Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/301 E. 2023/731 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/301 Esas
KARAR NO : 2023/731

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/03/2022
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı şirket hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatılmıştır. Davalı Şirket’in icra takibine itiraz etmesi ile takip durdurulduğunu, davalı şirket müvekkil şirkete takip tutarı kadar borçlu olduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında Davalı Şirketin pazarlama yetkilisi ile mail ortamında yapılan yazışmalar ile taşıma sözleşmesi kurulduğunu, müvekkil şirket, davalı şirkete ait olan malları ulaştırma ve tüm ulaşım hizmetleri gerçekleştirdiğini, davacı şirket sözleşmeden kaynaklı borcunu eksiksiz yerine getirdiğini, davalı borçlunun haksız itirazları geçersiz olduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme ile müvekkil şirket davalı şirketin malların taşınması işini gerçekleştirmiş olup bu taşıma hizmetinden kaynaklı davalı şirkete kesilen faturalar muaccel hale geldiğini, davalı firma yetkilileri ile müvekkil şirket yetkilileri arasındaki yazışmalar ticari ilişkinin varlığının göstergesi olduğunu, davalı firma yetkilileri müvekkil şirket yetkilileri arasındaki yazışmalardan taşıma işi ile ilgili bilgi paylaşımlarının bulunduğu anlaşılacak olup bu da ticari ilişkinin varlığının göstergesi olduğunu, tüm bu nedenler ile , müvekkil alacağının kendisine ödenmemesi üzerine yukarıda bilgileri verilen icra dosyası kapsamında davalı (borçlu) aleyhine icra takibine giriştiğini, işbu borca itiraz edilmesi üzerine işbu davayı açma gereği hasıl olduğunu, tüm itirazları yersiz ve haksız olan davalının itirazının iptali gerektiğini, yukarıdaki açıklamaların ışığında, şüpheden ari şekilde borçlu olduğu anlaşılan davalının kötü niyetli olarak borca itiraz ettiği açık olup bu nedenle borcun 9020’sinden az olmamak üzere icra- inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davanın kabulü ile borçlunun takibe, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun 9020’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil Şirket Dünyanın birçok noktasında bulunan müşterilerine hem kendi bünyesinde ürettiği liman makinası ürünlerini hem de çeşitli yerlerden ithal ettiği liman makinası ürünlerini satarak ticari hayatını devam ettirdiklerini, dava konusu olayda müvekkilin … ‘da ticaret yaptığı tedarikçi şirkette ürettirmiş olduğu ürünleri … ‘da bulunan müşterisine davacı şirket aracılığı ile göndermek istediğini, bu kapsamda müvekkil şirket öncelikle 840/840/730 mm boyutlarında 403 kg ağırlığındaki ürünleri için fiyat teklifinde bulunmak üzere davalı şirkete mail gönderdiğini, göndermiş olduğu mail üzerine davacı şirket tarafından 2205 dolar ve 2084 dolar olmak üzere fiyat teklifinde bulunulduğunu, SI kg lık ürüne ilişkin de …. numarası ile yük kodu oluşturulduğunu, müvekkilin ticaretini yapmış olduğu ürüne ilişkin de malın faturası davacı şirkete iletildiğini, müvekkil şirket tarafından ilgili ürünün taşınmasına ilişkin konişmento draftı 18.06.2021 tarihinde davacı şirketten istenmiş ve davacı şirket mail yolu ile konişmento draftını müvekkil şirkete ilettiğini, ancak konişmento draftında bulunması gerekmesine rağmen taşınacak ürüne ilişkin herhangi bir bilgi girilmemiş, sadece nereden alınıp nereye iletileceği belge içerisinde müvekkil şirket yetkilisinin 21.06.2021 tarihinde ilgili ürünün tedarikçi firmadan ne zaman alınacağını sormaları üzerine, davacı şirket yetkilisi tarafından ürünün yola çıktığı, çarşamba günü varacağı belirtiştir. Bunun üzerine müvekkil firma yetkilileri tarafından final AWB istenmiş ve davacı şirket tarafından gönderilen evrak müvekkil şirket yetkilileri tarafından incelendiğinde 410 kg lık yanlış ürünün alındığı yetkililerce fark edildiğini, davacı şirket yetkilileri tarafından müvekkilin en başta teklif almak istediği ancak sonrasında revize ettiği 410 kg lık ürünler, davacı şirketin …’ da bulunan acentasına yanlış mail atarak yanlış ürünleri almasını istemesi sebebi ile, müvekkilin sürekli iş yaptığı ve bir çok ürününün bulunduğu tedarikçi firmasından yanlış ürünleri aldığını, tüm bu hususlar, müvekkil ile davacı şirket arasında geçen mailleşmelerde açıkça görüldüğünü, bu kapsamda müvekkilin … gönderilecek 410 kg lık ürünü Suudi Arabistan’a gönderilmiş ve yapılan yanlış işlem sebebi ile müvekkilin 410 kg lık ürünü gümrüğe terk edilmek zorunda kalındığını, bunun haricinde müvekkil şirket bu ürünleri tekrar ürettirmek zorunda kalmış ve müşterilerine ürünlerini lojistik firmalarına ücret ödeyerek yeniden göndermek durumunda kaldığını, görüleceği üzere lojistik firmasının yanlış organize olması ve müvekkilin taşınması konusunda herhangi bir anlaşması bulunmayan 410 kg lık ürünü taşıması sebebi ile müvekkile dava konusu fatura kesilmiştir. Müvekkil şirket tarafından da işbu fatura iade edildiğini, müvekkilin davacı şirket aracılığı ile taşınmasını istediği ürünleri 51 kg olduğunu, bu kapsamda 51 kg ürünün taşınmasına ilişkin 500 USD tutarında anlaşmaya varılmıştır. Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında düzenlenen sözleşmenin genel şartlar bölümünde işlemlerin yerine getirilebilmesi için … lojistiğin gerekli dikkat ve çabayı göstereceği açıkça hüküm altına alındığını, tüm bu hususlara rağmen müvekkil şirkete taşınmasını istemediği bir ürünün bu denli yüksek bir tutarda fatura edilmesi de hakkaniyete ve hukuka asla uymadığını, tüm bu hususlar sebebi ile davanın reddini talep etme zarureti hasıl olduğunu, ancak müvekkil şirket ürün bilgilerinde bir hata yaptığını belirterek 550*285*230 mm boyutlarında 50.9 kg ağırlığındaki ürünleri için teklifin revize edilmesini istediğini, bu kapsamda müvekkil şirkete, davalı şirket tarafından 500 USD teklifte bulunulduğunu, bu kapsamda davacı şirket ile 51 kg ürün üzerinden anlaşıldığını, tüm bu nedenler ile diğer hak ve alacaklarımız saklı kaydı ile davacının haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taşıma sözleşmesine dayalı fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında ödeme emrinde belirtilen alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, icra takibindeki borcun tamamına, faize, ve her türlü fer’ilerine açıkça itiraz ettiğimizi bildirir; müvekkil aleyhine başlatılan işbu icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 2.084,00 USD asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 30.11.2022 havale tarihli raporunda; Dosyada mevcut beyan, bilgi ve belgelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında havayolu ile taşımacılık konusunda imza altına alınmış bir sözleşmenin olmadığı veya dava dosyasına sunulmadığının tespit edildiği, taşımacılık sektörel uygulamalarında; taraflar arasında özel bir anlaşma bulunmaması durumunda taşınacak ürünün göndericiden teslim alınması sorumluluğunun taşıma firmasına ait olmadığı, taşınacak ürün ile ilgili davalı … Makina firması tarafından davacı … taşımacılık şirketinden fiyat teklifi alınmasına rağmen taşıma öncesi çıkan fiyat farkının davalı … Makine firmasına iletilerek onay alınmaması nedeniyle davacı … taşıma şirketinin sorumluluğu olduğu kanaatine ulaşıldığı, taşıma firması, taşıma operasyonu başlamadan önce düzenlenen konşimento taslağını göndericiye göndererek taşımayla ilgili tüm bilgilerinin gönderici tarafından kontrol edilip onaylanmasını sağlar/amaçladığı, bu uygulamanın davaya konu taşımacılık işinde de davacı … taşıma şirketi tarafından davalı … Makine firmasına gönderildiği, davalı … makine firması gelen konşimento taslağında yükün onayını verebilecekleri bilgilerin bulunmadığını beyan ettiği, davacı … taşıma firması tarafından davalı … Makine firmasına gönderilen taslakta yer alan bilgiler tam ise davalı … Makine firmasının kontrol/onay görevini yerine getirmediği, taslakta bilgiler eksik ise davacı … taşıma şirketinin onay alma sürecini etkin kullanamadığı için sorumlu olacağı kanaatine ulaşıldığı, davaya konu sorunlu taşımacılıkta asli kusurlu tespiti yapılamayıp taşımacılık piyasasında dönem dönem karşılaştıkları hatalı ürün teslim alma sorunu yaşandığı, operasyonel saha uygulamalarında yapılan hataları tespit edip düzeltmeyi amaçlayan iki adımlı kontrol /onay sisteminin aksamasıyla meydana gelen hata düzeltilemediği kanaatine ulaşıldığı, teknik inceleme ve tespitlerini, hukuki değerlendirme ve kanaat takdirinin mahkemeye bırakıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi 04.04.2023 havale tarihli raporunda; Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişki kapsamında davacı … tarafından düzenlenen takibe 21.06.2021 tarihli … sayılı 2.084,00 USD bedelli fatura alacağının davalı … tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2021 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının incelenen ticari defterlerine göre; Davacı … tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu 21.06.2021 tarihli … sayılı 2.084,00 USD bedelli faturanın kayıtlı olduğu, bu faturadan kaynaklı davacı … takip tarihi (18.11.2021) itibariyle davalı yandan 21.743,62 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu ve bu alacağını …. nolu şüpheli ticari alacaklar hesabına aktardığı, davalı yan 06.02.2023 günü saat 14:00’da Mahkemeniz duruşma salonunda yapılan incelemeye katılmadığı, ticari defter ve belge ibraz etmediği, rapor içeriğinde sunulan mutabakat belgesinden görüleceği üzere tarafların takibe konu 21.06.2021 tarihli … sayılı 2.084,00 USD bedelli fatura yönünden 03.11.2021 tarihinde mutabakat sağladığı anlaşıldığı, davacı … taşımacılığı tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu E-Fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlendiği, faturanın davacı yanın ticari defter ve kayıtlarında mevcut olduğu, faturaların taraflar arasında bulunan ticari ilişki kapsamında taşıma bedeli olarak tanzim edildiği, takibe konu faturaya ilişkin tarafların 03.11.2021 tarihinde mutabakat sağladığı sunulan belgeden anlaşıldığı, faturanın teslimi noktasında bir ihtilaf bulunmadığı, takibe konu fatura kapsamında davalı … cevap dilekçesinde belirttiği ve itiraz ettiği “davacı tarafın organizasyonel hatası sebebiyle faturayı kabul etmedikleri..” hususlarında taşımacılık yönünden incelemelerin aşağıdaki gibi olduğu, Sektörel Yönden; … teslim şekline göre incelendiğinde; yanlış sevkıyattaki sorumluğun davalı göndericinin sorumlu olduğu kanaatine varılmakla birlikte acentesine yanlış yükün bilgisini veren Davacı/taşıyıcı firmanın da Sorumluluğu olduğu görülmektedir. Aynı zamanda Davacı/taşıyıcı firmanın kendisine verilen talimat ile teslim aldığı yük arasındaki ağırlık ve fiyat farkını da davalı gönderici firma ile teyit etmesi beklenir. Her iki tarafında sorumlu olduğu davaya konu taşımacılıkta; sektörel uygulamada her iki firmanın da eşit sorumluluk üstlenmesi yönünde olup hukuki taktirin Sayın Mahkemede olduğunu bildirmişler, mahkemece davacı yanın davasında haklı görülmesi takibe konu faturanın yerinde olduğuna karar verilmesi halinde, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre takibe konu faturadan kaynaklı takip tarihi (18.11.2021) itibariyle davalı yandan 2.084,00 USD alacaklı olacağı, yönünde sonuç ve kanaat bildirilmiştir.
Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili başkaca düzenlemeler de bulunmaktadır.
Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde; fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” Denilmekte; ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur.
Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
Davacı, fatura alacağı olduğundan bahisle iddiada bulunmuş olup, faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin verildiğine ilişkin davalının ticari ilişki ve malların teslim edildiğine ilişkin itirazı bulunmadığı ve taraflar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığı görülmüştür.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen … nun … seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlar.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan, ticari defter ve kayıtlar ve davalı tarafından imzası inkar edilmeyen 03.11.2021 tarihli mutabakat belgesi doğrultusunda 2.084,00 usd bakımından davacının alacağı olduğu ispat edilmiş olmakla davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline karar vermek gerekmiş yine davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile devamına,
2- Hükmedilen asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilecek olan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.098,36-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 415,87 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.682,49‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 415,87 TL peşin harç olmak üzere toplam 496,57‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.750,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekilerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır