Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/412 E. 2022/894 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/412
KARAR NO : 2022/894

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tekstil sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirket ile davalı şirket arasında müvekkilinin ürünlerini hatalı olarak dikmiş olmasından dolayı davalının müvekkili şirkete borcunun bulunduğunu, müvekkilini anılan alacağına ilişkin 112.061,03 TL bedelli, 29.10.2021 tarihli …… numaralı fatura kestiğini, davalı şirketin bu faturaya hiçbir itiraz sunmadığını, bu faturaya ilişkin davalı müvekkili unvanına 23/11/2021 tarihli …… numaralı 112.061,03 TL bedelli iade faturası kestiğini, müvekkili şirket tarafından Gaziosmanpaşa …. Noterliği’nin 14/11/2021 tarih, …. Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işbu faturaya müvekkili tarafından itiraz edildiğini, davalının müvekkiline olan borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü …. e. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını fakat davalı tarafından haksız olarak takibe itiraz edildiğini beyanla davanın kabulüne, davalının Gaziosmanpaşa ….. İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyaya yapmış olduğu haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalının, haksız itiraz sonucu takibin durması sebebiyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya fason konfeksiyon imalatı yapıldığını, söz konusu işin davacının talimat ve taleplerine uygun olacak şekilde eksiksiz zamanında davacı tarafa teslim edildiğini, davacı şirketin ürünleri teslim alırken herhangi bir itirazi kayıt koymadığını, teslim alınan ürünlerin davacı şirket tarafından yurt dışındaki müşteriye ihraç edilerek satıldığını, dolayısıyla davalı şirketin müvekkillerinden satın aldığı ürünleri TTK 23/c. M. Hükümlerine göre 2 ve 8 günlük süreler içinde muayene etmediği, herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı, TBK. 474/1 madde hükmüne göre muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği 474/2. madde hükmüne göre ürünleri yurt dışına ihraç ederek mevcut hali ile kabul ettiğinin açıkça anlaşıldığını, davacı tarafın daha sonra 22.03.2021 tarihli fatura düzenleyerek müvekkiline gönderdiğini, bu faturaya Beyoğlu …. Noterliğinin 21 Nisan 2021 tarih ….. yevmiye sayılı ihtarıyla itiraz edildiğini, yine davacı tarafça 29.10.2021 tarihli 112.061,03 TL bedelli 1 adet reklamasyon faturası düzenlenerek 24.11.2021 tarihinde e-fatura olarak müvekkili şirkete gönderildiğini, ancak bu faturanın KEP üzerinden iade faturası düzenlenerek iade edildiğini, dolayısıyla Beyoğlu ….. Noterliğinin 25 Kasım 2021 tarihli ….. yevmiye sayılı ihtarıyla bu faturaya itiraz edildiğini beyanla haksız ve yasaya aykırı davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatıyla sorumlu tutulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 115. Maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. İtirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırılmalıdır. (HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 Esas 2001/311 Karar.; 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E., 2002/208 Karar)
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. Maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı yasanın “sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. Maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir.
Eldeki davada, davalı cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine itiraz ederek yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan etmiş olup yapılan incelemede, davacının şirketin faaliyet yerinin Gaziosmanpaşa, davalının ise Sultangazi ilçeleri olduğu, takibin Gaziosmanpaşa İcra Dairesinde başlatıldığı, davalının mahkememizin yetkisine yaptığı itirazda itirazda haklı olduğu, alacağın para borcu olması sebebiyle icra dairesinin yetkisinde bir usule aykırılık bulunmasa da bu husus mahkemenin yetkisine karşı itiraz edilemeyeceği anlamına gelmediğinden ve davalının usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin yetkilili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE;
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne tevzi edilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların yetkili mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup,usulen anlatıldı. 04/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır