Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/601 E. 2022/799 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/601 Esas
KARAR NO : 2022/799

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2022
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında birim fiyatı 17,50 USD (Amerikan Doları) + KDV olmak üzere 3.360 adet 400×600 mm ölçüsünde düz yanaklı 1 mm aısı 304 kalite paslanmaz tepsi satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, işbu anlaşma çerçevesinde müvekkili şirket tarafından düzenlenen 28.07.2021 tarihli proforma faturanın davalı şirkete gönderildiğini ve davalı şirket tarafından da kaşe ve imza atılmak suretiyle onaylandığını, bahse konu proforma faturada, “Ödeme Şekli: Sipariş ile beraber %50 nakit DOLAR, kalan %50 90 gün vadeli DOLAR ÇEK olarak gerçekleşecektir.” şeklinde hüküm bulunduğunu, taraflar arasında ödemenin dolar olarak yapılacağı konusunda tam bir mutabakata varıldığını, davalı-borçlu şirket tarafından ödemeler, taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak ya USD olarak yapıldığını ya da USD karşılığının açıklamada belirtildiğini, ancak belirtilen USD karşılıkları davalı-borçlu şirketçe eksik hesaplandığını, çeklerin tahsili işlemleri sonrası USD karşılıkları c/h kayıtlarına işlediğini ve bu işlemin sonrasında davalı borçlu şirketin 13.444,49 USD borcu kaldığını, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. E. sayılı dosyasından gönderilen Örnek 7 nolu ödeme emrine süresi içinde yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin adresinin İstanbul Anadolu Adliyesi sınırları içinde yer aldığını, Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkisiz olduğunu, davacı taraf yetkili icra dairesinden icra takibi başlatmadan işbu davayı açtğını, yasa gereği yetki uyuşmazlığı çözülmeden işbu itirazın iptali davasının görülmesi mümkün olmadığını, yine davaya ilişkin olarak Sayın Mahkemenin yetkisine ayrıca itiraz etiklerini, öncelikle genel yetki kuralı gereği bu davaya bakmakla görevli mahkemenin davalı müvekkilinin adresinin bulunduğu İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında ödemenin ne şekilde yapılacağı konusunda hiçbir sözleşme yada mutabakat bulunmadığını, müvekkilinin mal satın aldığını ve bedelini vadesinden önce ödediğini, taraflar arasında kur farkı ödeneceğine ilişkin yazılı bir anlaşma veya teamül bulunmadığını, davacı taraf fatura bedellerini vadesinden önce tahsil ederken kur farkı alacağı olduğuna dair ihtirazi kayıt da koymadığını, Tahsilat Makbuzu ile 6 adet çeki teslim aldığını ve bu surette ödeme gerçekleşip hesabın kapandığını, kur farkı istemi niteliği itibarı ile munzam zarar hükümlerine tabi olduğunu davacı tarafın fatura konusu malları döviz kuru çok daha düşükken müvekkile satıp teslim ettiğini, ödemesini ise vadelerinden çok önce çek ile tahsil ettiğini, çeklerin tümünün de gününde ödendiğini, hal böyleyken kur farkı talebinde bulunmasının hukuki yada ticari bir gerekçesinin olmadığını, davanın reddine karar verilmesini %40’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki kur farkı kaynaklı alacağın tahsiline yönelik başlatılan Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6100 sayılı H.M.K nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip (HMK. madde 117/3) maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK nun 163-164 maddelerinde açıklandığı görülmektedir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 31/01/2018 tarihli 2016/15143 E., 2018/297 K. sayılı emsal kararı).
İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğinden, öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığının incelenmesi gerekir. Bu incelemede İİK’nun 50. maddesi yollamasıyla HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Buna göre genel yetki kuralını düzenleyen HMK’nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. Öte yandan aynı yasanın 10.maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesine göre tespit edilmelidir. Buna göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir.
İcra dairesinin yetkili olup olmadığı yönünden yapılan değerlendirmede, İcra ve iflas kanununda yetki itirazı İİK 50/2.maddesinde düzenlenmiştir.Buna göre HMKnın yetkiye ilişkin hükümleri kıyas yolu ile uygulanacaktır.Borçlar, sözleşmeden, haksız fiilden ya da sebepsiz zenginleşmeden doğar. Bu üç borcun kaynağına göre yetkili mahkeme ayrı ayrı düzenlenmiş olup, genel yetkili mahkeme ise HMK.nın 6. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesidir. Yetkiye ilişkin diğer düzenlemeler, bu düzenlemenin yanında özel düzenlemeler olup, genel düzenlemeyi ortadan kaldırıcı nitelikte değildir.Taraflar arasında ticari nitelikte hizmet alım-satımından kaynaklı bir ilişki olduğu açıktır.Taraflar arasında usulüne uygun düzenlenmiş bir yetki sözleşmesi de yoktur.Bu durumda HMK 10.maddesinde düzenlenen sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.Borcun İfa yeri TBK 89.maddesine göre belirlenecektir.TBK.nun 89 maddesinde para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmektedir.
Türk Borçlar Kanununun 89.maddesinde yer alan düzenleme ile para borçlarının ifa yerine göre yetkili mahkemeyi belirleme esası getirilmiştir. Dava paslanmaz tepsi satışından kaynaklı, davalı tarafından yapılan ödemeler sonucunda borcun ifa edilip edilmediği, ödeme günü kur farkından oluşan farktan davalının sorumlu olup olmadığını ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın paslanmaz tepsi satımına ilişkin olduğu ve aralarında sözleşme ilişkisi bulunduğu görüldüğünden mahkememizce davacı tarafın taleplerinin taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı, dolayısıyla yetki hususu da incelenirken sözleşmeden kaynaklanan davalarda yetkili mahkemenin düzenlendiği HMK m.10 hükmü dikkate alınarak incelenmiştir. HMK m.10 özel yetki kuralı olup sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Söz konusu davada yetki kurallarının (HMK m. 6) ve sözleşmeden doğan ilişkin özel yetki kurallarının (HMK m. 10) birlikte uygulanacağı açıktır. Genel yetki kuralı gereğince davanın ikame edildiği tarihte davalının yerleşim yerinin ” Pendik/ İstanbul” adresi olduğu, sözleşmeden doğan davalarda tali yetkili olan sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi ise sözleşmeye konu malların parça borcu olması sebebiyle borç konusunun bulunduğu yer mahkemesinin ifa yeri olması sebebiyle bu yetki kuralı gereğince de davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkili olacaktır. Tüm bu nedenlerle taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanan bir uyuşmazlık olması, sözleşmeden kaynaklanan davalarda genel yetki kuralı olan HMK m..6 gereğince yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olduğu tali yetki kuralı gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu, sunulan faturada teslim yeri fabrika teslim yeri olup bu yerin davalının adresi olması hususları birlikte gözetildiğinde yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından ve davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine, İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının açtığı davada,mahkememizin yetkilili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE;
6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Harç ve masrafların yetkili mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup,usulen anlatıldı. 19/09/2022

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim ……..
e-imzalıdır