Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/257 E. 2022/1208 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/257 Esas
KARAR NO : 2022/1208

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :06/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının faturalarla ve içeriğine herhangi bir itirazı olmadığını, itiraz mücerret bir itiraz olup, borcun ödendiğine dair hiç bir belge ve makbuz bulunmadığını, bu itibarla , alacağın gerçek ve haklı olup, davalının itirazlarını kabul etmediklerini, takip konusu yaptıkları miktar için alacakları olduğunu, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunun yargılamalar sırasında ortaya çıkacağını, takipten sonra, borcu ödeyeceğini beyan eden davalının 20.000,00-TL ödeme yapmış olup, dosya borcunu ödemediğini, meselenin yasanın öngördüğü arabuluculuk kurumu marifetiyle çözümü hususunda yaptıkları başvuruya da davalı tarafın katılmadığını, bu sebeplerle davalının itirazının iptali ile %20 ‘den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi talebiyle iş bu davayı ikame etmesi gerektiğini, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına vaki, haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, ( fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, ) , kötü niyetli itirazı sebebiyle itiraz ettiği kısmın %20’si oranında tazminata mahkum edilmesine ve ticari avans faiziyle tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bilirkişi 09/10/2022 tarihli raporunda; Davacı tarafın 2021-2022 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer aldığını, davalı tarafın 03.10.2022 tarihli defter inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin bulunmadığı, bu nedenle davalı tarafın ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, davacı tarafın davalı taraf hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden 19.01.2022 tarihinde 91.877,17 TL asıl ve toplam alacak üzerinden takibe geçtiği, davacı tarafın davalı tarafa düzenlendiği ve takibe konu ettiği cari hesap ekstresine ait 2021 yılında 31 adet ve KDV dahil 91.877,18-TL tutarlı faturanın olduğu, faturaların açıklama kısımlarına stok kodu malzeme hizmet bilgilerinin yazıldığı, miktar ve birim fiyatı bilgilerinin belirtildiği, faturaların e -Fatura olduğu ve teslim eden ile teslime alan kısımlarının olmadığı , imza karşılığından teslim edilmediği, ve teslim alınmadığı , iş bu faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, “Türk Ticaret Kanununun MADDE 21-(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” İfadesi yer aldığı, iş bu faturaların taraflarca adet ve tutar birl teyit edecek şekilde BS-BA formları ile beyan edildiği, 2021 yılı: davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 03.11.2021 tarihli 5.180,44 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 15.12.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 91.877,17 TL alacaklı olduğu, 2022 yılı: 01.01.2022 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 91.877,17 TL alacaklı olduğu, 21.01.2022 tarihinde 20.000,00 TL tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 71.877,17 TL alacaklı olduğu, 21.01.2022 tarihli 20.000,00 TL tutarlı kayıt işleminin, …. Bankası tarafından düzenlenen 21.01.2022 işlem tarihli dekonta ait olduğu, dekontun havaleyi gönder kısmında … , alacaklı kısmında davacı tarafın olduğu, açıklama olarak GELEN HAVALE- FIRAT DURSUN-FATURA ÖDEME diye yazıldığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre, davalı taraftan 19.01.2022 takip tarihi itibari 7717 TL ğu, 2 2022 tarihi 2 TL kaydı ile alacağın 71.877,17 TL tutara düştü 1.01.2022-21.01.2022 tarihleri arasında işlemiş faizin 80,39 TL olarak hesaplandığı, faiz detayı başlama tarihi 19/01/2022 , bitiş tarihi 21/01/2022 , gün sayısı 2 , oran %15,75 , Tutar 80,39 toplam faiz : 80,39 21.01.2022 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 71.957,56 ( 91,877,17-TL + 80,39 TL+ 20.000,00-TL ) alacağı talep edebileceği, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin mahkeme takdirine ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre;
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davalı usulune uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiştir.
Bilirkişi 30/10/2021 tarihli raporunda; davacının 2019 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdilerinin olduğunu, davacının dava dilekçesine dayanak olarak sunduğu cari hesap ekstresi ödeme emrine de ekli cari hesap ekstresi olmakla beraber ticari defter kayıtlarıyla uygunluk göstermediğini, cari hesapta açılış bakiyesinin 231,63 TL olarak gösterildiğini, davalının 4.600,00 TL’lik ödemesine yer verilmediğini, açılış bakiyesinin 4.860,80 TL olup, 4.600,00 TL’lik ödemenin bu ödemeden mahsup edildiğinin anlaşıldığını, dosyaya sunulan cari hesabın bu yönünde hatalı olduğunun davacı defterlerine göre tespit edilen alacağın 14.049,37 TL olduğunu, davalının celbedilen BA formlarında 10 adet faturanın bildirildiğini, ancak 2019 yılına ait 5 adet faturanın bildirilmediğini, davalı defter ve belgeleri ibraz edilmediğinden hangi faturalar yönünden ihtilaf olduğu hususunda tespit yapılamadığını bildirmiştir.
6102 sayılı TTK’da fatura tanımlanmamıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun 229. maddesinde yer alan tanımlama ise: “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesikadır.” Şeklindedir.
Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili başkaca düzenlemeler de bulunmaktadır.
Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde; fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” Denilmekte; ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur.
Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; taraflar arasındaki ticari ilişki ve dava konusu kapsamında incelenen defter ve belgeler ile davacı tarafından düzenlenen faturaların karşılığı her ne kadar davalının defter ve belgelerini sunmaması sebebiyle teyit edilememiş ise de, işbu faturaların adet ve tutar bakımından birbirini teyit eder şekilde taraflarca BS-BA FORMU ile beyan edildiği, bu yönüyle adet ve tutar farkının olmadığı, davalının tacir olarak aleyhine beyanname vermeyeceği hususu dikkate alınarak, davalının davacı adına beyannamede bulunduğu ve bu şekilde davacıdan mal ve hizmet aldığını kabul ettiği anlaşılmakla, ispat edilen kısımın, davalı ve davacının karşılıklı birbirini teyit eden ticari kayıtları kapsamında dava değerinin tamamı yönüyle olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 4.909,93-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 768,49- TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 4.141,44‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı 768,49 TL peşin harç 849,19 davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.535,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 11.500,35 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
13/12/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır