Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/362 E. 2022/897 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/362
KARAR NO : 2022/897

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ……’ın …… plakalı ……. hususi aracının kasko sigorta poliçesinin 11.12.2019 başlangıç tarih ve ….. poliçe numarası ile müvekkili …… Sigorta AŞ. tarafından yapıldığını, sigortalı aracın 09.11.2020 saat 15.30 sıralarında …… idaresinde İstanbul Bağcılar ilçesi …. Mahallesi ….. bulvarı …. Sokağa yaklaştığı esnada önünde durmakta olan ……. plakalı çöp kamyonunu geçmek isterken davalı ….. idaresindeki kamyonun ani ve kontrolsüz şekilde harekete geçmesi sonucu sigortalı araca çarparak hasara sebebiyet verdiğini, kazaya dair hazırlanan eksper raporunda sigortalı araçta oluşan hasarın 6.130 TL’ ye giderilebileceğinin tespit edildiğini, bu bedelin 5.000 TL’si 10.12.2020 tarihinde sigortalı ….. banka hesabına, 1.130 TL’si otomobilin bir kısım tamiratlarını yapan ……. Otomotiv Satış Sonrası Çözümleri Tic. Aş. hesabına …. sayılı hasar dosyası belirtilerek toplu ödeme talimatı ile yatırılmak suretiyle zararın giderildiğini, alacağın tahsil amacıyla Bakırköy …… İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin borçluların itirazı sebebiyle durdurulduğunu, davalı …… Turizm ‘in her ne kadar itirazında çöp kamyonunun Bağcılar Belediye Başkanlığına uzun süre kiralandığını belirtmiş ise de bunu gösterir hiçbir belge sunmadığını beyanla davalıların Bakırköy …… İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın 6.842 TL için iptali ile kaldırılmasına karar verilerek asıl alacağa (6.130 TL ) işletilecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, davalıların %20 inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Turizm vekili cevap dilekçesinde özetle; 09.11.2020 tarihinde durmakta olan …. plakalı çöp kamyonunu geçmek isterken davalı ……. idaresindeki kamyonun sigortalı araca çarparak araçta hasara sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin işleten sıfatının bulunmadığını, aracın işleteninin Bağcılar Belediye Başkanlığı olduğunu, müvekkili şirket söz konusu aracı …. Projesi kapsamında uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile kiralamış olup, bu sebepten ötürü aracın işleteni sıfatına haiz olmadığını, Bağcılar Belediye Başkanlığının …… İhale Kayıt Nolu ihale kapsamındaki Araç Kiralama Hizmet Alımı Sözleşmesi için hizmet alımı işinde kullanılmak üzere uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile kiralandığını, kiralık araç kiralama sözleşmesinin ifasına yönelik olarak ve tüm hakları sorumlulukları Bağcılar Belediye Başkanlığına ait olmak üzere aracın kiralandığını ve 01.10.2014 tarihinde Bağcılar Belediye Başkanlığına teslim edildiğini, dolayısıyla bu sözleşme hükümlerine ve KTK ile diğer yasal düzenlemelere göre aracın işleteni Bağcılar Belediye Başkanlığı olup kazada meydana gelen tüm zararlardan Bağcılar Belediye Başkanlığının sorumlu olacağını belirterek haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde, “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’lerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiîlden kaynaklandığı açıktır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesi 2018/1516 esas, 2018/2205 karar )
Buna göre, sigortalının halefi olan davacı sigorta şirketi, davalının kusuru nedeniyle kasko sigortası yapılmış araçta oluşan zararın rücuan tahsilini talep etmekte olup, bu şekilde uyuşmazlığın haksız fiîlden kaynaklandığı, davacının sigortalısının …… isimli gerçek kişi olduğu ve davacının sigortalısı yerine geçtiğinde eldeki davanın ticari dava niteliği taşımadığı anlaşılmakla davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı …….+’nun yüzüne karşı, davalı …… vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.
04/10/2022

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır