Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/20 E. 2023/346 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/20 Esas
KARAR NO : 2023/346

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkili şirket tarafından faturalar düzenlendiğini, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu takip dosyasında takip talebindeki borçla ilgili bir sebep belirtilmediği gibi takibe dayanak herhangi bir belge de sunulmadığını, itirazın iptali davalarının icra takibine bağlı davalar olduğunu, işbu davada sunulacak borcun sebebinin takipte belirtilen sebeple aynı olması gerektiğini, ancak bu davada faturadan kaynaklı cari hesap alacağı iddiasında bulunulmuşken takip dosyasında böyle bir sebep gösterilmediğini, müvekkili şirketin, davacı şirkete yönelik herhangi bir borcu bulunmadığını, faturaların tek başına alacak varlığına delil teşkil etmeyeceğini, davaya konu edilen faturalar arasında kur farkına yönelik kesilmiş fatura bulunduğunu, bu türde bir faturadan kaynaklı alacak talebinin hukuka aykırı olduğunu, kur farkı talebinde bulunulabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşme içeriğinde buna yönelik bir hüküm bulunması gerektiğini, kur farkı esas alınan fatura alacağının TL bedelli vadeli çek ile ödenmesini kabul eden alacaklının kur farkı talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 1.400,62 USD asıl alacak, 17,95 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.418,57 USD alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 05/07/2022 havale tarihli raporunda; taraflar arasındaki ihtilafın davacı tarafından düzenlenen kur farkı faturası ve iadesi yapılan faturadan kaynaklandığı, davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen tüm faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğunun görüldüğü, davalı tarafından düzenlenen iki adet iade faturasından 415,24 USD – 3.349,27 TL tutarlı iade faturasının ise davacı kayıtlarına alınmadığı, mevcut davacı kayıtları ve dosyasına sunulan faturalar incelendiğinde, davacı tarafın davalı adına düzenlemiş olduğu 9 adet faturanın USD, 26 adet faturanın ise TL fatura olduğu, 9 adet USD faturaya ilişkin hesabın davalı defterlerinde ayrı bir hesapta takip edildiği, davalı tarafından ise, faturaların USD veya TL belirtilme durumu yönünden ayrım yapılmaksızın tek hesapta takip edildiği, taraflar arasında kur farkı uygulanması yönünde yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ayrıca, davalı tarafından yapılan ödemelerin TL çeki şeklinde olduğu, ancak davacı tarafından bu ödemelerinin bir kısmının TL faturalara, bir kısmının USD faturalara mahsup edildiği, yine taraflar arasında fatura bedellerinin ödenme tarihi hususunda yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ancak davacı faturalarına 120 günlük vade yazıldığı, bu vade tarihleri dikkate alındığında, davacı ödemelerinin ödeme tarihinde vadesi gelmiş faturalardan veya vade tarihlerine göre en yakın tarihliden ileri tarihli olanı durumuna göre orantılı olarak mahsup edilmesi gerekirken, bu kurala ilk ödeme uyulmuşsa da, müteakip ödemelerin mahsubunda uyulmadığı, davacının öncelikle TL faturalardan mahsup yaparak takip tarihi itibariyle 1.400,62 USD borç bakiyesi hesapladığı ve bunun 415,24 USD’nin kur farkı faturası olduğu, davalı tarafça bu faturalarının TL yazılı değeri olan 3.349,27 TL’sı üzerinden iade faturası düzenlediği, ancak TTK md. 21’de belirtilen sürelerden sonra olduğunun görüldüğü, bu noktada, hukuki nitelendirme ve takdir mahkemeye ait olduğundan mevcut durum analizi yapılarak mahkemenin dikkatine arz edildiği, buna göre; mahkemece, davacının davalı ödemelerini mahsup ederken faturalara işlemiş olduğu 120 günlük ödeme süresini dikkate almadan yapmış olduğu mahsubun yerinde bulunmaması halinde, davalı aleyhine yürütülen takipte TL faturalardan kalan 4.457,87 TL borcun talep edileceğinin hesap ve tespit edildiği, mahkemece, davacının burada seçimlik hakkı kullanacağı ve faturalardaki vade tarihlerine bakılmaksızın, ödemeleri öncelikle TL cinsi faturalara mahsup edebileceği ve bu minvalde de davalının kur farkı faturasına ilişkin iade faturasının kabul edilemeyeceği yönünde kanaat hasıl olması halinde ise, takipte; 3.349,27 TL kur farkı faturası, 985,38 USD fatura alacağının talep edilebileceğinin hesap ve tespit edildiği (Harca esas toplam değer;12.722,80 TL) bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında satımdan kaynaklanan ticari ilişkinin bulunduğu, davacı tarafından düzenlenen faturalarda 120 günlük vadelerin yazılı olduğu, davalı tarafından yapılan ilk ödemede vade tarihine göre mahsup işlemi yapılmışsa da sonraki ödemelerde, ödeme tarihinde vadesi gelmiş faturalardan veya vade tarihlerine göre en yakın tarihliden ileri tarihli olanı durumuna göre orantılı olarak mahsup edilmesi gerekirken bu kurala uyulmadığı, davacı tarafından ödemelerin bir kısmının USD faturalardan diğer kısmının da TL faturalardan mahsup edildiği, seçenekli olarak düzenlenen bilirkişi raporunun 1. seçeneğe ait olarak hesap edilen kısmının hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile faturaya dayalı likit alacak için icra inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 4.457,87 TL asıl alacak yönünden davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 891,57 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 304,51 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 193,34 TL harcın mahsubuyla bakiye 111,17‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 193,34 TL peşin harç olmak üzere toplam 274,04‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.388,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 322,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.457,87 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, kabul ve reddolunan miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır