Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/660 E. 2023/213 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/660 Esas
KARAR NO : 2023/213

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2022
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket ile davalı şirket arasında kapama makinesi revizyon işlemi nedeniyle düzenlenen 30/06/2021 tarihli …….. fatura nolu 78.500,01-TL bedelli faturadan kaynaklanan ve davalı tarafından ödenmeyen bakiye 63.500,00-TL fatura alacağın tahsili için Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı dosya alacağının tamamına , faize tüm ferilerine haksız ve mesnetsiz itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, , davalı borçlunun takibe ve borca itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkil şirket davalı ( borçlu ) şirkete, 23 adet N 95 punto Makinasının KN 95 Tipi Maske Makinasının Puntta Kaynak Makinasına Dönüştürülmesi ve Revizyonu İşlemlerini yaparak teslim ettiğini, bu hizmete ilişkin olarak davalı borçluya KDV dahil 78.500,01-TL bedelli fatura düzenlendiğini, davalının faturalara ve içeriğine yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, davalı tarafın bu faturadan dolayı müvekkile yasal sürede ödeme yapmadığını, davalı borçlu şirket tarafından yasal sürede ödeme yapılmaması üzerine, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete Üsküdar ……. Noterliği 21/12/2021 tarih ve …… Yevmiye Nolu ihtarnamesi çekildiğini, ihtarname davalıya tebliğ olmasına rağmen ihtarname de verilen kesin sürede davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin ihtarnamede belirtilen kesin süre de geçtikten sonra 03/02/2022 tarihinde banka üzerinde sadece 15.000,00-TL ‘lik ödeme yaptığını, faturadaki Bakiye alacağın ise davalı tarafından ödenmediğini, ödenmeyen bakiye fatura alacağından tahsili amacıyla 30/05/2022 tarihinde Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı icra dosyası ile başlattıkları takibe davalı alacağın tahsilini engellemek ve ödemeyi geciktirmek için kötü niyetli olarak haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, davalının icra takibine itirazı sonrası arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, davanın kabulü ile davalının Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin başlatılan Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Küçükçekmece …….. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 63.500,00-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 66.981,19-TL yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 02/01/2023 tarihli raporunda; Rapor içeriğinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişki kapsamında davacı yan tarafından tanzim edilen takibe konu 30.06.2021 tarihli …… numaralı faturadan kaynaklı bakiye 63.500,00 TL alacağının davalı yandan tahsili talebinden ibaret olduğu, davacının 2021 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerine göre; Davacı yan tarafından davalı taraf muhatap alınarak düzenlenen takibe konu edilen 30.06.2021 tarihli …… numaralı 78.500,01 TL tutarlı faturanın davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından 03.02.2022 tarihinde yapılan 15.000,00 TL tutarlı ödeme sonrası takibe konu faturadan kaynaklı takip tarihi (31.05.2022) itibariyle davalı yandan 63.500,00 TL bakiye alacaklı olduğu, davalı yan 26.12.2022 günü saat 14:45’de Mahkemeniz duruşma salonunda yapılan incelemeye katılmadığı, ticari defter ve belge ibraz etmediği, davacı yanın 2021 yılı BS formunda; Davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen 3 adet KDV Hariç 314.222,00 TL bedelli faturanın davacı tarafından Maliyeye bildirimde bulunulduğu, davacı …… Grup Mak. San. Mümessillik Müş. Taah. Dış Tic. Ltd. Şti. Tarafından davalı adına tanzim faturaların E-fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, faturanın davacı yanın ticari defter ve kayıtlarında mevcut olduğu, faturanın taraflar arasında bulunan ticari ilişki kapsamında revizyon işlem bedeli olarak düzenlendiği, takibe konu faturaya ilişkin 30.06.2021 tarihli …… sayılı imzalı sevk irsaliyesi dosyaya ibraz edildiği, taraflar BA-BS bildirimlerinde takip konusu faturanın Maliyeye bildiriminin yapıldığı görüldüğü, davalı tarafından faturaya karşılık kısmi ödeme yaptığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde düzenlenen faturanın davalı yanın bilgisi dahilinde olduğu, davacının incelenen ticari defterleri ve dosya kapsamına göre 30.06.2021 tarihli …… numaralı 78.500,01 TL tutarlı faturadan kaynaklı takip tarihi (31.05.2022) itibariyle davalı yandan 63.500,00 TL Asıl ve 3.481,19 TL İşlemiş faiz olmak üzere toplamda 66.981,19 TL alacaklı olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili başkaca düzenlemeler de bulunmaktadır.
Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde; fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” Denilmekte; ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur.
Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
Davacı, fatura alacağı olduğundan bahisle iddiada bulunmuş olup, faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin verildiğine ilişkin ispat yükü davacı üzerindedir.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlar.
Sonuç olarak, incelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre; davacı tarafça takibe konu edilen cari hesap alacağının davalı defterleri ibraz edilmediğinden defterde kayıtlı olup olmadığı tespit edilememiş ve buna ilişkin imzalı irsaliyeli fatura sunulmadığı anlaşılmış ise de, davacı ve davalı tarafça fatura adedi ve miktarı ile uyumlu olarak BS ve BA bildirimlerinin yapıldığı, tarafların BA ve BS bildirimlerinin miktar ve adet olarak davacının düzenlediği faturayla uyumlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturalardan sonra davalının kısmi ödeme yaptığı da anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE davalının Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin aynı koşullar ile devamına,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilecek olan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 4.575,49 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 808,97 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.766,52‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 808,97 TL peşin harç olmak üzere toplam 889,67‬-‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 10.716,99 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup,usulen anlatıldı. 28/02/2023
Katip ……
¸e-imzalıdır
Hakim ……
¸e-imzalıdır

Bu belge , 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu gereği elektronik imza ile imzalanmıştır.