Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/48 E. 2022/1032 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/48 Esas
KARAR NO : 2022/1032

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2022

Davacı vekili dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı … A.Ş. tarafından İtalya’da yerleşik … ….. isimli firmaya 245 adet kurutucu cinsi emtia satışı gerçekleştirildiğini, Türkiye’den Almanya’ya seferi yapılacak olan emtiaların …. numaralı 01.01.2020 tanzim tarihli Nakliyat Emtia Abonman Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, davaya konu taşımanın gerçekleşmesi için ….. A.ş. ile anlaşıldığını ….. (çekicitdorse) plakalı tır ile … ….. firmasına sevkiyatının gerçekleştiğini, söz konusu aracın 05.02.2020 tarihinde alıcı firmanın anlaşmalı deposu …. firmasına varışı sonrasında yapılan kontrollerde bir kısım emtianın ambalajlarının hasarlı olduğunun görülmesi üzerine CMR belgesine şerh düşülerek akabinde müvekkili sigorta şirketine başvurduğunu, Hasar sonrası müvekkili sigorta şirketi … A.Ş. ile arasındaki Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi gereği hasar sebebiyle gerçekleşen zararın tazmin edildiğini, sigortaya konu kıymetler …. (A) ile müvekkili şirket tarafından güvence altına alınmış olup hasar poliçe kapsamında değerlendirilip dava-dışı sigortalının zararı müvekkili şirket tarafından tazmin edildiğini, davaya konu hasar için ekspertiz çalışması yaptırıldığını, raporda: davalı/nakliyeci tarafından sigortalıdan sağlam olarak teslim alınan 245 adet çamaşır kurutucu emtiasından 37 adet kirli ve ambalajı hasarlı olarak alıcısına teslim edildiğini, ambalajlarının yırtılmış, straforların kırılmış ve kirli olduğu, kirlenme hasarının ambalaj ile sınırlı olduğu, emtia bedelinin 9410’unun ambalajın yenilenmesi için oluşacak işçilik ve ekipman maliyetlerin özellikle bir Avrupa ülkesinde bulunması, ambalaj yenileme masrafları için oluşacak ek maliyetler (ambalaj maliyeti, lojistik masraflar, gümrük masrafları vb.) göz önünde bulundurulduğunda uygun olduğu, sovtaj imkanının bulunmadığı, hasarın toplam maliyeti 839,03 € olarak hesaplanmıştır. (Detaylı hesaplamanın yer aldığı ekspertiz raporu delillerimiz arasında mübrezdir.) ekspertiz raporundan anlaşılacağı üzere davalı/taşıyıcı …. A.Ş. firmasının tam ve sağlam olarak almış olduğu emtiayı hasarlı olarak teslim ettiğini, taşıma sırasında gerçekleşen hasar sebebiyle davalı taşıyıcı söz konusu zarardan sorumlu olduğunu belirtmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; CMR Konvansiyonu 32. Maddeye göre yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerektiğini, davaya konu taşımacılıkta teslimatın 05.02.2020 tarihinde yapıldığını, davanın ise 17.01.20222 tarihinde açıldığını, CMR Konvansiyonu 32. maddeye göre zaman aşımına uğradığını, davaya konu taşımacılıkta davacının iddiasının aksine CMR belgesine herhangi bir şerh düşülmediğini ve müvekkil şirketine hiçbir şekilde hasar ihbarında bulunulmadığını, CMR Konvansiyonu kapsamında süresinde bildirim yapılmadığından ihbar yükümlülüğü yönünden itiraz ettiklerini, davacı tarafından yaptırılan ve dosyaya sunulan 03.06.2020 tarihli ekspertiz raporunun tek taraflı olup hukuki dayanaktan yoksun, objektif bulgulardan uzak ve hatalı olduğunu, CMR Konvansiyonu hükümlerine göre sorumluluk brüt kg bazında 8.33 SDR ile sınırlandırıldığını, SDR hesabı yapılırken sovtaj değerinin de dikkate alınması ve sovtaj değerleri hesaplandıktan sonra