Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/322 E. 2023/646 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/322 Esas
KARAR NO : 2023/646

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/04/2022
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :12/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından işletilmekte olan … Hastanesi’nde tedavi gören … tarafından müvekkili şirket ve Doktor … aleyhine İstanbul Anadolu … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile tıbbi hata nedeniyle dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda … isimli hastaya davalı … tarafından uygulanan tedavilerde davalı …’nun kusurlu bulunduğunu, yargılama neticesinde 6.930,30 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın müvekkil şirket ile … tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesine karar verildiğini, … tarafından mahkeme kararının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icraya konu edildiğini, dosyanın kesinleşmesi üzerine icra borcunun %50’sine tekabül eden 31.475,00 TL’nin müvekkili şirket tarafından ödenmek zorunda kalındığını, davalı …’nun kusurlu olması, müvekkil şirketin sorumluluğunun adam çalıştıranın sorumluluğundan gelmesi ve dava konusu olayda müvekkil şirkete kusur atfedilmemiş olması nedenleri nazara alındığında davalı …’nun kusurundan kaynaklı olarak müvekkil şirket tarafından ödenmek zorunda kalınan 31.475,00 TL’nin ödeme tarihi olan 07.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte …’ndan ve …’nun sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’den rücuen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas ve … Karar sayılı dosyasında davacı …’in işbu davada davacı olan … Hastane İşletmeciliği A.Ş.’ne (… Sağlık Hizmetleri A.Ş.) ve diğer davalı Dr. …na karşı açmış olduğu davayı kazandığını, davada hastane ve hekimin birlikte sorumluluğuna karar verilmiş olduğunu ve hükmedilen tutarın %50’sinin hastane tarafından %50’sinin ise hekim adına müvekkili sigorta şirketi tarafından ödendiğini, davacının ödediği tutarın tamamını hekime ve müvekkili şirkete rücu etmek istediğini, davacının önceki davada hekimin %100 kusurlu kendisinin ise tamamen kusursuz olduğu iddiasında olduğunu, Dr. …’nun müvekkili şirkete … numaralı Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçenin 01.08.2013 ve 01.08.2013 tarihlerini kapsayacak şekilde düzenlendiğini, kaza başı poliçe teminat limitinin 400.000TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı hekimin kusuru oranında olduğunu, iç ilişkinin hukuki niteliği TBK md. 116 olduğunu, ispat yükünün davacı hastane üzerinde olduğunu, hastanenin %100 hekimin kusurlu olduğunu iddia ettiğini, kusur durumunun belirsiz olduğu hallerde Yargıtay’ın kusur oranını yarı yarıya kabul ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek organizasyon içerisinde yer alan davacı tarafın diğer çalışanına hastanın filminin çekilmesini ve çekilen filmi kendisi gördükten sonra hastayı taburcu edebileceğini söylediğini, müvekkilinin hasta taburcu olmadan önce filmi inceleme talebinin organizasyon dahilinde doğru şekilde yerine getirilmemiş olduğunu, bu nedenle protezin çıkmış olduğunun erken dönemde saptanamadığını ve hastanın zararının bu denli olmayacağının açık olduğunu, hastanın protezi çıkık halde hareket ettirilerek evine gittiğini, hastanın protezinin çıkmasının da hasta bakıcıların ya da görüntüleme uzmanlarının hayli kilolu olduğu bilinen hastayı ameliyat sonrası sert şekilde hareket ettirmelerinden kaynaklanabileceğinin de düşünüldüğünü, bu durumda hastanın uğradığı zararın tamamından müvekkilinin sorumlu olduğu iddiasının oldukça haksız olduğunu, davacı hastanenin %50 oranındaki kusuru kabul ederek dosya borcunun yarısını ödediğini, kesinleşen mahkeme kararına istinaden müştereken ve müteselsilen sorumlu olan müvekkil ve davacı hastane arasında sorumluluğun yarı-yarıya paylaşılması konusunda mutabık kalınarak ödeme yapıldığını, dava dışı hastanın uğramış olduğu zararın tamamından müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı ve diğer davalı tacir ise de müvekkilinin tacir olmadığını bu nedele avans faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tıbbi hata nedeniyle dava dışı … lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminattan, davacı tarafından ödenen kısmın davalı hekim ve sigorta şirketinden rücuen tahsiline ilişkindir
