Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/533 E. 2022/635 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/533 Esas
KARAR NO : 2022/635

DAVA TARİHİ : 07/09/2016
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Sigorta Kooperatifi ile davalı …….. arasında akdedilen 30.10.2013 başlangıç ve 30.10.2014 bitiş tarihli ve …….. numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile …….. plaka numaralı aracın teminat altına alındığını, 17.06.2014 tarihinde sigortalı …….. plaka numaralı vasıtanın, dava dışı ……… idaresinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle, orta refüj demir parmaklıklarına çarpmak suretiyle tek taraflı yaralamalı trafik kazasına karıştığını, kaza sonrasında elde edilen bilgi ve belgeler incelendiğinde, araç sürücüsü ………’ın 303mg. Promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, dava konusu kaza sırasında …….. plaka numaralı araçta yolcu olarak bulunan dava dışı ……..’ın malül kaldığını, bu nedenle müvekkili sigorta kooperatifi aleyhine İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… E. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve yargılama aşamasında dava dışı …….. ile sulh olunduğunu ve müvekkili sigorta kooperatifi tarafından 15.01.2016 tarihinde 48.000,00 -TL tazminat ödenmiş olduğunu, dava konusu kazanın sigortalı araç sürücüsü ………’ın alkollü olması nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle Trafik Sigortaı Genel Şartlarının, B.4 maddesinde belirtilen yasal mevzuat uyarınca dava dışı ……..’a ödenen bedelin davalı sigortalıya rücuen tahsili için Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek yargılama sonuna kadar …….. plakalı aracın devrinin önlenmesi amacıyla trafik kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu …….. plaka numaralı aracın olay tarihindeki sürücüsünün, kaza tespiti tutanakları ile de sabit olduğu üzere, dava dışı ……… olduğunu, aracın işleteninin ise aracı seyyar çaycılık yapmak üzere kullanan dava dışı …….. olduğunu, bu bakımdan aleyhine açılmış olan davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, dava konusu …….. plaka numaralı aracın, tarafından satın alınarak trafik tescilinin yapıldığını, ancak dava dışı abisi ……..’a seyyar çaycılık geçimini sağlaması için teslim edildiğini, dava dışı …….. tarafından aracın alım tarihinden olay tarihine kadar sürekli olarak araç ile seyyar çaycılık yapıldığını, gerek duyulması halinde aracın işleteninin ispatlanması için abisi ……..’ın dinlenmesini ve bölgede emniyet araştırması yapılmasını talep ettiğini, 2918 saylı K.T.K.’NİN 3. Maddesinde de belirtildiği üzere, dava konusu aracın her ne kadar trafik sicilinde adına kayıtlı olduğu görülüyor ise de, gerek olay tarihinde ve gerekse öncesinde dava dışı abisi ……..’a çay satması için teslim edildiğini, kendisinin araç üzerindeki hakimiyetinin fiilen sona erdiğini, aracın hakimiyetinin ve tasarruf yetkisinin dava dışı ……..’a geçtiğini, davacı sigorta şirketince kendisinden, dava dışı abisi ……..’A ödenilen 48.000,00.-TL talep edilmiş ise de, davacı tarafından sunulan ihbarname, Feragatname ve Makbuz” isimli belgelere bakıldığında, 40.000,00.-TL Asıl alacak, 4.750,00.-TL ilam Vekalet Ücreti, 2.000,00.-TL Faiz ve 1.250,00.-TL İcra Vekalet Ücreti ödendiğinin görüldüğünü, bu nedenle 3. Şahsın gerçek zararı beklenmeksizin sigorta şirketinin 3. Şahsa ödediği tutarın tamamını kendisinden talep etmesinin haksızlık olduğunu ve reddinin gerektiğini, olay tarihinde Yenibosna’da bulunan aracın, dava dışı abisi …….. tarafından alınarak, akrabası olan ……… ile birlikte Avcılar tarafına gidildiğini ve kendisinden habersiz olarak Davacının ödeme yaptığı dava dışı abisi ……..’ın, akrabaları olan ……… ile birlikte Alkol aldığını, kendisinin bilgisi dışında aracı kullanması için ………’a verdiğini, bu hususun taraf beyanları ile sabit olduğunu, Polis tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında, dava konusu kazanın oluş sebebi olarak sürücü ………’ın şerit değiştirme kuralına uymamasının gösterildiğini, Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin 10.02.2016 tarihli ve ……. E. ve …….. K. sayılı kararında belirtildiği üzere, dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde Münhasıran (Salt) alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların olup olmadığının belirlenmesi için iki trafik uzmanı ile bir nörologdan rapor alınmasının gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizin …….. esas sayılı dosyası ile başlatılan dava mahkememizin ……… sayılı kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karar verilmiş, davacı vekilinin itirazı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin ……. esas ……. karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kayıt edildi.
Dava tarihi olan 07.09.2016 tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza sebebi ile zarar gören dava dışı 3. kişiye ödenen maluliyet tazminatının dava dışı sürücünün alkollü olduğu gerekçesiyle davalıdan rücuen tahsili amaçlanmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı sigorta şirketi ile davalı sigortalı arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. (Yargıtay 17.HD’nin 2015/11178E.,2015/11271 K.;2014/21976 E.,2015/2233 K.; 2016/11335 E.,2017/4939K. sayılı ilamları)
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmakla davaya bakmaya Tüketici mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Açıklanan tüm bu nedenlerle, somut uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar tarafların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2022

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim ………
e-imzalıdır