Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/328 E. 2022/967 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/328
KARAR NO : 2022/967

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında, dava dışı … Ltd Şti’nin hisselerinin devri konusunda 20/08/2013 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre müvekkili söz konusu şirketteki hisselerini davalılara devrettiğini, ancak davalılara müvekkiline ödemeleri gereken devir bedelini ödemediklerini, sözleşmenin 5. Maddesine göre davalılardan … tarafından müvekkiline 250 bin -TL, diğer davalı … tarafından da müvekkiline ayrıca 250 bin-TL ödeneceğini, bu hükme rağmen davalılar halen bu yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, resen nazara alınacak sebeplerle alacak tutarının tespiti ile şimdilik her bir davalıdan 5 bin-TL olmak üzere toplam 10 bin-TL davalılardan ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında öncelikle yetki itirazında bulunmuş, HMK hükümleri uyarınca bu davada davalının adresinin bulunduğu yer olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğunu, yine söz konusu bu alacakla ilgili halen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile devam eden bir dava olduğunu, bu sebeple derdestlik itirazında bulunduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü 20/08/2013 tarihli sözleşmeninde taraflarına tebliğine karar verilmesini talep ettiğini, bu sözleşme örneği taraflarına tebliğ edildikten sonra olası itiraz ve cevap haklarınında saklı tuttuklarını, ancak dava dilekçesinde bahsedilen sözleşme tarihi göz önüne alındığında talep edilen alacak BK’nunun 147/4 maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin kendisine bildirdiği kadarıyla sözleşme hükümleri incelendiğinde daha detayıyla görüleceği üzere davacı taraf bu sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini, kısacası davacı taraf sözleşme şartlarını yerine getirmediğini bu sözleşmenin gerçekleşmediğini, söz konusu tarihte yani 20/08/2013 tarihinde davalı müvekkil gelecek ticari şirket kayıtlarından da anlaşılacağı üzere zaten şirketin ortağı gözükmekte olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın yetki ve husumet esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’ın resmi kayıtlarda şirket ortağı olarak görünse bile protokolde kullanılan ibarelerden de anlaşılacağı üzere gerçek ortak olmadığını, bu nedenle protokolden doğan bir hak ve alacağı bulunmadığını, limited şirket hisse devirleri Noter huzurunda yapılmakta olup, şirket hisselerinin devir bedelleri hisse devri sözleşmesi öncesinde ortaklara tamamen ödendiğini, bu aşamada talep edilebilecek bir hak ve borç bulunmadığını, protokolün davalı lehine hak doğurucu hükümler içerdiği bir an için kabul edilse bile protokolün 4.maddesinde hisse devreden ortaklara çeşitli yükümlülükler yüklenmiş olduğunu, bunların hiç birisi yerine getirilmediğini, dolayısı ile kendi edimlerini yerine getirmeyen davacının müvekkilden edimlerini yerine getirmesini talep etme hakkı bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, limited şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Dosya, İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/12/2021 tarih …….. esas …. karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmekle yukarıdaki esas sayılı sırasına kayıt olmuştur.
6100 sayılı HMK’nın “dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119/1 fıkrasının e bendinde “davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri “, f bendinde ise “iddia edilen her bir vakıanın hangi deliller ile ispat edileceği” hükümlerine yer verilmiştir. Yine “somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi” başlıklı HMK’nın 194/1 fıkrasında “taraflar, dayandıkları vakıaları, (HMK m.119/1-e; m.129/1-d) ispatı elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar.” aynı maddenin ikinci bendinde ise “tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğinin açıkça belirtmeleri zorunludur.” denilmiştir. Sözü edilen maddelerin açıklanan fıkra bentlerin kapsamından da anlaşıldığı üzere davacı vekili tarafından bu maddelerin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir. (Yargıtay HGK, 22/03/2017 gün 2015/8-881 Esas 2017/518 Karar sayılı kararı )
Basit yargılama usulüne ilişkin delillerin ikamesi başlıklı HMK’nın 318.maddesinde “taraflar dilekçeleri ile birlikte tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın hangi delili olduğunu da belirterek bildirmek ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar içinde bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır. ” denilmiş uygulanacak hükümler başlıklı aynı kanunun 322/1 fıkrasında da “bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır denilmektedir. Görüldüğü gibi basit yargılama usulune ilişkin söz konusu kanunun 318.maddesinde deliller için özel hüküm bulunduğuna göre yazılı yargılama usulüne gitme olanağı mümkün gözükmemektedir.
