Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/580 E. 2022/1053 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/580 Esas
KARAR NO : 2022/1053

DAVA : Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması.
DAVA TARİHİ : 24/06/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/12/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin …. şirketinden konut almak için ödemeler yaptığını ancak konutların teslim edilmediğini, söz konusu konut projesinin …. İli …. İlçesi …. ada …. Parselde bulunan taşınmaz üzerinde planlandığını, söz konusu taşınmazın 17.04.2017 tarihinde alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile … Şirketine devredildiğini, bu muvazaalı devir için Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemelerinde taşınmazın muvazaalı devredildiği tespiti sonucu tasarrufun iptali kararı verildiğini, verilen bu karar ile birlikte …. firması üzerinde bulunan gayrimenkule hacizler konulduğunu ve borçlu konumuna düştüğünü, … şirketinin kendine paravan şirketler kurarak faaliyette bulunduğunu ve bu paravan …. şirketinin de … merkezinden idare edildiğini, bu yapının alacaklıları zarara uğratmak amacıyla yapıldığını, yine her iki şirketin aynı iş kolunda kurulduğunu beyan ederek yapılacak yargılama neticesinde davalılar arasındaki tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak borçlardan birlikte müşteren ve müteselsilen sorumlu olduklarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: davacılar TTK. Hükümlerine göre dava açma ehliyetlerinin bulunmadığını, açılan davanın zaman aşımına uğradığını, Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemelerindeki kararların kesinleşmediğini beyan ederek maddi ve manevi hiçbir unsuru oluşmayan davanın davanın hem esastan, hem usulden reddine, Açılan davanın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalılar arasındaki bağın tespiti ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ve borçlardan davalıların müştereken ve tüteselsilen sorumlu tutulması istemlerinden ibarettir.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Mahkemelerin görevine ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-c)
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. Maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1 maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Somut olayda; davacılar tacir vasfında değildir. Davanın tüm tarafları tacir olmadığı gibi tüzel kişilik perdesinin aralanması TTK da düzenlenmemiştir. Dava ticari davalardan değildir ve davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu taşınmazın konut satın almak için ödemeleri yaptıklarını bildirmiş olup dava konusunun 6102 sayılı TTK nın 4-5.maddeleri kapsamında mutlak ve/veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığından uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu kanaatiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere bir kısım davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/11/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır