere ve müvekkil şirketle akit etmiş olduğu 18.11.2019 tarihli, Rekabet Yasağı ve Ticari Sır Saklama Taahhüdüne aykırı bir şekilde hareket etmiş olduğunu, davalının son brüt ücretin 24 katı olan (Son brüt ücret 12.556,82 x 24 = 301.363,68 TL) olmakla birlikte, şimdilik 150.000,00 TL cezai şart alacağının, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisi sebebiyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözmekle görevli Mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde uyuşmazlık halinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığını, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin davacı … iddia ettiği gibi müşteri çevresine veya ticari sırlara erişim sağlayacak bir pozisyonda olmadığını, yalnızca kendisine verilen görevlerle sınırlı bir şekilde işlerini yürüttüğünü, ayrıca davacı işverenin, müvekkili tarafından iddia ettiği bilgilerin kullanılmasının, kendisini önemli bir zarara uğrattığını ispat etmesi gerektiğini, uğranılan zarar ile bilgilerin işçi tarafından kullanılması arasındaki illiyet bağının net bir biçimde ispat olunması gerektiğini, rekabet etmeme taahhüdünün işçinin hayatını kazanması ya da devam ettirmesi imkanlarını makul olmayan bir biçimde sınırlamaması gerektiğini, taraflar arasında sözleşmenin tamamı veya maddeleri üzerinde hiçbir değerlendirilme yapılmadığını, önceden hazırlanmış bu sözleşme metninin işe alma şartı olarak işçiye sunulduğunu, bu nedenle de sözleşme eki olan rekabet yasağı taahhütnamesinin geçersiz olduğunu, dava dayanağı yapılan rekabet etmeme hükümlerinin konu ve yer bakımından sınırlama içermediğinden ve davalının tüm mesleki faaliyetini yapmasını engelleyecek nitelikte olduğundan geçersiz olduğunu, davacı tarafın uğradığı bir zarar varsa ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak TBK 444 ve devamı maddeleri uyarınca cezai şart bedelinin tahsiline ilişkindir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/05/2023 tarih, 2022/4243 Esas, 2023/3242 Karar sayılı ilamında; “6098 sayılı Kanun’un 444 üncü ve devamı maddelerinde düzenlenen rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ve buna bağlı olarak bu yasağın ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların, 7306 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında, iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık olarak tanımlanması ve giderek İş Mahkemelerinin görevi kapsamında addedilmesi yerinde bir yaklaşım değildir. 7306 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile 6098 sayılı Kanun’daki rekabet yasağına ilişkin hükümlerin mutlak ticari dava olarak tanımlanmasına ilişkin 6102 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi hükmünün zımnen ilga edilmiş olduğu da ileri sürülemez.” şeklindeki gerekçesinden de anlaşılacağı üzere mahkememizin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Davalı vekili tarafından yetki sözleşmesi nedeniyle yetki itirazında bulunulmuşsa da davalı tacir olmadığından yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 14/08/2023 havale tarihli raporunda; davalının 18.11.2019 tarıhlı Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Taahhütnamesinin 2. Maddesine aykırı davrandığını, davalının 18.11.2019 tarihli Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Taahhütnamesinin 3. Maddesine aykırı davrandığını, 18.11.2019 tarihli Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Taahhütnamesinin 7. Maddesi uyarınca davacının davalıdan son brüt ücretin 24 katı cezai şartı talep edebileceğini bildirmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişinin uzmanlık alanı ile rapor içeriğine yönelik itirazda bulunulmuşsa da itirazların hukuki nitelik kapsamında olduğu görülmüştür.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davalının 18/11/2019 ile 05/04/2022 tarihleri arasında davacı şirkette satış yönetmeni olarak çalıştığı, iş ilişkisinin istifa ile son bulduğu ve taraflar arasında haksız fesih nedeniyle bir uyuşmazlığın bulunmadığı, ticaret sicil kayıtları ile bilirkişi tarafından yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalının çalıştığı şirketin aynı faaliyetlerde bulunduğu, taraflar arasındaki 18/11/2019 tarihli rekabet yasağı sözleşmesinin 3. maddesinde “Şirket ile aramdaki ortaklık ve/veya hizmet ilişkisinin sona erdiği tarihten itibaren, 2 yıl süre ile, şirketin faaliyet gösterdiği illerde, faaliyet alanında, işkolunda bu illerin civarındaki şirket veya acentenin bulunduğu yerlerde, iş kurmayacağımı, bu yerlerde işverenle aynı alanda faaliyet gösteren şirketler ile ortaklık ve/veya hizmet ilişkisinde bulunmayacağımı, yine aynı koşullarda şirketin portföyündeki müşterilerle birebir yada 3. Kişiler ve/veya kurumlar vasıtasıyla ortaklık ve/veya hizmet ilişkisi kurmayacağımı, aksine davranışın haksız rekabet sayılacağını ve işbu sözleşme ve hizmet akdine aykırılık oluşturacağını kabul, beyan ve taahhüt ederim ” şeklinde geçerli bir rekabet sözleşmesinin yapıldığı, davalı vekili tarafından “…civarındaki şirket veya acentenin bulunduğu iller…” şeklindeki ifade nedeni ile sözleşmenin geçersizliğine ilişkin itirazda bulunulmuşsa da sözleşmenin zaman, yer ve süre bakımından sınırlandırıldığı, nitekim davacı şirket ile davalının çalışmaya başladığı dava dışı şirketin merkezlerinin İstanbul olduğu, davalının çalıştığı pozisyon itibariyle davacı şirkete ait müşteri ve pazarlama sırlarına vakıf olduğu, bu nedenle rakip bir firmada çalışmaya başlamasının davacı bakımından zarar tehlikesi oluşturduğu, müşteri olan üçüncü kişinin, davalının davacı şirkette çalışırken kullandığı mail adresine 22/06/2022 tarihinde fiyat teklifine ilişkin cevap yazdığı böylelikle davalı tarafından rekabet sözleşmesine aykırı hareket edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, tarafların sözleşmede kararlaştırdıkları ceza koşulunun miktarı, sözleşmenin sona eriş şekli, davalının eylemleri ve çalışması sırasında elde ettiği gelir durumu dikkate alındığında mahkememizce tazminat miktarından yüzde atmış oranında indirim yapılarak talep miktarının yüzde kırkı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve takdiri indirim sebebiyle reddedilen miktar üzerinden yarılama gideri hesaplanmamıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile ceza koşulunun indirilmesi suretiyle 60.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gerekli 4.098,60 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 2.561,63 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.536,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 2.561,63 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.642,33 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 2.194,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 17.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Takdiri indirim nedeniyle dava kısmen reddedildiğinden davalı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/09/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.