6102 sayılı TTK’nın 28/02/2018 tarih ve 7101 sayılı kanunun 61.maddesi ile değişik 4/2 maddesi uyarınca davanın 6100 sayılı HMK m.316-322. Maddeleri arasında düzenlenen basit yargılama usulüne tabi olduğu, bu nedenle aynı kanunun 140/5 maddesi çerçevesinde taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları delil ve belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla açıklamada bulunmak üzere süre verilmesinin usule uygun olmadığı, diğer bir deyimli basit yargılama usulüne tabi davalarda tarafların HMK m.318 hükmü uyarınca tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da bildirmek ve ellerinde delillerin dilekçelerine eklemek ve başka yerden getirtilecek belge ve dosyalar içinde bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadırlar.
Tarafların bildirdiği ve dosyaya sunduğu delil ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı vekili yazılı ve sözlü beyanlarından tekrarla, eldeki dosyanın mahkememize kesin yetki kuralı ile geldiğini ve yetkisiz mahkemece yapılan bütün işlemlerin geçersiz olduğunu, davanın mahkememizde sıfırdan başladığını beyan etmiş ise de, dava dilekçesinin verilmesi hususunun ve davacı tarafın iddiaları ve dilekçesinde yer alan diğer hususların maddi hukuka ilişkin olduğu ve davanın tamamen ıslah edilmediği sürece uyuşmazlığın, mahkemeye verilen dava dilekçesi kapsamında değerlendirileceği kuşkusuzdur. Eldeki davada, davacı her ne kadar dava dışı … Ltd.Şti.’ deki hisselerinin devri konusunda davalılar ile 20/08/2013 tarihli bir sözleşme yapıldığını ve bu sözleşme kapsamında kendi edimi olarak hisselerini davalılara devrettiğini ve ancak sözleşme kapsamında davalılara düşen edimlerin yerine getirilmediğini ve bu sözleşme kapsamında davalıların ayrı ayrı 250.000,00 TL kendisine ödeme yapması gerektiğini iddia ederek davalılara karşı bu sözleşmeden kaynaklı alacak davası yönelttiği görülmektedir. Davacının, iddialarının içeriğinden davayı dayandırdığı sözleşmenin 20/08/2013 tarihli ”protokol” başlıklı sözleşme olduğu anlaşılmakla, işbu protokol başlıklı sözleşme kapsamında davacı her ne kadar dava dışı şirketteki hisselerini davalılara devrettiğini ve ancak davalıların sözleşmeye göre belirlenen hisse bedellerini ödemediklerini iddia etmiş ise de, sözleşmenin hisse devredenlerinin 4. Bentte belirtildiği üzere resmi ortak davacı ve gayriresmi ortaklar ……… ve …….. olarak belirtildiği, hisseleri devralanların borçları ve sorumlulukları başlıklı 5. Bentte ise devralan ortakların mali yükümlülüklerini düzenlemiş olup, davacının dava konusu ettiği hisse devir bedelinin 250.000,00 TL’ lik kısmına dair sözleşmeye yazılan maddede, devralanın bu bedeli her 4 ayda bir 50.000,00 TL taksitler halinde, devreden ortakların şahsına ödeneceği belirtilmiş olup, burada davacıya davalılar tarafından ne kadar ödenmesi gerektiği ayrımına gidilmediği de görülmektedir. Her ne kadar davacı yukarıda detaylıca açıklandığı üzere usul hükümlerine aykırı şekilde duruşma tarihinden bir gün önce 19.05′ te noterce düzenlenmiş hisse devir sözleşmesi örnekleri sunmuş ise de, bu belgelerin delil olarak hükme esas alınmamış ve yine mahkememizce de, dava dilekçesi ve dava dilekçesinde gösterilen delillerde yazılı olup davacının dava ve iddialarını dayandırdığı sözleşme olmadığı anlaşıldığından celbi istenmemiştir. Tüm dosya kapsamı ve yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda, ispat yükü üzerinde bulunan davacının iddialarını ispatlayamadığı ve davalılardan hisse devir bedeli alacağının bulunduğuna dair iddialarının ispata muhtaç olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 44,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı …’ın yaptığı 70,14 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
4-Davalı …’nin yaptığı 159,36 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalılar tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalılara iadesine,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır