Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/273 E. 2022/302 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/273 Esas
KARAR NO : 2022/302

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/600 ESAS, 2021/633 KARAR SAYILI DOSYASINDA:

DAVA : Menfi Tespit
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 12/07/2021

KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022
Bakırköy ….. ATM.nin ….. esas sayılı dosyasından verilen 13/07/2021 tarihli karar ile, dosyanın Bakırköy …… ATM.’nin ….. Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği görülmüştür.
Bakırköy …… ATM.’nin ….. Esas, …… karar, 14/10/2021 tarihli kararı ile, dosyaların mahkememizin ……. Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 15/03/2022 tarihli celsesinde, asıl dosya ile birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret mahkemesinin ….. esas sayılı dosya ve bu dosya ile birleşen bakırköy ….. Asliye ticaret mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasının tefrik edilmesine karar verildiği, verilen karar gereği dosyanın ….. esas sayılı dosya numarasını aldığı anlaşılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde: dava konusu edilen senedin 14.11.2018 tarihli sözleşmeye bağlı teminat senedi olduğunu, İşbu teminat senedinin bağlı bulunduğu sözleşme batıl/kesin hükümsüz olup bir an için sözleşmenin kesin hükümsüz olmadığı farz edilse bile helba tarafından ilgili sözleşmenin Kadıköy ….. Noterliği’nin 03.10.2019 tarih ve ihtarnamesi ile haklı nedenle feshedilmiş olduğundan ve ……’nın sözleşmeye bağlı herhangi bir borcu bulunmadığından işbu bono bedelsiz bir senet olduğunu , ……. tarafından üretilerek ……’ya teslim edilen ve piyasaya sunulan ilk 3 seri clinoper 25 g jel isimli ürünlerde ciddi anlamda kalite sorunları yaşanmış, bu ilk serilerin satışından sonra ürün yenilenmek zorunda kalınmış, bu durumun sebebiyet verdiği zarara ilişkin argis, ……’ya herhangi bir ödeme yapmadığını, piyasaya sunulan ilk 3 serinin kötü çıkması satışları ciddi anlamda olumsuz etkilemekle birlikte dolayısıyla müşteri kitlesinde de ürüne karşı güvensizlik duyulmasına sebebiyet verdiğini, …… şirketinin ……. şirketinin hatalı ve kalitesiz üretimleri sonucu ciddi anlamda hem doğrudan hem de dolaylı yönden büyük zararlara uğradığını, işbu teminat Senedinin bağlı bulunduğu sözleşmenin öncelikle batıl/kesin hükümsüz olup bir an için sözleşmenin kesin hükümsüz olmadığı farz edilse bile …… tarafından ilgili sözleşme haklı nedenle feshedilmiş olduğuna ilişkin …… ve…….’in taraf olduğu BAkırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… E. sayılı dosyası ile yargılama konusu yapıldığını , yargılamanın halen devam ettiğini, teminat senedinin müvekkilin tüm çabalarına rağmen halen kendisine iade edilmediğini, davalı tarafın müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen senedi kötü niyetli olarak elinde tuttuğunu ileri sürerek davanın kabulü ile dava konusu 14.10.2020 vadeli 14.11.2018 düzenleme tarihli 200,000,00 USD bedelli teminat senedinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, bedelsiz senedin iadesi ile senedin icra takibine konu yapılmaması, protesto ettirilmemesi, ciro edilmemesi, tahsile verilememesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin, davanın borçtan kurtulma davası mı yoksa menfi tespit davası mı olduğunun davacıya açıklatarak davaya devam etmesini, bu açıklamadan sonra tarafına bu konuda ek beyanda bulunma süresi vermesini, zira her iki davanın birbirinden farklı davalar olup ayrı usullere tabi olduklarını, davacı taraf davaya konu edilen senedin 14.11.2018 tarihli sözleşmeye dayalı olarak verilen bir teminat senedi olduğunu iddia ettiğini, Senedin teminat senedi olduğuna dair iddiasını ise sözleşmenin 12.3 maddesine dayandırdığını, davanın her iki tarafı da tacir olup TTK. 18. Madde hükmü uyarınca bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, . TBK. Madde 26’da ise sözleşme özgürlüğü düzenlendiğini, davacıının taraflar arasındaki sözleşmenin RKHK. 4/2-(a) maddesine aykırı olması