Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/607 E. 2022/1146 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/607 Esas
KARAR NO : 2022/1146

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZILMA TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı ile …….(sahibi ….) arasında 5 yıl boyunca ticari iş yapıldığını, ….’nın sahibi ve müvekkilimizin eşi olan …, 2019 Ağustos ayında bir rahatsızlık geçirmiş ve kendisine akciğer sertleşmesi teşhisi konulduğunu, ağır tedavi süreçlerinin ardından, 2019 Aralık ayında ağız ve burundan kan gelmesi sebebi ile hastaneye kaldırılmış ve kanser teşhisi konulması sonucu, 30 Ocak 2020 tarihinde vefat ettiğini, …… sahibi …… vefat etmeden önce, ticari iş yaptığı davalı şirkete takibe dayanak olan faturalara konu mobilyaların satışını yapmış ve mobilyaları kendisine teslim ettiğini, buna karşılık davalı;30.06.20 tarihli ve … sayılı 15.340,00 TL bedelli,30.06.20 tarihli ve … sayılı 6.490,00 TL bedelli,30.06.20 tarihli ve …. sayılı 28.674,00 TL bedelli,30.06.20 tarihli ve … sayılı 5.900,00 TL bedelli, 02.07.20 tarihli ve …. sayılı 210.053,65 TL bedelli, toplam 5 adet faturadan oluşan toplam 266.457,65 TL tutardaki borcunu ifa etmemiş, … ‘un ölümüyle adeta borcun sona erdiğini zanneden bir saikle kendini borcunu ifadan alıkoyduğunu, Müflis işbu satış ve teslim işlemlerinin gerçekleştirerek kendi üzerine düşen edimi ifa etmesine karşın davalı, üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü, davacı müvekkil … ‘un eşidir, dolayısıyla müflisin yasal mirasçısı olduğunu, tereke mirasbırakanın vefat tarihi itibariyle para ile ölçülebilen tüm hak ve borçları anlamına geleceğini, bu anlamda mirasbırakanın taşınır ve taşınmaz malları, banka hesapları ve ALACAKLARI gibi ekonomik varlıklarının yanı sıra parayla ölçülebilen fikri hakları da terekeye dahil olduğunu, Müteveffanın ölümünün ardından, mirasçılarının yas süreci ve dünyayı saran Covid-19 virüsü sebebiyle belirli bir süre geçmiştir. Ardından, mirasçı müvekkillerimiz ancak bu süreçlerden sonra şirkete ilişkin alacak ve borçlarla ilgilenecek duruma gelebildiğini, İşbu sebeple davacı, eşi olan müflisin muaccel olan ve temmerüde uğrayan bu alacağını, müflisin mirasçısı sıfatıyla intikal yoluyla tazmin hakkına sahip olup, bu davayı açma hakkına hasıl olduğunu, 07.08.2020 tarihinde yukarıda belirtmiş olduğumuz faturalardan kaynaklı 266.457,56 TL olan alacağın ifası için tarafımızca davalıya tebliğ itibariyle 7 gün içerisinde ödeme yapılması için ihtar gönderildiğini, ancak davacı ödeme yapmadığını, bu olay üzerine davacı tarafından 17.03.21 tarihinde dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurulmuştur. ……. Büro Dosya No’lu ve …Arabuluculuk No’ ile yürütlen işbu arabuluculuk süreci, 13.04.21 tarihinde anlaşmaya varılamayarak ekte sunacak oldukları, Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı ile son bulduğunu, açıklanan nedenle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile, 30.06.20 tarihli ve …. sayılı 15.340,00 TL bedelli, 30.06.20 tarihli ve …. sayılı 6.490,00 TL bedelli, 30.06.20 tarihli ve … sayılı 28.674,00 TL bedelli, 30.06.20 tarihli ve … sayılı 5.900,00 TL bedelli, 02.07.20 tarihli ve … sayılı 210.053,65 TL bedelli faturadan kaynaklanan alacaklarımıza yönelik faizi ile birlikte davalıdan tahsili için işbu davaya konu icra takibini başlatmış bulunduklarını, Bunun üzerine borçlu şirket icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunmuş, söz konusu icra takibi tensip zaptıyla durdurulmuştur. Müvekkilimiz alacaklarına kavuşamadığı gibi üstüne alacağının tahsili için başlattığı icra takibine borçlu şirket haksız ve mesenetsiz olarak itiraz etmesi müvekkilimizin mağduriyetini katlayarak arttığını, davalı/borçlu icra takibine haksız ve gerçeğe aykırı beyanlarla itiraz etmiştir. itirazın iptali gerektiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı itiraz dilekçesinde müvekkilimize herhangi bir borcumuz bulunmadığını. bahisle Bakırköy … İcra Müdürlüğü. – … E. Sayılı dosyasındaki takibe,borca ve ferilerine hiçbir delil sunmadan haksız ve mesenetsiz olarak itiraz ettiğini, davalı tarafından icra müdürlüğüne sunulmuş olan itiraz dilekçesinde sadece ” Neye göre tanzim edildiğini anlamadığımız takip dayanağı faturalar müvekkil şirkete herhangi