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; dava dışı …, davalı … ve davacı … İşletmeciliği Anonim Şirketi aleyhinde 6.930,00 TL maddi tazminat, 20.000,00 TL manevi tazminat, 15.343,37 TL işlemiş faiz, 1.395,00 TL yargılama gideri, 5.450,00 TL ilam vekalet ücreti olmak üzere 49.118,37 TL’nin tahsili için icra takibine geçildiği görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyeti 22/02/2023 havale tarihli raporunda; Davalı Dr. …’nun diğer davalı … Sigorta nezdinde, … poliçe numarasıyla 01.08.2013-01.08.2014 vadeli Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta Poliçesi ile sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine, bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat kapsamında sigortalı olduğu, Sigorta Genel şartları gereği 21.05.2013 tarihinde başlayan tedavi süreci poliçe teminat kapsamında olduğu, mevcut olayda sağlık kuruluşu ve hekimin %50 %50 oranlarında kusurlu olduğu, İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi kararına istinaden İstanbul … İcra Müdürülüğü … E. sayılı dosyasında hastane Doktoru davalı … ve Sağlık Kuruluşu Hastane %50’şer kusur nispetinde hükmolunan tazminattan sorumlu olacakları, …’na sorumluluğu nezdinde isabet eden tutarın sorumluluk sigortacısı diğer davalı Axa Sigorta tarafından ödendiği, bu durumda davalılar … Sigorta ve Dr….’nun tazminat ödeme sorumluluklarının kalmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından; bilirkişi raporunun üçüncü sayfasında “…” şeklinde başlayan ifadenin neden raporda yer aldığı, … ‘un kim olduğu, bilirkişi heyetinde … adında kimsenin olmadığı, raporun üçüncü kişi tarafından kaleme alınma ihtimalinin olduğu şeklinde rapora karşı itiraz edilmişse de rapordaki ilgili kısmın dilekçelerin özetlendiği kısma ilişkin olduğu ve … Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde yer verdiği yazılı beyanların kopyalanması sırasında “…” ifadesinin sehven maddi hata sonucu yazıldığı, bu ifadeden sonraki kısımların cevap dilekçesinde yer alan beyanlar olduğu, ilgili kısımların bilirkişilerin görüş bildirdikleri kısımlar olmadığı değerlendirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporuna göre; dava dışı …’in tıbbi hata sonucunda zarar gördüğü iddiasıyla İstanbul Anadolu …. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasıyla mahkememiz davacısı hastaneye ve mahkememiz davalısı hekime karşı dava açtığı, dava sonucu müteselsil sorumluluk uyarınca davalıların tazminat ödemesine hükmedildiği, zarar miktarının yarısının davacı hastane tarafından diğer yarısının davalı hekim adına mahkememiz diğer davalısı sigortacı şirket tarafından ödendiği, davacı hastanenin tüm kusurun davalı hekimde olduğu iddiasıyla eldeki davaya açtığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda gerek insan kaynakları gerek de tıbbi cihaz ve yapısal faktörlerin birbirinden ayrılamayacağının değerlendirilerek kusur oranlarının yarı yarıya belirlendiği, TBK 167/1 maddesi ile birlikte hakkaniyet ilkesi, yaratılan tehlikenin varlığı, zarar veren müteselsil borçluların ekonomik durumları gibi tüm durum ve koşullar birlikte değerlendirildiğinde iç ilişkideki paylaşım oranının takdiren de yarı yarıya olduğu kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 537,52 TL harçtan mahsubuyla fazla yatan 357,62 TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/06/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.