Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/667 E. 2022/1145 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/667 Esas
KARAR NO : 2022/1145

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/07/2022
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi ile dava dışı … A.Ş. arasında, 01.05.2021-01.05.2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere, …. numaralı Klasik Yangın Abonman Poliçesi tanzim edildiğini, 03.08.2021 tarihine gelindiğinde, sigortalı işyerinin üst katından sızan/akan sular nedeniyle palet üzerindeki bir kısım emtiaların hasarlandığı tespit olunduğunu, hasarın kaynağı araştırıldığında; sigortalının üst katında bulunan …. numaralı davalı … A.Ş. çalışanlarının iş makinesi ile yangın tesisatına çarptığı (…..) ve patlattığı, tavandan sızan ve akan suların da sigortalıya ait emtiaları hasarladığı görülmüştür. Bu husus, aynı tarihli tutanak ile de imza altına alındığını, tespit olunan hasar bedeline 1.250,00 TL tutarında sovtaj uygulandıktan sonra ortaya çıkan 21.755,00 TL hasar bedeli hak sahibine 08.09.2021 tarihinde ödenmiştir. Müvekkil, ödemenin yapılması ile birlikte TTK m. 1472 hükmü uyarınca sigortalısının tüm haklarına halef olduğunu, hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla davalılar aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış ise de tüm davalılar tarafından itiraz edilmesi nedeniyle işbu davanın ikame edilmesi zorunluluğu hasıl olduğunu, …. numaralı davalının çalışanlarının yangın sistemine (…) çarpması, yangın sistemini tetiklemiş ve yüklü halde su boşaltmasına neden olmuştur. Sistemden boşalan sular da sigortalının emtialarının hasarlanmasına neden olduğunu, oysaki … sistemine aşağıda gösterildiği şekilde kafes monte etilmiş olsa idi, davaya konu hasarın meydana gelmesinin önüne geçilmiş olunabileceğini, ne var ki, yukarıda gösterilen kafesleme sistemi hayata geçirilmemiş ve mevcut zararın meydana gelinmesine neden olunduğunu, …. sisteminin devreye girmesinin ardından ise boşalan suların tavandan akarak, dava dışı sigortalının mallarına zarar vermesi ise yapıdaki eksikliği gözler önüne sermekte ve …. numaralı yapı maliki olan davalının sorumluluğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, …. sistemi “Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik” e uygun olarak da düzenlenmediğini, …. numaralı davalının, sigortalının üst katında bulunduğu dilekçemizin girişinde izah edilmişti. Üst katta bulunan davalının/çalışanlarının kusurlu eylemleri nedeniyle sigortalının (ve dolayısıyla müvekkilin) zararı meydana geldiğini, …. numaralı davalı, bu nedenle müvekkile karşı sorumlu olduğunu, …. numaralı davalı sigorta şirketi, … numaralı davalının sigortacısı olduğundan müvekkile karşı tıpkı …. numaralı davalı gibi TBK ve TTK hükümlerince müteselsilen sorumlu olduğunu, … numaralı davalının ise …. numaralı davalının işyerinin maliki ve kiraya vereni olduğunu, bu davalı da bu sıfatları nedeniyle müvekkile karşı kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde, tıpkı …. numaralı davalı gibi müteselsilen sorumlu olduğunu, konuya ilişkin emsal olabilecek bir Yargıtay kararında da davalıların müteselsil sorumlu olduğuna hükmedildiğini, Davacı vekili, davalı …. A.Ş’nin maliki olduğu alışveriş merkezinde bulunan ve diğer davalının kiracısı olduğu işyerinin lavabosundan su sızması nedeniyle, davacının sigortaladığı işyerinin dekorasyonunda hasar meydana geldiğini, hasar bedeli 14.580,00 TL’yi sigortalılarına 09.04.2012’de ödediklerini belirterek, bu bedelin ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etttiğini, dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin olduğunu, davacı tarafça, davalıların maliki ve kiracı sıfatıyla kullanım hakkına sahip olduğu taşınmazdaki bakım eksiğinin, davacının sigortaladığı işyerine verdiği zarardan sorumlu oldukları iddiasıyla dava açılmıştır. Her iki davalı da aralarındaki kira sözleşmesini kabul ettiğini, 818 sayılı BK’nun 41. maddesine (6098 sayılı TBK’nun 49. Md.) göre; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aynı Kanun’un 279. maddesine (6098 sayılı TBK’nun 365. Md.) göre de, kiracı, kiralananın bakımını gereği gibi sağlamakla yükümlü olduğunu, 818 sayılı BK’nun 58. maddesi (6098 sayılı TBK’nun 69. Md.) hükmü uyarınca, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurdan dolayı sorumlu olduğunu, bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk