Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/577 E. 2023/171 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/577 Esas
KARAR NO : 2023/171

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Mah. … Cad…. Sitesi No:… … / İstanbul adresindeki ticari alanı kiralayarak 01/07/2020 tarihinden itibaren … adı altında işletmeye başladığını, müvekkilinin cafesini 26/03/2021 tarihinde davalı … ve sahip olduğu 2 nolu şirketi 500.000-TL bedel karşılığında devrettiğini, devir işlemi sözlü anlama gereğince fiilen yapıldığını, konuya ilişkin tanıklarının olduğunu, davalıların müvekkile 260.000-TL ödediğini geri kalan 240.000-TL ‘nin 220.000-TL ‘si için ekte sundukları senedi verdiklerini, senedin müvekkilin arkadaşı aynı zamanda tanıkları olan … tarafından işleme konulduğunu ancak davalıların süre istemesi ve ödeme taahhüdünde bulunmaları nedeni ile işlemden kaldırıldığını bu güne kadar karşılığı ödenmediğini, bunun üzerine müvekkil ile davalı … arasında görüşmeler yapıldığını ama davalının borcunu ödememekte ısrar etmesi üzerine taraflarında Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının borca itiraz etmesi üzerine taraflarınca Ticari Dava şartı Arabuluculuk kapsamında Arabulucuya gidildiğini, ilk oturumda davalı borcun miktarınını daha az olduğu konusunda itirazda bulunduğu ve yaptığı ödemeleri belgelendirmek amacı ile ikinci oturuma kadar süre istediği , belge sunmadığı, ikinci oturuma katılmadığı ve anlaşma sağlanamadığı , konuya ilişkin son tutanağı sunduklarını, bu nedenle huzurdaki itirazın iptali davasını açtıklarını, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkar tazminatına / kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde; davacı tarafın talep ve iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu davayı kabul etmediklerini, itiraz ettiklerini, davanın reddini talep ettiklerini, davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın her ne kadar davayı …’a karşı yöneltmiş ise de davacı tarafın iddialarının muhatabının … olmadığını, söz konusu işletme devrinin davacı taraf ile diğer davalı olan … firması arasında gerçekleştiğini, müvekkilinin firmanın yetkilisi olsa da davacı ile yapılan anlaşma da şahsi sorumluluk üstlenmediğini müvekkil … yönünden husumet itirazında bulunduklarını, görev itirazının kabulüne, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine davanın … yönünden öncelikle husumet yönünden reddine aksi halde esastan reddine, davanın … yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davacının işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, incelenen beyannamelerde de davacının VUK 177.maddesinde belirtilen sınırı aşmadığı, ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre ise gerçek kişi tacir işletme kaydının bulunmadığı, sonuç olarak davacının tacir olmadığı anlaşıldığından, eldeki uyuşmazlığın yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan hususlar kapsamında nispi veya mutlak ticari uyuşmazlık olmadığı, davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3- HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır