Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/307 E. 2023/391 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/307 Esas
KARAR NO : 2023/391

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı şirketin iştigal konusu kimyevi ürün üretim ve pazarlaması olup , bu alanda köklü ve faal bir firma olduğunu, davalı şirket ile müvekkil şirket arasında bir ticari satış söz konusu olup iş bu ticari satışa dair taraflar arasında 80.034,80- TL tutarlı fatura bulunmadığını, davalı şirketin müvekkilden 30/08/2019 tarihinde 80.034,80- TL tutarlı kimyevi temizlik malzemeleri satın aldığı, müvekkil şirket tarafından davalıya aynı tarih ve tutarlı … No’lu fatura düzenlendiğini, malların davalı şirketin “… Mah. … Sokak No. … … /İSTANBUL ” adresine teslim edildiğini, müvekkil şirketin borçlu şirketten bu faturadan doğan alacağı nedeniyle keşidecisinin … Elektirik İnşaat Nakliye Sanayii şirketi olduğu ve borçlu şirketin … San. Tic. Ltd. Şti. Ciroladığını 05/12/2019 vadeli … seri numaralı bir adet çekin düzenlendiğini, ancak bu çekin vadesinde bankaya ibrazında karşılıksız çıktığını ve çek arkasına bunun şerh edildiğini, öncelikle Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına konu 14.860,00- TL kötü niyet tazminatının tahsilinin dava sonuna kadar tehir olunmasına karar verilmesini, Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. – …K. Sayılı kararı ile müvekkil şirket aleyhine belirlenen 7.430,00- TL idari para cezasının tahsilinin dava sonuna kadar tehir olunmasına karar verilmesini, davanın kabulü ile; davalının müvekkil şirketten almış olduğu kimyevi emtianın bedeli olan 80.034,80- TL alacağımızın dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. – … K. Sayılı kararı ile; müvekkil şirket aleyhine asıl alacağın %20’si oranında belirlenen 14.860,00 TL kötü niyet tazminatı ile asıl alacağın %10’u oranında 7.340,00 TL para cezasının kaldırılmasını, arabuluculuk sürecine dair maktu vekalet ücretinin, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
26/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda; dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğin de ; dosyada mevcut 30.08.2019- tarih … no’lu 80.034,80 TL bedelli faturanın; davacı şirket tarafından davalı … unvanına düzenlenmiş olduğu, faturanın bedeli ödenmemiş yani açık fatura olduğu, faturanın usulüne uygun olarak elektronik ortamda düzenlendiği, dosya kapsamında taraflar arasında mevcut yazılı bir sözleşmeye rastlanılmadığı, fatura üzerinde “İrsaliye yerine geçer.” ifadesinin yazılı olduğu görülmekle birlikte söz konusu faturanın, fatura muhteviyatı malların teslimine ilişkin teslim alan ve teslim eden isim ve imzasını taşımadığı, dosyaya fatura muhteviyatı malların davalıya teslimine ilişkin olarak “irsaliye yerine geçer” ifadesinin yazıldığı fatura haricinde herhangi bir belge ibraz edilmediği, dosya içeriğinde dava konusu alacağın dayanağı faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği görülememekle, söz konusu faturaya huzurdaki davadan önce davalı tarafça noter aracılığıyla veya Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yahut taahhütlü mektup ile Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal süre olan 8 gün içinde itiraz getirilip getirilmediğinin de görülemediği, bununla birlikte davacı taraf inceleme günü katılmış, dosyaya yerinde inceleme talebi sunmuş ise de davacı taraf ticari defterleri rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında sunulmamış olduğundan davacının ticari defterleri üzerinde davaya konu ihtilafa yönelik olarak bir inceleme gerçekleştirilemediğinden dosyada mevcut faturanın davacı lehine delil oluşturup oluşturmayacağının mutlak takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden Ba/Bs Formu Bildirimleri sorgulamalarının yapıldığı, davacının 2019 yılı mal ve/veya hizmet satışlarına ilişkin bildirim formu Form Bs ile davalı unvanına | adet belge karşılığında K.D.V. Hariç 67.826,00 TL bildirimde bulunduğu, karşılığında davalının mal ve/veya hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu Form Ba ile davacı unvanına bildirimde bulunmadığı, davacının Form Bs davalının ise Form Ba Bildirimleri yönünden birbirlerini teyit etmediği, aralarında | adet belge karşılığında K.D.V. Hariç 67.826,00 TL farklılık bulunduğu, alacağın kabulü halinde, davacının asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi oranında faiz isteyebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiğine dair kanaat bildirmiştir.
Dava, Taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatına yöneliktir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 14.860,00-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 16.554,42 yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, taraflar arasında cari hesaba dayalı başlatılan Küçükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’da fatura tanımlanmamıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun 229. maddesinde yer alan tanımlama ise: “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesikadır.” Şeklindedir.
Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili başkaca düzenlemeler de bulunmaktadır.
Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde; fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” Denilmekte; ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur.
Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacının sözleşme ilişkisi ve mal teslimine ilişkin ispat vasıtası getiremediği, delilleri arasında açıkça yemin delilinin de bulunmadığı, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı tarafça davalıdan alınan kimyevi temizlik malzemeleri satın alındığı ve karşılığında düzenlenen fatura alacağının tahsili talebiyle takip yapıldığı, fatura miktarları dikkate alındığında tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden alınan bildirim beyannameleri ve ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde, davacının defterlerinin incelendiği ve ancak davalının defterlerini incelemeye sunmadığı, fatura beyannamelerinin ise birbiri ile uyumlu olmadığı, bu şekilde tek taraflı düzenlenebilen, davacının ticari defterlerinde bulunan kayıtlar ve davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresi ile davacının alacağı olduğunun ispat edilemediği ve başkaca ispata yarar yazılı delilin bulunmadığı yine davacının deliller arasında açıkça yemin delilinin de bulunmadığı görülmekle davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.366,80 TL harcın mahsubuyla fazla yatan 1.186,90‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının davasının reddine karar verildiğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5–Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilen karar davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup,usulen anlatıldı. 11/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge , 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu gereği elektronik imza ile imzalanmıştır.