Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/34 E. 2023/403 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/34 Esas
KARAR NO : 2023/403

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının 13/08/2018 ile 18/09/2019 tarihleri arasında müvekkili firmada ihracat müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, çalıştığı süre içerisinde görevi gereği birçok ticari sırra sahip olduğunu, bu ticari sırların saklanması ve gizli tutulması kapsamında taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinin 12. Maddesi gereğince “davalının işten ayrıldıktan sonra 2 yıl süreyle rakip bir firmada çalışmaması ve sahip olduğu ticari sırları paylaşmaması” hususunun belirtildiği, buna istinaden İş Sözleşmesi dışında Rekabet Yasağı ve Sırların Saklanması Sözleşmesi’ninde akdedildiğini, sözleşme yasaklarına uyulmaması halinde en son alınan brüt aylık ücretinin işverene olan maliyeti üzerinden 10 katı tutarında cezai şart ödeneceğinin taahhüt edildiğini, buna rağmen davalının sözleşmeye aykırı davranarak müvekkili ile aynı konuda faaliyet gösteren dava dışı … Şirketi’nde işe girdiğinin ve aynı işi yürüttüğünün tespit edildiğini, bu durumun sözleşmenin ihlali anlamına geldiğini ve davalının cezai şart ödemesi gerektiğini, yine davalının, müvekkili şirketten mal temin eden ve bunları dağıtan, başka dağıtım kanallarına veren yani hem müşterileri olan hemde müvekkili şirketin satış kanallarını bilen dava dışı … isimli kişiyi de şu an çalıştığı şirket ile görüştürdüğünün bildirildiğini belirterek fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 90.105,70 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek %9 yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında akdedilen İş Sözleşmesi’nin gerekli şekil şartlarını taşımadığını ve geçersiz olduğunu, söz konusu sözleşmede işveren ünvanı olarak “…” ibaresinin bulunduğunu, bunun gerçek veya tüzel kişi anlamını taşımadığını, sözleşmenin işveren imza kısmında davacı ünvanı ve kaşesinin bulunmadığını, müvekkilinin, davacı şirkette, ürünlerin yurtdışına pazarlama görevini yürüttüğünü, şu an çalıştığı firmanın ise fason imalat ile ilgilendiğini, farklı bir biçimde çalıştığını, dava dışı … isimli kişinin kendisinin müvekkilini aradığını ve işten ayrıldığından bu şekilde haberdar olduğunu, ayrıca bu kişi ile müvekkilinin çalıştığı firma olan … Anonim Şirketi’nin herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin davacı firmada çalıştığı süre içerisinde hiçbir ticari sırra vakıf olmadığını ve edindiği bilgileri hiç kimseyle paylaşmadığını, müvekkilinin rekabet yasağına aykırı olarak davranmayıp, davacı şirketi zarara sokabilecek hiçbir eylemde bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, TBK 444. maddesine dayalı olarak rekabet yasağı ihlalinden doğan cezai şartın tahsiline ilişkindir.
Rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş ilişkisi içinde işverenin müşterilerine nüfuz etmesi yahut iş sırlarına vakıf olması nedeniyle hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında belirli bir coğrafi bölgede ve belirli bir zaman dilimi içerisinde işçinin işverenle rekabet teşkil eden davranış içerisine girmesini yasaklayan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Rekabet etmeme taahhüdünü içeren bu sözleşmeyle işçi işverene karşı hizmet sözleşmesinin bitiminden sonrasına yönelik olarak menfi bir yükümlülük, bir yapmama borcu altına girmektedir. Başka bir deyişle rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin ekonomik faaliyet özgürlüğüne ve ekonomik geleceğine kısmen dahi olsa sınırlama getirilmektedir (Sabah Altay, Türk Borçlar Kanunun Hükümlerine Göre İşçi ile İşveren Arasında Yapılan Rekabet Yasağı Sözleşmesi, Mühf-Had, C.14, sy.3, s.179 vd.).
Rekabet yasağı kaydının geçerli olabilmesi için işçinin, hizmet ilişkisi içinde olduğu işverenin müşteri çevresi ve üretim sırları gibi ticari sırları bilebilecek bir pozisyonda çalışması ve bu bilgileri önceki işverenle rakip durumunda olan yeni işveren ile paylaşabilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Bu anlamda, ayrılan işcinin yeni işyerinde aynı pozisyonda çalışması da şart değildir. Keza rekabet yasağının varlığı için ayrılan işçinin, önceki işverene fiilen bir zarar vermesi şart olmayıp, zarar verebilme risk ve ihtimalinin varlığı yeterlidir. Rakip firmalarla paylaşması ve nüfuz etme imkanının bulunup bulunmaması önem arz etmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 06/03/2019 tarihli, 2018/3705 Esas ve 2019/1860 Karar sayılı, 10/05/2017 tarihli, 2015/15290 Esas ve 2017/2808 Karar sayılı kararları)
Rekabet yasağı iş akdinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin olarak yapmama (ileriye yönelik) edimini içeren akit niteliğindedir. 6098 Sayılı TBK.’nın 444/2. maddesi “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir” hükmü haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.
TBK 447/2. maddesinde “Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda; davalıya ait SGK işten ayrılış belgesinde … kodu ile “belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirmeden feshi” ile iş sözleşmesinin sona erdirildiği, işçinin fesih öncesi savunmasının alınmadığı, Yargıtay İçtihadı Birleştire Genel Kurulunun 19/10/2018 tarih, … Esas, …Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere savunma alınmasına ilişkin gerekli ihtarın da yapılmadığı, dosya kapsamında performans düşüklüğüne ilişkin bilgi belgelerin bulunmadığı, taraflar arasındaki iş sözleşmesi ile rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olduğu ancak iş sözleşmesinin davacı şirket tarafından haklı bir sebep olmaksızın feshedildiği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.538,79‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 1.358,89‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 14.416,91 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır