Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/68 E. 2022/536 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/68
KARAR NO : 2022/536

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2022
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının kiracı olarak bulunduğu ……… Mah. ……… Cad. No: ……… Rezidence … Blok No: 12-13 Zeytinburnu – İstanbul adresinde ve tapunun İstanbul İli, …….. İlçesi ……… Mah. …….. Ada …. parselde kayıtlı bulunan 12 ve 13 nolu taşınmazların müvekkili tarafından eski malikten 10.09.2021 tarihinde satın alındığını, davalının söz konusu taşınmazda 29.05.2017 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre kiraya veren …….. Organizasyon Ses Işık ve Sahne Sist. A.Ş. ile imzaladığı kira sözleşmesi uyarınca aylık 48.489,45 TL + KDV bedelle kiracı olarak bulunduğunu, sözleşme hükümlerine göre 01.10.2021 tarihinden itibaren TUİK tarafından açıklanan tüfe+üfe/2 oranında kira artışı yapılarak kira bedelinin ödenmesi gerektiğini, müvekkili adına davalıya gönderilen Zeytinburnu ……… Noterliği 28.09.2021 tarih ve ……… yevmiye nolu ihtarname ile söz konusu taşınmazın aylık kira bedellerinin taşınmaz satın alınma tarihi olan 10.09.2021 tarihinden itibaren müvekkiline ödenmesi buna göre 2021 yılı Eylül ayına ait 20 günlük kira bedeli ile 01.10.2021 tarihinden itibaren yine sözleşme gereği TUİK tarafından açıklanan tüfe+üfe/2 oranında artış ile birlikte bundan böyle yeni mal sahibi ………. Kumaşçılık Otomotiv Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti. ‘ne ait …….. Bankası ……. Şubesi ……… iban nolu hesaba yatırılmasını, kiraların ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde temerrüde düşeleceği, kira bedeli tespiti ve tahliye için yasal yollara müracaat edileceği, bu durumda mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin de ayrıca ödemek zorunda kalınacağını bildirdiğini, yapılan görüşmeler neticesinde kira bedeline ilişkin fatura düzenlenmesi talep edilmiş ve müvekkili tarafından davalıya 08.10.2021 tarih ve ……. nolu 38.145,03 TL tutarlı, 08.10.2021 tarih ve ……. nolu 71.593,46 TL tutarlı iki adet toplamda 109.738,49 TL fatura düzenlendiğini, davalı ile yeni kira dönemine ilişkin kira bedeli konusunda anlaşma sağlanması üzerine davalı tarafından müvekkili firmaya 20.10.2021 tarih ve ……. nolu 4.981,46 TL bedelli iade faturası kesildiğini, karşılıklı kesilen faturalardan sonra müvekkilinin 104.757,03 TL bakiye kira alacağının kaldığını, davalının 08.11.2021 tarihinde kiracı olarak bulunduğu işyerini boşaltacağını kiraya devam etmeyeceğini bildirdiğini ve mevcut kira borçlarını bir hafta içinde ödeyeceğini söyleyerek söz konusu mecuru aynı gün kendiliğinden tahliye ve teslim ettiğini, kiracı olarak bulunduğu süreye ilişkin kira bedellerinden oluşan 104.757,03 TL kira borcu nedeniyle Büyükçekmece …….. İcra Dairesi ……… Esas sayılı icra dosyasından icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini ve davalınnın borca haksız olarak ve kötü niyetle itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile borçlunun itirazının kesin kaldırılmasına ve takibin devamına, borçlunun % 20 icra inkar tazminatını ödemeye mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kira ile ilgili uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkilinin ödenmemiş herhangi bir kira borcu bulunmadığını, tüm borçlarını eksiksiz ve zamanında ödediğini buna rağmen daha fazlası için davacının faturalar kestiğini ve anlaşma yapılmadığı halde fazla kira faturaları ile müvekkilini borçlandırmaya çalıştığını ayrıca bir takım faturaların taraflarına tebliğ edilmediğini ayrıca dava dilekçesinde ileri sürülen ancak cevap dilekçesinde sehven cevap verilmeyen iddialara ve tüm dava dilekçesine itiraz ettiğini, müvekkili aleyhine olan tüm hususlara itiraz ettiklerini belirterek öncelikle görevsizlik verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacı tarafa ait iş yerini kiracı olarak kullanımından kaynaklı kira borcunu ödememesi sebebiyle davacının, davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Dava taraflar arasındaki kira ilişkisine istinaden ödenmeyen kira bedellerine dayalı olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; dava, davanın dayanağı olan icra takibinin dayanağı taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklı olarak davalı tarafından ödenmeyen kira bedellerine yönelik kesilen faturaların olduğu davacının beyanı ile sabit olup her ne kadar faturaya dayalı yapılan takibe istinaden ticaret mahkemesinde iş bu dava açılmış ise de, faturanın kira alacağına yönelik kesildiği sabit olup uyuşmazlığın özünde taraflar arasındaki ilişkinin de kira ilişkine dayandığı anlaşılmakla, yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere ticari davanın tanımı kanun gereği açıklanmakla eldeki dava, tarafların tacir olup ticari işletmeleriyle ilgili bir uyuşmazlığa dayanmadığı gibi kanunda sayılı ticari dava tanımına da uymamaktadır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine, ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
Bu doğrultuda yapılan incelemede, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde düzenlenen “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.” hükmü uyarınca, taraflar arasındaki uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklandığına ve dava da 21/01/2022 tarihinde 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup, (Yargıtay 6.HD 2015/10428E. 2016/5617K. Sayılı kararı) Sulh Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/05/2022

Katip ………
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır