Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/674 E. 2022/1164 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/674 Esas
KARAR NO : 2022/1164

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05/02/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/07/2016 tarihinde davalı ….. sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile arkasında yolcu konumunda bulunan müteveffa …. ile birlikte İstanbul Zeytinburnu’nda seyir halinde iken …. numaralı kontrolsüz kavşağa geldiğinde sola manevra yaptığı esnada …..’nun kullandığı ….. plakalı araçla çarpışması sonucu yolcu ….’ün vefatı ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini, Bakırköy ….. Çocuk Mahkemesinin ….. E. – ….. K. sayılı kararı ile motosiklet sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müteveffa ….’ün desteğinden yoksun kalan anne ve babasının müvekkili Güvence Hesabına yapmış oldukları yazılı başvuru sonrasında tescilsiz ve ZMMS poliçesi bulunmayan motorla ilgili sürücü …..’nın tam kusuru ile meydana gelen trafik kazası nedeni ile 17/12/2019 tarihinde toplam 99.926,00-TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını, Güvence Hesabının ödemiş olduğu işbu zararı araç işleteni ve sürücüsüne rücu etme hakkının bulunduğunu belirterek Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …..-E. sayılı dosyası ile ödeme emrinin davalıya gönderildiğini, ancak başlatılan icra takibine yapılan itiraz ile takibin durdurulduğunu belirterek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tescilsiz motosikletin trafik poliçesi yaptırma zorunluluğunun bulunmadığını, bu nedenle Güvence Hesabının sorumlu olmadığı bir tazminatı ödediğini, bu nedenle müvekkiline rücu hakkının doğmadığını, ayrıca müvekkilinin kazanın oluşumunda tam kusurlu olmadığını, bu nedenle davacı kurumun sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusuru oranında tazminattan sorumlu olabileceğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını bu nedenle sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, müteveffanın da ayrıca davaya konu kazada kusurlu olduğunu, motosikletin kiralık olduğunu, kiralanan aracın ZMMS’sinin bulunup bulunmadığını kendilerinin bilmelerinin beklenemeyeceğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ayrıca ödenen tazminatın fahiş olduğunu, hatalı faiz talebine de itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddine ve %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir
DELİLLER : Bakırköy ….. İcra Dairesi ’nün ….. esas sayılı dosyası, Bakırköy ….. Çocuk Mahkemesi ….. Esas – ….. Karar Sayılı dosyası, savcılık ifadeleri, kaza tutanağı, ödeme belgeleri, ibraname, trafik sicil kayıtları, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü müzekkere yanıtı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi müzekkere yanıtı, ….. Sigorta müzekkere yanıtı, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 10/07/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasından dolayı davacı Güvence Hesabının yapmış olduğu tazminat ödemesinin davalının kazada kusurlu olduğu iddiası ile davalıdan rücuen tazminine yönelik başlatılan Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 19/04/2022 tarih ve ….. Esas ….. sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’nin 30/06/2022 tarih ve ….. Esas …… Karar sayılı ilamıyla “ilk derece mahkemesince davaya bakma görevinin Asliye Hukuk mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek istinaf incelemesine konu kararın verilmesi isabetli olmamıştır. Bu suretle açıklanan hususun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına” gerekçesi ile dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek mahkememiz kararı kaldırılarak dava mahkememizin iş bu esasına kaydı yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında;Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesine dayanarak davacı Güvence Hesabı hak sahibine ödediği paranın, zarar neden olan davalıdan tahsiline yönelik başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini ileri sürmektedir. Uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen Sigorta Hukuku’ndan kaynaklanmaması nedeniyle davanın; mutlak ticari dava olmadığı, davalı tarafın tacir, işinde ticari iş olmaması nedeniyle TTK kapsamında davanın nispi ticari dava da olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır