Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/489 E. 2022/994 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/489
KARAR NO : 2022/994

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tekirdağ İli, …… İlçesi, …… Mahallesi, ……. Caddesi’nde 19.05.2016 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davalının maliki olduğu ……… plakalı aracın sürücü …….’in idaresinde olduğu sırada, ……..’ya ait ve park halindeki ……… plakalı araca çarparak hasar almasına sebebiyet verdiğini, düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre …….’in %100 kusurlu olduğunu ve sürücü belgesi bulunmadığının kayıt altına alındığını, maddi hasarlı trafik kazası sonucunda bağımsız ve uzman eksper tarafından 24.06.2016 tarihli rapor ile, ………. plakalı araçta 17.139,31 TL (KDV Hariç) hasar meydana geldiği, 22.07.2016 tarihli değer kaybı ekspertiz raporuna göre ise 4.500,00 TL değer kaybı meydana geldiğinin tespit edildiği, 08.08.2016 tarihinde 4.500,00 TL değer kaybı tazminatı, 26.10.2016 tarihinde de 20.224,47 (17.139,31 + KDV) hasar bedeli olmak üzere toplam 24.724,47 müvekkil şirket tarafından ilgilisine ödendiğini, davalının sorumluluktan kaçma amacıyla yapmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile müvekkili şirketin hakkını elde etmesinin zorlaşmasını önlemek amacıyla, davalının özellikle davaya konu ……… plakalı araç üzerine ve bunun dışında diğer malvarlığı üzerine öncelikle teminatsız şekilde, mahkemenin aksi yönde kararı halinde ise, uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz uygulanmasına, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü nezdindeki …… E. sayılı dosyadan başlatılan icra takibine konu alacağın aslı ile ferilerine ilişkin olarak davalı muteriz borçlular tarafından yapılan itirazın iptali ve icra takibindeki miktar üzerinden takibin devamı ile, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazanın 19.05.2016 tarihinde gerçekleştiğinden ödemelerin ise 26.10.2016 tarihinde ve 08.08.2016 tarihinde yapıldığından dolayı davacı şirketin talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin yıllardır araç kiralama işinin içinde bulunup piyasaya hakim bir konumda olduğunu, araç kiralarken gerekli özeni göstermekte ve ehliyetsiz sürücülere kesinlikle araç kiralamadığını, söz konusu kazadan önce 01.01.2016 tarihli sözleşme ile müvekkili şirketin, kazaya konu olan aracın da içinde bulunduğu bir takım aracı ……. Kurumsal Otomotiv ve Turizm Yatırımları A.Ş.’ye kiraladığını, sözleşmenin bitiş tarihinin ise 01.01.2017 olarak belirlendiğini, dolayısıyla bu sözleşmenin uzun süreli bir kiralama sözleşmesi olduğunu, davaya konu kazanın ise sözleşme tarihi içerisinde gerçekleşmiş olup, müvekkilinin bu kazadan doğan değer ve hasar tazminatlarından sorumlu olmasının söz konusu olmayacağını, müvekkili şirkete herhangi bir kusur ve sorumluluk yüklenemeyeceğinden dolayı, sigortalı araç malikine rücu edilerek, davacı şirketin zarar gören araç sahibine ödemiş olduğu 20.224,47 TL hasar tazminatı ve 4.500,00 TL değer kaybı tazminatı tahsilinin mümkün olmayacağını, müvekkili şirketin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığından dolayı haksız olarak açılan davanın reddine, itirazın kabulü ile takibin iptali/durdurulmasına, %20 az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davalıya yükletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında 19/05/2016 tarihinde ……… plakalı aracın park halinde bulunan ……… plakalı araca çarpmasıyla meydana gelen trafik kazasından dolayı davacının sigortalısına ödemiş olduğu tazminat tutarı nedeniyle davalı tarafa rücuen tahsili talebiyle başlatmış olduğu Bakırköy …… İcra Dairesinin ……. esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilinin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy ……. İcra Dairesinin …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 24.724,47 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun 6098 sayılı TBK.49.maddesi ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar…..İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde; “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler. g) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, h) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde;”Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar. ” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Davalının cevap dilekçesinde, dava konusu aracın dava dışı …….. A.Ş ye 01/01/2016-01/01/2017 tarihlerin arasında kiraya verildiği ve kazanın 19/05/2016 da yani dava dışı şirket nezdinde meydana geldiğini ve davacının meydana gelen kaza sebebiyle yaptığı ödemeyi işleten sıfatı bulunmadığından kendisine rücu edemeyeceği savunmasında bulunmuş olup bu doğrultuda mahkememizce yapılan değerlendirilmede; işletenin kira ilişkisi olması halinde; sigorta tarafından ödenen bedelden kayıt maliki mi kiracı mı sorumlu olacaktır? bu konuda öğreti ve Yüksek Yargıtay uygulamalarına baktığımızda kiracının işleten kabul edilebilmesi bir takım şartların varlığına bağlıdır, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet olması, ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması şartları aranmaktadır, ( Yargıtay HGK’nın 06/03/2002 tarih, 2002/11-71 E, 2002/141 K sayılı ve 24/03/2004 tarih, 2004/10-165 E, 2004/171 K sayılı kararlarında ilke olarak; sicilde malik görünen kişi karine olarak aracın işleteni sayılmaktadır, bunun sebebi trafik kazasından sorumlu olan şahsın kolayca belirlenmesi ve zarar görenin zararının en kısa sürede giderilmesini sağlamaktır. Belirtmek gerekir ki sicilde malik görünen kişi her zaman aracın işleteni olmayabilir bu durumda araç sahibi aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığı, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını kanıtlayabilirse SORUMLULUKTAN KURTULABİLİR) uzun süreli kira sözleşmesinin ne kadar sürede uzun süreli kira sözleşmesi olacağı konusunda “öğreti ve Yargıtay Kararlarında da yeknesaklık yoktur, doktrin üç günden fazla süreli kiraları uzun süreli sayabilir, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 7 günlük kira sözleşmesinin uzun süreli olmayacağını kabul etmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 30 ar günlük süreler ile kiracıların işleten olduğunu kabul etmiş, diğer dairelerde bu dairenin daha uzun süre olması gerektiği görüşü vardır, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 3 aylık kira sözleşmesi ile aracı devreden kişinin işleten olduğunu kabul etmiştir, Yargıtay 17. HD’nin üç aylık kiralamanın uzun süreli olabileceği yönünde karar vermiştir, Yargıtay 1 yıl süreli kira sözleşmelerinin uzun süreli olduğunda tereddüt etmemektedir.” “Yargıtay uzun süreli kira sözleşmesinin işleten sıfatını devredebilmesi için 3. Kişileri bağlayabilecek biçimde güçlü kanıtlara bağlanmasını aramaktadır, bu nedenle sözleşmenin noterde yapılması veya adi sözleşme ise diğer bir takım deliller ile desteklenmiş olmasını aramaktadır.” (KTK’ya Göre Hukuki Sorumluluk Tazminat Sigorta ve Rücu Yayınları 9. Baskı Hasan Tahsin Gökcan kitabından sayfa 40-42 arasından alınmış bilgidir). Mevzuat gereği motorlu araçlar tescile tabidir, bu durumda kaydi malik işleten konusunda kesin bir karine değilse de onun kim olduğunu tespit eden güçlü bir kanıttır, diğer taraftan kaydi malik mutlak işleten değildir, kaydi malik olmasa bile üçüncü kişiler işleten olabilir, zira bu durumu engelleyici amir bir yasal düzenleme yoktur, kira sözleşmesinin 3. Kişiler yönünden hukuki sonuç doğurması için resmi şekilde yapılması gerektiği yönünde Yüksek Yargıtay Kararları da vardır, tüm bu açıklamalar ışığında bir kuşku olması halinde kaydi malikin işleten olduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olay bakımından, davacıya sigortalı olan ve davalı adına kayıtlı olan aracın dava dışı …… A.Ş ye uzun süreli olarak kiraya verildiği, dosya kapsamına sunulan kira sözleşmesi ile sabit görülerek davacının işleten sıfatı bulunmayan davalıya karşı açtığı tazminat davasının pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 435,74 TL harcın mahsubuyla bakiye 355,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/10/2022
Katip ……
e-imzalıdır

Hakim ………
e-imzalıdır