hali olduğunu, diğer yandan özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur (kast veya ihmal) unsurlarının bulunması zorunlu olduğunu, bu gibi hallerde, zararın, hukuka aykırı bir davranıştan doğması yani objektif koşulun gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca subjektif koşula yani kusura ihtiyaç yoktur. Özellikle kusursuz sorumluluk hallerinde durum böyle olduğunu, zarar, ihmalden de kaynaklanabilir ve ihmali bulunanlar da zarardan sorumlu olur. Yargılama sırasında yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Yapı Malikinin Sorumluluğu” başlıklı 69. maddesinin 2. fıkrasında da “İntifa ve oturma hakkı sahipleri de binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan malikle birlikte müteselsilen sorumludur” hükmü düzenlendiğini, somut olayda; su sızıntısının, davalıların maliki ve kiracısı olduğu iş yerindeki lavabonun vanasından kaynaklandığı ve olayda hiç bir kusuru bulunmayan davacının sigortalısına ait iş yerinin zarar gördüğünün sabit olduğunu, Bu durumda; yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı kiracı …. A.Ş’nin kiralananın bakımını gereği gibi sağlamadığı, bu suretle kullanımda özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinden su basması olayının meydana gelmesinde kusurlu olduğu, diğer davalı …. A.Ş’nin de yapı maliki olarak oluşan zarardan kusursuz sorumluluğu bulunduğu, davacının zarar talebinden her iki davalının da anılan sıfatları gereği sorumlu olduklarının açık olduğunu, İcra takibine itiraz edilmesini müteakiben tarafımızca …. no.lu arabuluculuk başvurusu gerçekleştirilmiş ise de toplantı sonunda anlaşmama tutanağı düzenlendiğini, bu nedenle de işbu davanın ikamesi zorunlu olduğunu, Haklı davamızın kabulü ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazların ayrı ayrı iptalini, terditli olarak, hak sahibi sigortalıya ödenen 21.755,00 TL’nin ödeme tarihi olan 08.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı yanlar üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Yetki itirazımızı tekrar eder yetkiye açıkça itiraz ettiklerini, ilgili takip yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı gibi Mahkemeniz de işbu davanın görülmesinde yetkili değildir. 6100 s. HMK m.6 ile genel yetkili mahkeme ; ”davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi” ve davalının birden fazla olması halinde HMK m. 7 ile ”Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi” olarak belirlendiğini, somut olay incelendiğinde davalı tüzel kişilerin tümünün merkezleri İstanbul Anadolu yakasında ve İstanbul Anadolu mahkemelerinin yargı çevresinde yer almaktadır. İşbu sebeple Mahkemeniz HMK ile sayılan genel yetkili mahkemeler arasında yer almamakta olduğunu, HMK m. 15 ile sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki belirlenmiştir. Yine HMK m. 16 ile haksız fiilden doğan davalarda yetki hükümlerine yer verildiğini, her iki hüküm gereği de mahkemenin yetkili olmadığını, yetkili mahkemeler “İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri” olup yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, iddia edilen haksız fiilin (boru patlaması ve akabinde yaşandığı iddia edilen sızıntı) meydana gelmesinde müvekkil şirketin kusuru olmadığı gibi ihmali de olmadığını, işbu sebeple davanın müvekkil davalı bakımından reddine karar verilmesi gerektiğini, Yetki itirazımızın kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine neticeten davanın müvekkil şirket yönünden reddine haksız ve kötü niyetli takip yapan davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak lehe vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilemesini vekaleten ve saygılarımızla talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı …. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; Davacı …. Şirketi; 03.08.2021 tarihinde sigortalısı …. A.Ş.’nin üst katından sızan sular nedeni ile bir kısım emtialarının hasarlandığı ve bu hasar nedeni ile sigortalısına ödeme yapmak zorunda kaldığını iddia ederek, ödemek zorunda olduğu tutarın tahsili amacı ile eldeki davayı ikame etmiştir. Dava dilekçesinde hasarın davalılardan … A.Ş. çalışanlarının iş makinesi ile yangın tesisatına (… sistemine) çarpması ile meydana geldiğini, kusurlu olan …. A.Ş. Sigortacısı … Sigorta A.Ş.’ni ve bina maliki olması nedeni ile kusursuz sorumlu olduğu iddiası ile de müvekkil …. A.Ş. ni davada taraf olarak gösterdiğini, Dava konusu zararın, binanın yapımındaki bir hatadan veya bakımındaki noksanlıktan kaynaklı olmadığının sabit olduğunu, iş bu nedenle, müvekkil … A.Ş. adına açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, eldeki davada; zarar davalı ….’nın kusurlu eylemi ile gerçekleştiğini, zararın binanın yapımındaki eksiklikten veya bakımındaki noksanlıktan kaynaklandığı iddiası bulunmamakta olduğunu, Kaldı ki; ….’nın kusurlu eylemi ile illiyet bağı kesildiğini, bu durumda; mahkemenizce de takdir edileceği üzere, malik davalı … A.Ş.’nin sorumluluğu bulunmadığını, tüm itirazla değerlendirilerek, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla bilvekale arz ve talep ettiklerini beyan etmiştir. Tüm itirazlarımız değerlendirilerek, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı …. Sigorta A.Ş. Cevap dilekçesinde; Meydana gelen hadise sonucunda Müvekkil şirket sigortalısının işyerinde de toplamda hasar tespit edilmiş ve müvekkil şirket tarafından sigortalısına … numaralı yangın abonman poliçesine istinaden açılan … numaralı hasar dosyasında ödeme yapıldığını, gerçekleşen riziko sonrası sigorta poliçesi kapsamında müvekkil şirket tarafından toplamda sigorta tazminatı ödendiğini, anılan ödemelerle müvekkil şirket, Türk Borçlar Kanunu m. 183 (temlik hükümleri uyarınca) ve Türk Ticaret Kanunu m. 1472 uyarınca sigortalısının dava ve talep haklarının halefi olduğunu ve bu halefiyete istinaden meydana gelen hadisenin sorumlularına göre rücuen icra takibi başlatıldığını, Müvekkil Şirketçe İSTANBUL ANADOLU …İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’nün … E. Sayılı icra dosyası ile hadiseden sorumlu olan … A.Ş.’ye karşı icra takibi başlatılmış olup borçlunun itirazı üzerine takip durmuş ve rücuen itirazın iptali davası açılacağını, müvekkil şirket sigortalının dava konusu hadise ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Sorumluluğu kabul anlamına gelmemek üzere sigortalının hadisedeki sorumluluğunun ve kusur oranının tespiti ile bu doğrultuda değerlendirme yapılması gerektiğini, Sorumluluğu kabul anlamına gelmemek üzere ve rücu haklarımız saklı olmak kaydı ile; bu kapsamda Müvekkil Şirketçe tüm talepler beklenerek ve akabinde yapılan garame hesabına göre çıkan tutarlar hakkında ilgililere ödeme için işlemler yapıldığını, öncelikle davacı delilleri tarafımıza tebliğ edilinceye kadar davaya cevap verme ve delil sunma hakkımızın saklı tutulmasına, haksız davanın reddine, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden faiz ve ferilere ilişkin davacının taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Sigorta sözleşmesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tazminine ilişkin başlatılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; … numaralı Klasik Yangın Abonman Poliçesi ile sigortalının işyerinde meydana gelen su sızması nedeniyle meydana gelen zarardan dolayı davacının, sigortalısına hasar tazminatı ödediği, ödenen tazminatın rücuen tahsili için davalılara karşı iş bu davayı ikame ettği anlaşılmıştır.
Sigortacının TTK.nun 1472/1 inci maddesine dayalı olarak giriştiği dava da mahkemenin yetkisinin belirlenmesinde, halefiyet ilkesinin dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesince açması gerekiyor ise, halefiyet ilkesi gereğince, sigortacının rücu talebini aynı yer mahkemesin de açması gerekir.
HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. ” 7. Maddesinde, ” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlıkta; davalıların yerleşim yeri olan …., …. ve … ilçelerinin İstanbul Anadolu Adliyesi yargı sınırları içinde bulunduğu, sigortalı ve zararın meydana geldiği işyerinin …. ilçesinde bulunduğu, yetki itirazın bulunan davalı …’nın adresi ve yetkili olarak gösterdiği adliye dikkate alınarak, davalının süresinde ve usulüne uygun olarak cevap dilekçesinde yetkisizlik ilk itirazını ileri sürdüğü anlaşılmakla, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu değerlendirilerek, Mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin yetkilili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE;
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetci Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların yetkili mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilini ve davalılar vekillerinin yüzünde açıkça okunup,usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip ….
¸(e-imzalıdır)

Hakim ….
¸(e-imzalıdır)