kalan miktar üzerinden SDR hesabı yapılması gerektiğini, CMR Konvansiyonuna göre talep edilecek yıllık faizin %5 ile sınırlı olduğunu, davacının icra inkâr tazminatı talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davaya konu iddia edilen alacak, yargılama esnasında ve bilirkişi marifetiyle belirlenebilir nitelikte olduğunu, bu nedenle davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, Davacı tarafından ödenen tazminat taşıyıcı tarafından ancak gerçek mal bedeli üzerinden tazmin edilebileceğini, dolayısıyla sigortalı-sigortacı arasındaki özel şarta tabi 910 veya daha yüksek oranda bedel arttırıcı veya diğer tutarlardan taşıyıcı sorumlu olmadığını, arz edilen nedenlerle; Zamanaşımı itirazlarının dikkate alınarak ve meydana gelen hasar ve zararı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, öncelikle davanın sigortacımız olan …. Sigorta A.Ş.’ye ihbarına, Öncelikle zamanaşımı itirazımız dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davanın taşıma ilişkisi esnasında davacının sigortalısına ait emtianın hasar görmesi nedeni ile yapılan sigorta ödemesinin TTK 1472. Md. gereğince davalıdan rücuen tahsiline yönelik başlatılan Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin subut ve miktarı noktasında toplanmış olduğu tespit olundu.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 839,03 Euro asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 5 faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 26/09/2022 havale tarihli raporunda; Davaya konu taşımacılık; Türkiye-Almanya arasında gerçekleşen bir karayolu taşımacılığı olup CMR Konvansiyonu kapsamında yapılan bir taşımacılık olduğundan taşıma esnasında meydana gelen hasar ve ziyan CMR Konvansiyonunda (Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Anlaşma) hükümleri ile çözülmesi gerektiğini, davaya konu sevkiyat evraklarına yükleme sırasında, üründe yüklemeden kaynaklı oluşabilecek uygunsuzlukla ilgili bir not düşülmediğinden ürünlerin taşıyıcıya tam ve sağlam teslim edildiği anlaşılmakta olup CMR Konvansiyonunun ilgili maddeleri gereği teslimat sırasında fark edilen hasardan davalı taşıyıcının CMR m.17/1 gereği sorumluluğu olduğunu, dava dışı sigortalı firmanın hasar oluşumunda kusurunun bulunmadığı davaya konu hasarın oluşumunda %100 davalı taşıyıcının kusurlu olduğu, davacının TTK m.1472 gereği sigortalısına halef olarak ve/veya TBK m.183 kapsamında dava dışı sigortalının haklarını devir ve temlik almasından dolayı işbu davayı açabileceğini, davalının TTK m.850 taşıyıcı olarak pasif husumet ehliyetine sahip olduğunu, davanın zamanaşımı süresi geçmeden açıldığının değerlendirildiğini; ancak usul yönünden bu değerlendirmelerin bizatihi Sayın Mahkemenin münhasır görev alanında olup takdir ve değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Sayın Mahkemenin “CMR taşıma senedine yazılan 37xDP notunu CMR taşıma senedine hasar notu” olarak taktir etmesi durumunda; CMR taşıma senedine düşülen hasar notunun ihtirazi kayıt-varma yerinde derhal hasar ihbarı şartını sağladığını, CMR m.30 gereği yedi günlük süre içinde ihbar yapılmasına gerek bulunmadığını, Dava dosyasında, davacı tarafından dava dosyasına çevirisi sunulmuş olan Hasar Tebligat Raporunun davalı tarafa iletildiğine dair bir bilgi veya belgenin tespit edilmediği, alıcı tarafından tutulan ve davalı taşıyıcıya 7 gün içinde bildirilmeyen hasar tutanağının CMR Konvansiyonunun 30. Madde 2. Paragrafta yer alan koşulun yerine