Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/207 E. 2022/655 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/207
KARAR NO : 2022/655

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 24/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nın davalı şirketce işletilen ……. Hastanesi’nde 01.11.2021 tarihi itibariyle imzalanan Hekim-Hastane Hizmet İşbirliği sözleşmesi ile Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı olarak görev yapmaya başladığını, davalı şirketin endikasyon dışı tıbbi işlem girilmesi ve yapılması talebine karşı çıkması nedeniyle şirket yetkilisinin de rızasına uygun olarak 29.12.2021 tarihinde sözleşmesinin sona erdirildiğini, müvekkilinin 29.12.2022 tarihinde davalı işyerinden ayrıldığını, sözleşme gereği ödenmesi gereken hakedişlerin bugüne kadar ödenmediğini, oysa müvekkili ile davalı firma arasında imzalanan sözleşmeye göre ödeme yapılması gerektiğini, müvekkilinin maaşının 50.000,00 TL sabit olarak belirlendiğini, bu maaşın yanında plastik cerrahi ameliyatlarında, ameliyat paket fiyatları ve dış temsilcilere ödenecek pay düşüldükten sonra kalan ücretin %50’sinin ve doktor tarafından yapılan medikal estetik işlemlerinden elde edilen gelirin ilaç ve malzeme gideri düşüldükten sonra kalan ücretin %35 inin hakediş olarak takip eden ayın 15. günü müvekkiline ödeneceğinin belirlendiğini, ancak davalı şirketin,Hekim-Hastane Hizmet İşbirliği sözleşmesinin ücretlendirmeye ilişkin bu maddesine riayet etmeyerek müvekkiline bu hakediş ödemelerini yapmadığını, yargılama sonucunda müvekkilinin çalıştığı 2 ay boyunca yaptığı cerrahi işlemler ve medikal estetik uygulamaları sonucu elde edilen gelirlerin tespit edilip, sözleşmedeki giderler düşürülmek suretiyle cerrahi ameliyatların %50’sinin medikal estetik işlemlerininde %35’inin hakediş olarak belirlenip ödenmesinin gerektiğini belirterek alacağın HMK 107 gereği yapılacak inceleme neticesinde belrileneceğinden, şimdilik 10.000 TL hakediş alacağının avans faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının müvekkilinden bir hak ve alacağının bulunmadığını, davacıya hizmet verdiği sürece tüm ödemelerin düzenli olarak yapıldığını, davacının müvekkili şirketten hiçbir ücret, hakediş alacağının da bulunmadığını, davalının 19.10.2021 tarihinde başlayan işbirliğine, hiçbir sebep olmaksızın 28.12.2021 tarihinde gelmeyerek 27.12.2021 itibarıyla tek taraflı son verdiğini, önceden planlanan operasyonlarının ve önceden planlanan poliklinik / muayene hizmetlerinin aksamasına ve özel sağlık kurumu olarak müvekkilinin mağduriyet yaşamasına sebebiyet verdiğini, davalının 28.12.2021 tarihi itibari ile, randevulu hastalarının bulunması, kurum tarafından görevini icra etmesi için aranmasına karşın görevine devam etmediğini, bu hususun müvekkili kurumun işleyişi bakımından büyük sıkıntılara sebebiyet verdiğini ve sonuç olarak taraflar arasındaki sözleşmeye davalı hekimin devam eden günlerde de görevini yerine getirmemesi nedeni ile fiilen sona erdiğini, müvekkili kurum tarafından, taraflar arasında imzalanan yazılı mutabakat uyarınca İstanbul ….. İcra Dairesi …. E. Sayılı dosyası ile cezai şart alacağı için takip başlatıldığını ancak takibe haksız ve kötü niyetli olarak davalı tarafça itiraz edildiğini ve takibin durduğunu akabinde taraflarınca İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesi …… E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini, takas-mahsup talebinin kabulünü talep etmiştir.

DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava taraflar arasında imzalanan hekim hastahane hizmet iş birliği sözleşmesine dayalı olarak davacının davalıdan alacaklı olduğuna dair alacak davasıdır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığı çözmede mahkememiz görevli değildir. Uyuşmazlığa konu alacağın, dava dilekçesi ekinde olan hekim hastahene hizmet iş birliği sözlşemesine dayalı olduğu ve bu sözleşmenin içeriği itibarıyla bir iş sözleşmesi olduğu dikkate alınarak, ticari olmayan ve iş uyuşmazlığı davalarında görevli mahkeme iş mahkemesi olup iş mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy İş Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır