Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/357 E. 2023/775 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/357 Esas
KARAR NO : 2023/775

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2022
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin eczacı olduğunu, davalı … tarafından müvekkil aleyhine Bakırköy … İcra Dairesi … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin dayanağı olan belgenin daha evvel aynı alacaklının İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında yer alan takibe dayanak belgesi olduğunu, bu belgeye karşı müvekkil tarafından açılan davada İstanbul … İcra Mahkemesi’nin … esas ve … Karar sayılı kararı ile belgenin düzenleme yerinin olmaması sebebiyle kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı gerekçesiyle iptal edildiğini, zira takibi konu kağıtta ; ödeme günü , ödeme yeri, düzenleme yeri, vade tarihi, malen/ nakten kaydı, yazıya vade, ihtilaf vuku belirtilmediğini, tüm bu sebeplerden dolayı şikayet yoluna başvurulduğunu ve takibin iptal edildiğini, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibine konu belgenin Uyap kayıtları celp edildiğinde iş bu şikayete konu belge ile çıplak göz kontrolünde dahi ” üsküdar” yazısının iptal edilen , kambiyo vasfı olmayan belgeye sonradan yazılmak suretiyle kambiyo vasfı kazandırılmaya çalışıldığının görülebileceğini iptal edilen bege sureti ve İstanbul … İcra Mahkemesi’nin … Esas ve … karar sayılı ilamının ek -1 de yer aldığını, 11.01.2021 tarihinde … vekili Av. … tarafından takip dayanağı belge icra dosyasına dilekçe verilmek sureti ile iade alındığını, davalının arka sayfasında İstanbul …. İcra Dairesi’nin kaşesi bulunan senedin düzenleme yerini “üsküdar” olarak doldurmuş kambiyo vasfı olmayan belgeye suç işlemek kaydıyla senet vasfı kazandırmış olduğu ve Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haczi yoluyla takip başlattığını, müvekkilin … sistemine hakim olmadığı için itiraz sürelerini kaçırdığını, Bakırköy …. İcra Dairesi … sayılı dosyasında yapılan takibin öncelikle teminatsız olarak durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini aksi kanaatte mahkemenizce uygun görülecek teminat-teminat mektubunun dosyaya sunulmasına müteakip takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini, … Nolu talebimizin kabul edilmemesi halinde; mahkemenizce tensip buyrulacak uygun bir teminat-teminat mektubu karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini; Bakırköy …. İcra Dairesi … sayılı dosyasıyla yapılan kambiyo takibinde dayanak belgenin sahtecilik/dolandırıcılık sonucu kambiyo vasfına büründüğü ve kambiyo vasfını haiz olmadığının belirlenmesi nedeniyle müvekkilin borçlu olmadığının tespitine; Davalı aleyhine %40’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; senetteki düzenleme yerinin senedin ilk halinde mevcut olmadığını, senedin bu hali ile daha önce icraya konu edilmesine karşın o tarihte senedin kambiyo vasfı taşımadığından bahisle icra mahkemesi tarafından takibin iptaline karar verildiğini, bu davaya konu icra takibinin ise daha önce icra hukuk mahkemesi tarafından kambiyo vasfı taşımadığına karar verilen bonoda düzenleme yeri doldurulmak suretiyle tekrar icraya konu edildiği, bu nedenle de kambiyo vasfı bulunmaması nedeniyle mahkemeden müvekkilime borcu olmadığının tespit edilmesini talep ettiği görülmediğini, ancak davacı tarafından dava dilekçesinin hiç bir yerinde veya daha önce icra mahkemeleri huzurunda ikame ettiği davalarda; müvekkilimin güncel durumda hamili olduğu senetteki imza inkar olunmamış, senetteki bedel kısmına ilişkin herhangi bir tahrifat iddiasında bulunulmamış ve senede istinaden herhangi bir ödeme yapıldığına dair belge sunulmadığını, dolayısı ile davacının müvekkilime borcunun olmadığı yönünde bir tespit yapılabilmesi dosya kapsamında mümkün olmadığını, ayrıca, davacının dava dilekçesinde öne sürdüğü daha önce senedin kambiyo vasfı nedeniyle takibin iptaline karar verilmiş olması hususu da tamamen takip hukuku alanında kalmakta olan bir olgu olup, davacının müvekkile borçlu olup olmadığı yönünde maddi anlamda bir kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, menfi tespit davaları da niteliği itibariyle alacak konusu olduğunu iddia ettikleri senedin kambiyo vasfına sahip olup olmadığından ve senedin daha önce geçirdiği iddia olunan aşamalardan ziyade, taraflar arasında mevcut bir borç ilişkisi bulunup bulunmadığı ile ilgilenmekte olup, bu yönü ile maddi anlamda hüküm ve sonuç doğuran davalar olduğunu, davacının dava dilekçesinin hiç bir yerinde dava konusu bononun taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu iddiasında bulunmadığını belirtmek istediklerini, davanın reddi ile davacının dava konusu 10.000 Dolar bedelli senet nedeniyle müvekkile borçlu olduğunun tespitine, davacının alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ,İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasına ait gerekçeli karar örneği, İstanbul …. İcra Dairesi … esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Dava konusu senet üzerinde tahrifat suretiyle düzenleme yapılarak kambiyo vasfı olmayan belgeye senet vasfı kazandırmak suretiyle Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin durdurularak hacizlerin kaldırılması ve davacının bu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin hukuksal niteliğini irdelemiştir.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur.
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 779/1).
Bu aşamada, menfi tespit konulu eldeki davada, ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu, ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir.
Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir.
Aynı ilkeler, HGK’nun 17.12.2003 gün ve … E., … K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: Davacı, kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istediğine göre, konunun hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ele alınıp, değerlendirilmesi gerekir.
6100 Sayılı HMK m. 201 gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen hususların yazılı delillerle ispatlanması gerekir.
Kural olarak kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer.
Bu itibarla, dava konusu kambiyo senedi üzerinde tahrifat yapıldığı ve senedi n kambiyo vasfını yitirdiğini iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını HMK’nın 200-201. maddeleri uyarınca yazılı delille ispatlaması ve bundan sonra da senedi elinde bulunduran hamilin iyiniyetli hamil olmayıp, bonoyu iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlaması gerekmektedir.
Somut olay incelendiğinde; ispat yükü üzerinde olan davacı senette tahrifat yapıldığını senede karşı senetle ispat zorunluluğu gereği ispat edememiştir. Dava konusu senet hakkında tahrifattan kaynaklı soruşturmada kovuşturmaya yer oymadığına dair karar verildiği, davalının soruşturma dosyasındaki beyanında dava konusu edilen senedin davacı tarafından borcuna karşılık verildiğini beyan etmiş olup davacının ise senedin sahte olarak düzenlendiğine ilişkin iddiasına yönelik ispat vasıtası getiremediği anlaşılmakla davacının delilleri arasında yer alan yemin HMK 225. maddesi gereği hatırlatılmış ve verilen kesin süre içerisinde sunulan yemin metnine göre davalı, senedin üzerinde tahrifat yapılmadığına, senedin davacı borçlu tarafından borcuna karşılık verildiğine dair yemin etmiştir. Bu doğrultuda davacının davasını ispat edemediği anlaşılmış olup davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafça yatırılan 3.325,32 TL harçtan mahsubuyla fazla yatan 3.055,47‬-TL karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 134,00 TL yargılama giderini davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 30.207,90 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge , 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu gereği elektronik imza ile imzalanmıştır.