getirilmediği kanaatine ulaşıldığını, Yukarıda açıklanan iki nedenden dolayı hasar ihbarının süresi ve usulüne uygun yapılıp yapılmadığının taktiri Sayın Mahkemeye olduğu, CMR m.23 gereği davalı taşıyıcının somut olaydaki sorumluluk sınırının 114.103,97 TL olmakla davacının talep ettiği miktara göre işbu davada belirlenecek tazminat miktarının hiçbir zaman sorumluluk sınırını aşmayacağı değerlendirildiğini; 7.245 adet, toplam 11.025 kg ağırlığında olan 37 adet hasarlı kurutucu emtiası, CMR m.25 atfi ile CMR m.23/3 gereği hesaplanacak sorumluluk limitinin ödenen ve hesaplanan tazminat miktarının çok üzerinde kalacağı, somut olayda sınırlı sorumluluk uygulamasına yer bulunmadığını, davacı vekilinin 3095 sayılı Kanun gereği faiz talebine rağmen Yargıtay kararlarına göre yabancı para üzerinden talepte bulunulması halinde faiz oranının, 3095 sayılı kanuna göre belirlenemeyeceği ve CMR Konvansiyonu gereği yıllık %5 oranında faiz isteyebileceğini belirtmiştir.
Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortalısına tazminat ödemesi ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.
Somut olayda; dava dışı sigortalı sigortalının Almanya’daki alıcıya gönderdiği 245 adet kurutucuyu emtiasının karayolu ile taşınması işinin ….. A.ş. tarafından üstlenildiği, emtianın alıcı firmaya teslimi sırasında yapılan kontrolde emtianın hasarlandığı tespit edilmekle, %10 ilave bedelin eklenmesi sonucunda tespit edilen 839,03-euro hasar bedelinin 04.06.2020 tarihinde sigortalıya ödendiği, davacı tarafından söz konusu taşıma işinin nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalandığı, yapılan ödemenin poliçe kapsamında olduğu, temlik ve ibra belgesi de dikkate alındığında, davacının halefiyet kuralları gereğince sigortalıya ödediği hasar bedeli bakımından taşıyıcı olan davalılara rücu hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır.
CMR’nin 32/1. maddesine göre; bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır. Zamanaşımı başlangıcı ise; teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihi, tam kayıplarda, kararlaştırılan zaman limiti bitiminden 30 gün sonra, kararlaştırılmış zaman limiti yoksa yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından sonraki 60. gündür. Bu kapsamda somut olayda, emtianın kısmi hasarı taşıyıcının bilerek kötü hareket olarak kabul edilebilecek bir nedenden ileri gelmediğinden, uygulanabilecek zamanaşımı süresi bir yıldır. Bu kapsamda emtianın 05.02.2020 tarihinde Almanya’daki varış yerine ulaştığı, yapılan kontrollerde bir kısım emtianın ambalajlarının hasarlı olduğunun görülmesi üzerine CMR belgesine şerh düşüldüğü, CMR taşıma senedine yazılan 37xDP notunu CMR taşıma senedine hasar notu” olarak taktir etmesi durumunda; CMR taşıma senedine düşülen hasar notu ihtirazi kayıt-varma yerinde derhal hasar ihbarı şartını sağladığı, CMR belgesine düşülen şerhten dolayı CMR m.30 gereği yedi günlük süre içinde ihbar yapılmasına gerek bulunmadığı, hasar nedeniyle 02.05.2020 tarihinde teslimatı gerçekleştirilen ürünler için sigorta tarafından 04.06.2020 tarihinde ödeme yapıldığı, davacı tarafından sigortalıya yapılan ödeme sonrasında icra takibinin 1 yıllık süre içerisinde 13.01.2021 başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, takip nedeniyle kesilen zamanaşımının bu tarih itibariyle yeniden başladığı, davanın ise yine bir yıllık süre içerisinde 17.01.2022 tarihinde açıldığı görülmekle, davalıların zamanaşımı defi yerinde değildir.
Ziya ve hasar halinde tazminatın hesaplanmasına ilişkin CMR’nin 23. maddesine göre; emtianın kısmen veya tamamen kaybı halinde tazminat, emtianın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve tarihteki değerine göre hesaplanır. Ancak kısmi kayıp halinde, sorumluluk miktarının tespitinde kaybedilen kısmın ağırlığına göre taşıyıcının sorumlu olduğu miktar belirlenmelidir. Bu durumda tazminat, eksik brüt ağırlığın kg başına 8,33 SDR tutarını aşamaz. CMR’nin 29. maddesinde ise, “hasar taşımacının kendi kötü hareketinden veya davaya bakan mahkemenin kararı ile isteyerek kötü harekete eşdeğer sayılan kusurdan ileri gelmiş ise, taşımacı, sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan yahutta kanıt yükünün karşı tarafa yükleyen bu maddenin hükümlerinden faydalanamaz” denilmek suretiyle taşımacının sınırsız sorumluluk halleri sayılmıştır. Bu kapsamda somut olayda, emtianın hasara uğramasında davalıların ağır kusurundan söz edilemeyeceğinden, hükmedilecek tazminatın CMR’nin 23. maddesindeki sınırlı sorumluluk ilkesi gereği hesaplanması gerekmektedir, dava konusu olayda 245 adet kurutma makinesinin taşındığı, bunlardan 37 adetinin hasarlandığı ve 37 adet makinenin brüt ağırlığının 1.665,00 kg olduğu, taşıyıcının sorumluluğunun 1.665,00 kg x 8,33 SDR: 13.869,45 SDR olduğu, yapılan hesaplamada tespit edilen zarar üst sınırı ise 114.103,97-TL, tespit edilen hasar bedeli sorumluluk sınırı altında kaldığı, diğer yandan hasara uğrayan emtia bedeli 762,76-euro olup, davacı tarafından davadışı sigortalı ile arasında imzalanan sigorta sözleşmesi gereği ödenen %10 oranında 76,28-euro tutarında ilave bedel de eklenerek 839,03-euro tazminat talep edilmiştir. Ancak; davada ancak gerçek zarar talep edilebilecek olup, sigortalı ile sigortacının arasındaki sigorta akdi hükümleri gereği uygulanan %10 ilave bedel tutarı olan 76,28 -euro’nun davalıdan talep edilmesi mümkün değildir. Bu durumda davacının talep edilebileceği gerçek zarar tutarı 762,76-euro’dur, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da ekspertiz raporunda tespit edilen hasar bedelinin makul bulunduğu tespit edilmiş olmakla, davanın 762,76-euro üzerinden kabulü ve CMR Konvansiyonunun 27. maddesi uyarınca, bu konvansiyona tabi taşımalarla ilgili tazminat taleplerine uygulanacak faiz oranının yıllık %5 olarak belirlenmiş olması karşısında bu oran üzerinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın niteliği itibariyle belirlenebilir olmayıp, miktarının tespitinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 762,76-Euro asıl alacak yönünden davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin kabul edilen bu miktar ile takip tarihinden itibaren CMR 27. Maddesi gereği yıllık %5 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alacağın varlığı sigorta poliçesi ve CMR hükümleri gözetilerek yapılan yargılama neticesinde anlaşıldığından, belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısı ile likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine,
4-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine
5-Alınması gerekli 395,02-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye TL 314,32-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL’den davadaki haklılık oranına göre takdiren146,87-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 2.756,00 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre takdiren 2.507,96-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacının diğer davalı yönünden yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-AAÜT gereğince hesap edilen 5.782,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 578,30 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin, davadaki haklılık oranına göre takdiren, 119,00-TL sinin davacıdan, 1.201,00 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
12-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
13-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/11/2022

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)