bir şekilde iletilmemiş, ibraz veya tebliğ de edilmemiştir. Müvekkil şirketin alacaklı olduğunu iddia edene ve takip dayanağı faturalara ilişkin herhangi bir borcu bulunmamaktadır…” ibaresi yer aldığını, ancak dilekçemiz ekinde sunduğumuz delillerden de anlaşılacağı üzere söz konusu hizmet karşılığı fatura borcu, borçlu şirkete aittir. bu sebeple alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, fazlaya dair her türlü faiz, talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla işbu haklı davanın kabulü ile davalı (Borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü. – …. E. Sayılı takibin devamına, davalı (borçluya) alcağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, Mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; Öncelikle husumet yönünden itirazımız bulunmaktadır. Davacı …, alınmayan mal ve hizmetler için kendi adına kestiği faturalara dayanarak üstelik tarafımıza herhangi bir şekilde tebliğ etmeden icra takibi açmiştır. Davacının eşi … ile ( …) geçmişte iş yapılmış, ancak defter kayıtlarımızdan da sabit olacağı üzere ……’a, ( ….’ya) müvekkilin herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı, eşinin ölümünden 6 ay sonra bahse konu faturaları -irsaliye yerine geçer – ibaresi ile e arşiv fatura olarak kendi adına düzenlemiştir. Burda itiraz edilecek hususlar başlıca şu noktalarda toplandığını, davacı vekili dilekçesinde, “müvekkil, …’un eşidir. Dolayısı ile müflisin yasal mirasçısıdır” demiştir. Ancak davacı taraf dosyaya mirasçılık belgesi sunmamıştır. Gerçekte mirasçı mıdır? Başka yasal mirasçı var mıdır? Reddi miras var mıdır? Eşinin terekesine dava açmış mıdır? Tarafımızca bilinmediğini, esasen yasal mirasçı olup olmasının davacının davasının haklılığına da bir etkisi de olmadığını, davacı ile müvekkil arasında herhangi bir ticari alışveriş, mal ve hizmet teslimi olmadığını, davacı tarafından, satın alınmayan mal ve hizmetler için kendi adına fatura düzenlendiğini, ayrıca davacının düzenlediği bu E arşiv faturaların çoğunda hizmet yeri ile ilgili müvekkil şirketin merkez adres ve şube adresleriyle ilgisi olmayan AVM ve illerde mal/hizmet verildiğine ilişkin yanıltıcı açıklamalar yer aldığını, davacı tarafından, eşinin ölümünden 6 ay sonra kendi kurduğu şahıs şirketinden -irsaliye yerine geçer- ibaresi ile e- arşiv fatura düzenlendiğini, Fatura nizamına ilişkin VUK 231/5’inci maddesinde; “faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı” hükme bağlanmıştır. Mal veya hizmet, teslim zamanında irsaliye ile birlikte teslim edilmelidir. Oysa 6 aydan çok önceki bir dönem için verildiği iddia edilen mal ve hizmetler, irsaliyeli e- arşiv fatura olarak üstelik başka bir isim/ünvan altında düzenlenmiştir. Bu şirketle müvekkilin herhangi bir iş ilişkisi olmadığını, ayrıca E fatura mükellefi olan müvekkil …… A.Ş. ye faturalar fiziki veya elektronik ortamda tebliğ edilmemiştir. Müvekkil şirket araştırdığında E arşivi taradığında sadece tek satırla fatura bilgisi olup, fatura içeriğini gösterir şekilde fatura yer almadığını, burada da fatura kesmeye ve tebliğe ilişkin yasalara uygun hareket edilmediğini, buna göre; “Mükellefler e-Arşiv Uygulaması kapsamında elektronik belge biçiminde oluşturdukları faturayı vergi mükellefi olmayanlarda uygulanan istisna haricinde alıcısına kâğıt ortamında teslim ettiklerini, Vergi mükellefi olmayanlara düzenlenen fatura, alıcının rızasına bağlı olarak kâğıt veya elektronik ortamda teslim edilecektir.” Dilekçe ekinde sunulan E arşiv faturalar 30/06/2020 tarihinde düzenlenmiş gözükmektedir. Herhangi bir şekilde (fiziki ve elektronik ortamda -ibraz veya tebliğ edilmemiştir) Dava dilekçesinde bahsi geçen ve sanki tebliğ edilmiş algısı yaratan ihtarnameyi müvekkil şirket tebliğ almamıştır. Dilekçedeki ihtarname ekleri incelendiğinde ihtarnamenin İADE edildiğine ilişkin tebliğ şerhi mevcuttur. Yine internetten … nolu … sorgusunda iade bilgisi görüldüğünü, taraflarına söz konusu faturalar tebliğ edilmediği gibi bu mal ve hizmetlerin teslim edildiğinde dair imzalı bir evrak da bulunmadığını, Davacının delil dilekçesinde “… ya ait irsayeli faturalar” ibaresi yer alsa da bu konuda herhangi bir delil sunmadığını, davacının mal ve hizmet teslimi iddiası gerçek dışı olup, davacı tarafın mal ve hizmet teslimini ispatlayamadan sırf eşinin ölümünden 6 ay sonra tanzim edilmiş ve tarafımızca kabul edilmemiş olan faturalara dayanarak alacak iddiası samimi olmayıp, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, eğer böyle bir mal ve hizmet teslimi olsaydı mal ve hizmetin teslimine ilişkin eşinin firması tarafından tanzim edilmiş fatura veya sevk irsaliyesi olacağını, kaldı ki Yargıtay’ın yerleşik içtihadı ise, 11. HD.’nin bu inceleme konusu kararında (……, E. …., K. …….) olduğu gibi, süresi içinde itiraz edilmeyen faturanın, konusu olan malın teslim edilmiş, iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabulü anlamına gelmeyeceğini, bu itibarla yukardaki açıkladığımız üzere sunulan faturaları kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini, davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinni karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, faturaya dayalı başlatılan Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davacı vekili 29/11/2022 tarihli duruşmada : “dava konusu ettiğimiz faturalar davacı … adına kesilmiştir, davacı …’nın eşinin vefatı sebebiyle yetkilisi haline gelmiştir ve davalı ile olan ticari ilişki …-… arasındadır, 2018 yılından beri müvekkilin vefat eden eşi ile davalılar arasında ticari ilişki mevcuttur, ticari ilişkiye ilişkin makbuzları dosyaya sunduk, dava konusu ettiğimiz faturalar davalı ile …. arasında önceden beri gelen ve devam eden mal alım satımına ilişkindir, davacı eşinin vefatından sonra davalı ile olan ticari ilişkide yapılan iş karşılığı kesilmemiş faturaları tespit etmiş ve bunun üzerine fatura tanzim etmiştir, davalı tarafından ödeme yapılmadığından takip başlatılmıştır davalı tarafından yapılan haksız itirazın reddini davamızın kabulünü talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili 29/11/2022 tarihli duruşmada: ” davanın genişletilmesi yasağı kapsamında sonradan sunulan faturaları kabul etmiyoruz, davacının eşi …. ile iş ilişkisi olmuştur, bu ticari ilişki kapsamında herhangi bir borcumuz bulunmamaktadır, davacı eşinin ölümünden sonra fatura kesmiştir, bu bize tebliğ edilmemiştir, davacının eşinin vefatından sonra kesilen faturalara ilişkin davacı taraf ile herhangi bir ticari ilişkimiz bulunmamaktadır, bu sebeple davanın reddine karar verilsin .” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava ve cevap dilekçesi, tarafların yargılamada alınan beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı dava dilekçesi ve sözlü beyanında, davalı ile …. (sahibi olan eşi …) arasında 5 yıl boyunca ticari iş yapıldığını,…’nın sahibi ve müvekkilimizin eşi olan …’un 30 Ocak 2020 tarihinde vefat ettiğini, … sahibi … vefat etmeden önce, ticari iş yaptığı davalı şirkete takibe dayanak olan faturalara konu mobilyaların satışını yapmış ve mobilyaları kendisine teslim ettiğini, buna karşılık davalının teslim edilen mallara ilişkin ödeme yapmadığını ve daha sonra kendisi tarafından davalı adına fatura tanzim ederek ödeme talep ettiği ve ancak tanzim edilen bu faturalara da bir ödeme yapılmadığı şeklinde beyanda bulunmuş olup, davacının, davalı ile işbu dava konusu 30.06.20 tarihli ve … sayılı 15.340,00 TL bedelli,30.06.20 tarihli ve … sayılı 6.490,00 TL bedelli,30.06.20 tarihli ve … sayılı 28.674,00 TL bedelli,30.06.20 tarihli ve …. sayılı 5.900,00 TL bedelli, 02.07.20 tarihli ve … sayılı 210.053,65 TL bedelli, toplam 5 adet faturalara konu mal veya hizmet alış verişene dair bir ticari ilişkilerinin bulunmadığı ve davacının, vefat eden eşinin alacağının tahsili amacıyla fatura oluşturduğu ve takip konusu ettiği tarafların beyanları ile sabit görüldüğünden bu hususta ayrıca ticari defterler üzerinde inceleme yapılmasına usul ekonomisi gereği gerek görülmemiş olup, dava ve takip konusu faturaların tarihi, davacının eşinin vefat tarihi ve taraflar arasında başkaca bir ticari ilişki olduğunu gösterir delil sunulmamış olması ve bu hususta tarafların beyan ve kabulleri dikkate alınarak davacının, davalıdan dava konusu faturalara konu alacağının bulunmadığı anlaşılmış olup davanın reddine dair karar vermek gerekerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 4.183,40 TL harçtan mahsubuyla fazla alınan 4.102,7‬- TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 51.493,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)