Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/475 E. 2023/113 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/475 Esas
KARAR NO : 2023/113

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mobilya üretiminde kullanılan ahşap malzemelerin ham hallerini üretici işletme ve atölyelere satma şeklinde ticari faaliyet yürüttüğünü, Davalı … ise mobilya üretim ve satış şeklinde de faaliyeti bulunan bir tacir olduğunu, Denizli ilinde faaliyet gösteren davalı İstanbul ilinde gerçekleşecek bir mobilya fuarında sergilenmek üzere hazır edilmesi gereken teşhir mobilyalarının üretimi için, atölyelerinde mobilya üretim işi ile iştigal eden … ve … isimli üretici kişilerle görüştüğünü, davalı ile bu kişilerin aralarında, teşhirlik mobilyaların üretimi hususunda anlaşma yapılmış üretilecek mobilyaların proje ve taslakları … tarafından bu kişilere ulaştırıldığını aynı zamanda … tarafından bu kişilere, üretim için gerekli olan ham ahşap malzemelerin müvekkilden satın alınması talimatı verildiğini, … ve …, müvekkile müracaat ederek, …’dan mobilya fuarda sergilenmek üzere, mobilya üretimi siparişi aldıklarını, üretim için gerekli ham malzemeyi ise … görüştürülmesi ve …’ın siparişin kendisine ait olduğunu, ödemeyi kendisinin yapacağı onay ve bilgisiyle siparişin gerçekliği hususunda güven verilen, müvekkil ile … ve … isimli kişiler arasında malzemelerin satış ve teslim aşamaları ile alakalı görüşmeler başladığını ve devam ettiğini, … müvekkile siparişin kendisine ait olduğunu, ödemeyi kendisinin kredi kartıyla yapacağını ancak ham malzemelerin İstanbul’da üretilmek üzere … ve … isimli üreticilerin atölyelerine teslim edilmesini söylemiş olduğundan, müvekkilinin malzemeleri kendisini … ile görüştüren kişilerin atölyelerine yine Salih Tolga’nın talimatıyla teslim ettirdiğini, teslim sırasındaki nakli görevlileri ve malzeme teslim alan kişiler bu teslimata tanık olduklarını, müvekkilinin malzemeleri teslim ederken müşteriden ödeme işleminin nasıl yapılacağını sorması üzerine … tarafından kredi kartı ile ödeme yapılacağı cevabının verildiğini, ödeme işleminin yapılması için gerekli olan müşteriye ait kredi kartının ön yüzündeki kart numarası, son kullanma tarihi ve arka yüzündeki 3 haneli güvenlik kodu önce … tarafından müvekkile gönderildiğini, daha sonra ise … tarafından müvekkile bizzat söylendiğini, müvekkilinin birlikte çalıştığı üst bayisi … Ürünlerininin muhasebe bölümünde … ‘nın kredi kartından ödeme alma işlemlerini yapmaya çalıştığı sırada Bankacılık Sistemi gereği güvenlik amaçlı kart sahibinin cep telefonuna gelen tek kullanımlık güvenlik şifresi … tarafından telefon edilerek müvekkile bildirildiğini, bu şifrenin girilmesiyle … nın kartından ödeme alma işlemi ancak gerçekleşebildiğini, Bu duruma işlemi bizzat yapan muhasebeci … tanık olduğunu, Aynı işlem müvekkilin …’ya sattığı ayrı ayrı faturaları kesilen iki grup malzeme ödemesi için iki kere aynen tekrar edildiğini, …’a satılan malzemeler iki grup halinde satılmış olup müvekkil tarafından, 70.000,00 TL bedelli 03.09.2021 tarihli fatura ve 25.000,00 TL bedelli 01.09.2021 tarihli olmak üzere iki ayrı fatura düzenlendiğini, Söz konusu faturaların müvekkilin ticari defterlerine kayıtlı olup resmi e arşiv faturası barkotlu olarak ekte sunulduğunu, müvekkili tarafından satışı yapılan malzemeler alıcının talimat verdiği kişilerin adreslerine teslim edildiğini, alıcı ile bizzat yapılan görüşmelerle alıcının kredi kartından ödemelerin alındığını ancak daha sonra müvekkilin üst bayisi olan … den alıcı …’ın kredi kartından yapılan ödeme alma işleminin iptal edildiği bilgisinin alındığını, Bu durumda müvekkil ürünlerini alıcıya teslim etmiş ancak ücretini alamamış hale geldiğini, bu durum …’a bizzat iletildiyse de her hangi bir olumlu cevap alınamadığını, olay sonrasında …’ın İstanbul ilinde düzenlenen mobilya fuarına katılmak, fuarda sergilemek için yaptırmak istediği mobilyaların yapımında kullanılmak üzere müvekkilden ham malzeme satın aldığını, sonrasında ise mobilya fuarının iptal edildiği …ın ise fuarın iptali sonrasında teşhir mobilyası yaptırma ihtiyacının kalmaması sebebiyle satın aldığı malzemelerin ücretini ödemekten kaçındığının tespit edildiğini, müvekkilinin ise ürünlerini teslim ettiğini ancak ücretini alamamış hale geldiğini, Ancak müvekkil tarafından fatura ve yazışma içeriklerinde görülen ürünlerin satışı sonrasında; ürün ücretleri toplam değeri ve faizleri olan (takip çıkışı) 105.855,21 TL tutarının ödenmemesi üzerine davalı /borçlu aleyhine icra takibi başlatılmış olup, borçlu tarafın borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmesi ile icra takibinin durdurulmasına sebep olunduğunu, Müvekkili ile borçu/davalı arasındaki ihtilafın zorunlu arabuluculuk kapsamında kalması sebebiyle tarafımızca arabulucuya başvurulmuş ve taraflar arasında görüşmeler sonrasında 27.04.2022 tarihli arabuluculuk son tutanağı düzenlediğini, tutanak içerisinde taraflar arasında anlaşma olmamıştır şeklinde durum belirtidiğini, Davalı şahsın fatura alacağı kaynaklı, bilinebilir bir borcu sebebiyle kendisine başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet vermiş olması, iş bu sebeple tarafımızca kendisine karşı itirazın iptali ve kötü niyet tazminatına çarptırılması talepleriyle dava açma zaruretimiz hasıl olduğunu, Takip konusu alacağın fatura alacağı kaynaklı likit bir alacak olması sebebiyle haksız yere itiraz ederek takibi durduran borçlunun icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği yargıtay uygulamalarıyla da sabit olup HGK nun 14.06.2006 tarih 2006/19-347 E 2006/777 K sayılı kararında da “alacak başta bilinebilir olduğundan davacı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilir.” şeklinde belirtildiğini, İş bu nedenlerle, davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde ileri sürdüğü itirazlarının iptalini ve takibin devamını, ve ayrıca asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere, kötü niyet tazminatına çarptırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 6. Maddesine göre “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Davalı müvekkil, Denizli ilinde ikamet ettiğini, Davacı ile davalı arasında herhangi bir yetki sözleşmesi de bulunmadığını, Bu sebeple genel yetkili mahkeme Denizli Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Aynı kanunun 10. Maddesinde sözleşmeden doğan davalarda yetki düzenlendiğini, Buna göre “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinde de açılabilir.” ancak müvekkil ile davalı arasında aşağıda da belirteceğimiz gibi herhangi bir sözleşme bulunmadığını, Bu nedenle eldeki davanın derdest bulunduğu Mahkemenizin işbu dava bakımından yetkili olmadığını, Zira davacı tarafın, işbu davayı yukarıdakilerden hiçbirine dahil olmayan kendi yerleşim yerinde açmış bulunduğunu, Bu nedenle, yetki ilk itirazında bulunmak zorunluluğumuz doğduğunu, Davacı dava dilekçesinin 2. bölümünde “… ve … isimli üretici kişilerle görüştüğünü, davalı ile bu kişilerin aralarında, teşhirlik mobilyaların üretimi hususunda anlaşma yapılmıştır demiş olsa da böyle bir anlaşma bulunmadığını, Davacı buna ilişkin whatsapp görüşmeleri sunduğunu, Ancak sunulan … görüşmelerine bakıldığında müvekkil ile … arasında herhangi bir anlaşma olmadığının açık olduğunu, Davacının dava dilekçesinin 2. Bölümünün son cümlesinde “… tarafından bu kişilere, üretim için gerekli olan ham ahşap malzemelerin müvekkilden satın alınması talimatı verilmiştir.” iddiasında bulunduğunu, Dava dilekçesinde iddia edilen bu husus tamamen gerçek dışı olduğunu,… ve … davalı müvekkilin yanında çalışan kişiler olmayıp, söz konusu bu kişilere müvekkilce verilen herhangi bir alım talimatı bulunmadığını, Dava dilekçesinin 3. Bölümünde davacı ” malzemeleri kendisini … ile görüştüren kişilerin atölyelerine yine … ‘nın talimatıyla teslim ettirmiştir.” dediğini ancak yukarıda da açıkladığımız gibi müvekkilin ne davalıya teslim konusunda ne de dava dışı 3. Kişi … alım konusunda bir vekaleti veya talimatı bulunmadığını, Dava dilekçesinde sunulan faturalar müvekkilin herhangi bir yasal adresine, mailine veya telefonuna gönderilmemiş ve müvekkile tebliğ olmadığını, Müvekkilin işbu faturalardan, 18.10.2021 tarihinde muhasebecisinin görmesi ile haberi olduğunu ve Denizli … Noterliği, 21.10.2021 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile davaya konu faturalardan herhangi bir borcu olmadığını bildirdiğini ve faturalara itiraz ettiğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, vergi dairesi müzekkere yanıtları, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğu görülmüştür.
Bu durumda İİK’nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkilerine yönelik itiraz incelenerek takip konusu icra dairesi yetkili ise dosyanın esasına girilecektir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği görülmüştür, taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesinin olmadığı, davalının yerleşim yerinin …/ DENİZLİ olduğu anlaşılmıştır. Davalı borca ferilerine itiraz etmiştir. Davalı tarafından temel borç ilişkisinin inkar edilmesi halinde davacının artık kendi yerleşim yerinde dava açma hakkı bulunmamaktadır. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/05/2004 tarihli … Esas … Karar sayılı ilamında da belirtilmiştir. İtirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkili olması dava şartıdır. Mevcut olayda icra dairesi yetkili değildir. Yetkili icra dairesi genel kural gereği borçlunun ikametgah adresi olan Denizli İcra dairesidir. Geçerli olmayan icra dairesinde yapılan takip nedeniyle artık itirazın iptali davasının da görülemeyeceği anlaşılmıştır. Yetkili icra dairesinde açılmayan davanın HMK 114/2 ve 115. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/2 ve 115. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.278,47 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye ‭1.098,57‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 16.878,30 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/02/2023

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)