nedeni ile geçersiz olduğu iddiasının doğru olmadığını, davaya konu sözleşmenin esas unsuru olan ilaçla ilgili sözleşmeye konu olan ürünün üretim, dağıtım, pazarlama, satışı ve fiyatlandırılması gibi konularda tek yetkili ve belirleyici TİTCK olduğunu, davacının bu aşamaları bilerek anlatmadan ve sözleşmenin özelliğinden bahsetmeden verdiği cevaplara cevap vermek için bu anlatım gerekli olduğunu,davacı taraf RKHK. 4/2-(a) maddesine aykırı olarak alım, satım, maliyet, kar gibi unsurları müvekkili şirketin tespit ettiğini bu hali ile sözleşmenin rekabeti engellediğini, yine davacının bu kapsamda kar oranının da sözleşme ile belirlenip sınırlandığını söylemekte olup bunun da kabulüne olanak olmadığını, yine dava konusunun özelliği nedeni ile davacının açıklamaktan imtina ettiği bir konuyu açıklamak gerekiğini, davacının iddia ettiği gibi sözleşmeye konu ……. isimli ilaçta böyle bir şey olmadığını, davacı kalite sorunları ile ilgili fason üretim sözleşmesi nedeni ile çektikleri ihtarnameyi de gerekçe gösterdiğini, davacının da beyan ettiği üzere sözleşmenin tarafları olan……. A.Ş. tarafından …… A.Ş.ye, bu davaya konu edilen sözleşmenin haksız feshi nedeni ile tazminat talepli olarak Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası ile dava açılmış olup davacının bu davada ileri sürdüğü iddialar o davadaki cevaplarının birebir aynı olduğunu, bekletici mesele yapılmasını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkili hakkında davalı tarafından, takibe bağlı senet Teminat Senedi olmasına rağmen; Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, ödeme emri müvekkiline 07.07.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, takibin halen derdest olduğunu, davalı tarafından takibe konu edilen senet, teminat senedi olmasına rağmen; Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasında davalı ve aynı zamanda senette lehtar olan … tarafından haksız, kötü niyetli ve danışıklı bir şekilde davalı …’e ciro edildiğini ve davalı tarafından ciranta … borçlu gösterilmeyerek, sadece müvekkilinin aleyhine tamamen kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, senedin lehdarı …’nun yetkilisi olduğu……. İlaç San Ve Tic. A.ş. (Argis) ile müvekkili …’un yetkilisi olduğu : …… İlaç İç Ve Dış San. Tic. A.ş. (……) arasında 14.11.2018 tarihli eksklüziv distribütörlük sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmeye bağlı olarak 14.11.2018 keşide ve 14.11.2020 vade tarihli, keşidecisi müvekkili olan 200.000 USD bedelli senet lehdar … lehine sözleşmeye bağlı teminat senedi olarak verildiğini, senedin lehdarı …’nun yetkilisi olduğu……. İlaç San Ve Tic. A.ş. (……) ile müvekkili …….’un yetkilisi olduğu : …… İlaç İç Ve Dış San. Tic. A.ş. (……) arasında 14.11.2018 tarihli eksklüziv distribütörlük sözleşmesi’nin 12.3. maddesinde: “Distribütör üreticiye 200.000USD (ikiyüzbindolar) Teminat senedi verecektir.” hükmü yer almakta olup takibe koyulan senedin teminat senedi olduğu açık bir şekilde belirtildiğini, … tarafından yazılan senedin teminat senedi olduğuna ilişkin yazı da işbu sözleşmenin eki olarak sözleşmeye dahil edildiğini, tüm bu deliller doğrultusunda takibe konulan senedin 14.11.2018 tarihli sözleşmeye dayalı bir teminat senedi olduğu şüphe götürmeyecek şekilde ortada olduğunu, senet teminat senedi olmakla birlikte bedelsiz bir senet olduğunu, işbu teminat senedinin bağlı bulunduğu sözleşme batıl/kesin hükümsüz olup bir an için sözleşmenin kesin hükümsüz olmadığı farz edilse bile …… tarafından ilgili sözleşme Kadıköy ….. Noterliği’nin 03.10.2019 tarih ve ihtarnamesi ile haklı nedenle feshedilmiş olduğundan ve ……’nın sözleşmeye bağlı herhangi bir borcu bulunmadığından işbu bono bedelsiz bir senet olduğunu, sözleşmeye konu ……. adlı ürünün topikal acne tedavi ilacı olduğunu, ilgili ürünün clindamisin ve benzoil peroxid etken madde içerdiği anlaşıldığını, tropikal (sürülebilen) akne tedavi ilaçları pazarında yapılan pazar payı araştırmasında, ciro ve kutu bazlı pazar paylarının -her iki kategori için de- %5’in altında olduğu tespit edildiğini, bu itibarla …… bakımından, sözleşmeye konu ürünün alternatif pazar tanımları yapıldığında da pazar payının Tebliğ’in m. 2/3 hükmü uyarınca %40’ın altında kalacağı kanaati hasıl olduğunu, dolayısıyla tek satıcıya sağlama yükümlülüğü bakımından akdedilen sözleşme, tebliğin kapsamına girdiğini, ilgili sözleşme grup muafiyetinden de bireysel muafiyetten yararlanamayacağını, bu nedenle sözleşme esasen ilk andan itibaren batıl olduğunu, dolayısıyla ilgili akde dayanarak edimlerin talep edilmesi, RKHK m. 56 hükmü uyarınca söz konusu olamayacağını, ……, ……’nın kâr marjına müdahale etmek suretiyle yeniden satış fiyatı tespitinde bulunduğunu; bu bağlamda sözleşme tarafları arasındaki sözleşme’nin, tebliğin 4/1-(a) hükmü uyarınca grup muafiyetinden yararlanamayacağını, öncelikle sözleşmenin tarafları arasındaki sözleşmenin esasen ilk andan itibaren batıl/kesin hükümsüz olduğunu, o nedenle …… tarafından keşide edilen 03.10.2019 tarihli ihtarname, zaten batıl olan sözleşmeyi sona erdirme fonksiyonuna da sahip olmadığını, bunun yanında ilgili hükmün devamında, RKHK’nın 4. maddesine aykırı anlaşmalardan ve kararlardan doğan edimlerin ifasının istenemeyeceği açık hükme bağlandığını, bir an için sözleşmenin kesin hükümsüz olmadığının kabul edilmesi halinde bile …’nun yetkilisi olduğu……. sözleşmesel yükümlülüklere aykırı hareket ettiğini, sözleşmeye konu clinoper isimli ilaçta ….. (iyi üretim uygulamaları) sorunları çıktığını, piyasaya sunulan ilk 3 seride kalite sorunları yaşandığını, ürünler geri toplatıldığını, …… bu sebeple ciddi zarara uğradığını, bu zarar……. tarafından karşılanmadığını, ayıplı üretim ve kalite sorunları……. tarafından alışkanlık haline geldiğini, …… tarafından üretilerek ……’ya teslim edilen ve piyasaya sunulan ilk 3 seri clinoper 25 g jel isimli ürünlerde ciddi anlamda kalite sorunları yaşandığını, bu ilk serilerin satışından sonra ürün yenilenmek zorunda kalındığını, bu durumun sebebiyet verdiği zarara ilişkin ……, ……’ya herhangi bir ödeme yapmadığını, piyasaya sunulan ilk 3 serinin kötü çıkması satışları ciddi anlamda olumsuz etkilemekle birlikte dolayısıyla müşteri kitlesinde de ürüne karşı güvensizlik duyulmasına sebebiyet verildiğini, ……, ……’in hatalı ve kalitesiz üretimleri sonucu ciddi anlamda hem doğrudan hem de dolaylı yönden büyük zararlara uğradığını, …… tarafından üretilen ürünlerde GMP (İyi Üretim Uygulamaları) hususunda ciddi anlamda sorunlar oluşduğunu, bu sorunlardan önce ortalama 25.000 kutu……. tarafından satılabilir iken, GMP sorunlarından sonra bu ortalama satış rakamları ciddi oranda düşerek 15.000 kutu civarına kadar inmiş, tüketici/müşteri nezdinde olumsuz şekilde yanıt bulduğunu, satış rakamlarının yarı yarıya düşmesi, piyasa da clinoper isimli ürüne karşı güvensizlik oluşması ve ……’nın maddi kayıplarının yanında ticari itibarının zedelenmesinin tek sebebi kötü üretimden kaynaklandığını, …… tarafından üretilen ürünlerdeki kalite sorunları alışkanlık haline geldiğini, teminat senedinin bağlı bulunduğu sözleşmenin öncelikle batıl/kesin hükümsüz olup bir an için sözleşmenin kesin hükümsüz olmadığı farz edilse bile …… tarafından ilgili sözleşme haklı nedenle feshedilmiş olduğuna ilişkin …… ve…….’in taraf olduğu Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası ile yargılama konusu yapıldığını, yargılama halen devam ettiğini, teminat senedina bağlı olarak müvekkilinin tarafından …’ya Beşiktaş ……. Noterliği’nin 21.04.2021 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile teminat olarak verilen senedin iadesini talep edildiğini, tüm çabalarına rağmen senet iade edilmeyince Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile teminat senedinin iadesi ile müvekkilin bu senetten dolayı borcu bulunmadığının tespiti ile senedin senedin icra takibine konu yapılmaması, protesto ettirilmemesi, ciro edilmemesi, tahsile verilememesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talepli dava ikame edildiğini ve … hakkında mahkemece verilmiş bir tedbir kararı bulunmasına rağmen, senedin vade tarihinden ve işbu davalardan sonraki bir tarihte, davalı tarafından danışıklı bir şekilde 07.07.2021 tarihinde senede bağlı ödeme emri müvekkile tebliğ edildiğini, müvekkilinin teminat senedinin bağlı bulunduğu sözleşmenin haklı feshedilmesi ve herhangi bir borcunun bulunmaması sebebiyle teminat senedini defalarca hem sözlü hem de yazılı olarak davalıdan talep ettiğini fakat tüm çabalarının sonuçsuz kalması üzerine Beşiktaş ……. Noterliği’nin 21.04.2021 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıdan teminat olarak verilen senedin iadesini talep ettiğini, ancak bu ihtarname de davalı tarafından dikkate alınmadığını, bunun üzerine senet lehtarı olan …’ya karşı Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 14.10.2020 vadeli 14.11.2018 düzenleme tarihli 200,000 USD bedelli teminat senedi bedelsiz senet niteliğinde olduğundan müvekkile iadesi ile müvekkilin borçlu olmadığının tespitine ve senedin icra takibine konu yapılmaması, protesto ettirilmemesi, ciro edilmemesi, tahsile verilememesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemli dava açıldığını, davada tedbir kararı verildiğini, senedin vadesinden sonra yapılan ciro alacağın temliki hükmünde olup lehtar ile müvekkili arasındaki mevcut şahsi defiler davalı ciro edilene karşı da ileri sürülebilir olduğunu, bononun tanzim tarihi de göz önüne alındığında bu hususun davalı tarafından da gözetilmesi ve tedbirli davranılması gerektiğini, davalının ciro sırasında bu tedbirli davranışı göstermediği gerekçesiyle davanın kabulüyle müvekkilin yapılan takipten dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini, davalı tarafından takibe konulan senet teminat senedi olup tanzim tarihi ve …’nun da imzasını içerir şekilde 14.11.2018 tarihinde düzenlendiğini, işbu senet aynı zamanda vade tarihinden sonra davalıya ciro edildiğini, senedin vadesinden sonra yapılan ciro alacağın temliki hükmünde olup lehtar ile müvekkili arasındaki mevcut şahsi defiler davalıya karşı da ileri sürülebilir olduğunu, bu hususta …’nun……. Şirketinin ve davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonrasında da kendiliğinden anlaşılacağını, bu nedenlerle davalarının kabulü ile teminat senedine bağlı olarak davalı tarafından müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin öncelikle alacağın %15’i oranında ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını, işbu davanın aynı senede bağlı olarak ikame edilen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, işbu davalarının birleştirme talepli olduğundan işbu davada harcın maktu olarak ödenmesinin kabulüne, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptalini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve Birleşen Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK 315 gereği sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Davacı vekili UYAP sisteminden göndermiş olduğu 28/02/2022 tarihli dilekçe ile, tarafların anlaştıklarını, davanın konusuz kaldığını, herhangi bir masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş, davalı … ve davalı … vekilleri tarafından gönderilen dilekçeler ile, tarafların sulh olduklarını, masraf ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
Yargılama sırasında tarafların sulh oldukları anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sulh nedeni ile asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Tarafların masraf ve vekalet ücretleri talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 28.280,34 TL harçtan mahsubu ile, bakiye 28.199,64 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
4-Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile, eksik 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Asıl ve birleşen dava yönünden yapılan yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalılar tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalılara iadesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK. 320/1 maddesi dikkate alınarak oy birliği ile karar verildi.23/03/2022

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)