Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/189 E. 2023/960 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/189 Esas
KARAR NO : 2023/960

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasında gerçekleşen ticari alım satım öncesinde davalı (borçlu) şirket tarafından 12.07.2021 tarihli “sipariş fişi” kaşe imza yapılarak müvekkil şirkete gönderildiğini, sipariş fişi ve tüm faturalarda da yazılı olduğu üzere “dövizli satışlarda hesaplar dövize endeksli olarak takip edilecektir” ve “dövizli satışlarda ödeme günündeki TCMB Döviz Satış Kuru baz alınır” ibareleri açık bir şekilde yer aldığını, davalı şirketin kur farkı doğması durumunda bunu müvekkil şirkete ödemesi gerektiğini, kur farkından kaynaklanan alacakalara istinaden 03/12/2021 tarihli faturayı tanzim edip davalı şirkete gönderdiklerini, herhangi bir ödemenin yapılmadığını, bu sebeple davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, takibin durduğunu beyanla itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 12.07.2021 tarihli sipariş fişine istinaden sipariş edilen ipliklerin tamamının müvekkiline teslim edilmediğini, davacının 16.07.2021 tarihli faturayı düzenlediğini, davacının bu faturayı sunmadan müvekkilinden kur farkı talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, sipariş fişindeki malların tamamının teslim edilemeyecek olması sebebi ile taraflar arasında geçersiz kaldığını ve 5.433,4 kg mal için 16.07.2021 tarihli yeni bir fatura düzenlendiğini, faturada da görüleceği üzere müvekkil şirketin ödeyeceği tutar TL cinsinden de ifade edilmiş ve “dövizli satışlarda hesaplar dövize endeksli olarak takip edilecektir” ve “dövizli satışlarda ödeme günündeki TCMB Döviz Satış Kuru baz alınır” ibareleri faturada yer almadığını, davacı yanın sadece sipariş fişinden bahsetmesinin sebebinin de müvekkilinin eksik ödeme yapmış gibi göstermek ve asıl faturada yer almayan ibareleri gizlemek için olduğunu, 30/09/2021 tarihli tahsilat makbuzundan da görüleceği üzere davacının müvekkilinden 220.000,00 TL ödeme aldığını ve bu şekilde iplikleri teslim ettiğini, yapılan ödeme ile malın teslim alındığı ve ödemenin yapıldığı gündeki satış kuruna göre yapıldığını, 03.12.2021 tarihli kur farkına ilişkin fatura davacı yanca keyfi olarak düzenlendiğinin faturanın kabul edilemeyeceğini, beyanla davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının, kur farkı faturası alacağının tahsili talebiyle başlatılan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 112.915,89 TL alacağın tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 12/09/2022 havale tarihli raporunda; dosyada mübrez 12.07.2021 tarihli sipariş fişinde dövizli satışlarda ödeme günündeki TCMB Döviz Satış Kuru baz alınacağının yazılı olduğunu, faturaların USD olarak düzenlendiğini, Sayın Mahkemece sipariş fişinde TCMB Döviz Satış Kuru baz alınacağının yazılı olması ve faturaların USD cinsinden olarak düzenlenmiş olması dikkate alınarak davacının kur farkı bedeli talep edebileceği yönünde kanaat hasıl olması halinde, bu tutarın 113.823,32 TL olarak hesap ve tespit edildiğini, ancak davalı aleyhine düzenlenerek takibe konu edilen 12.915,89 TL tutarın daha makul bir tutar olduğu dikkate alınarak, bu tutarın dikkate alınabileceğini bildirmiştir.
Bilirkişi 12/09/2022 havale tarihli raporunda; kök raporda 112.915,89 TL ifadesi sonuç kısmında sehven 12.915,89 TL olarak belirtildiğini, doğrusunun 112.915,89 TL olduğunu, davalı vekilinin 30.11.2021 vadeli 220.000,00 TL tutarlı çekin vade tarihi değil, verildiği tarih olan 30.9.2021 tarihindeki kur dikkate alınarak kur farkı talep edilebileceği yönündeki beyanının kabul edilmesi durumunda ise, talep edilebilecek kur farkı tutarının 13.492,93 TL olduğunu bildirmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 08.12.2020 tarih, … Esas, … Karar sayılı Kararında; “Dava, kur farkı ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı, alacağının tahsili için davalı tarafından verilen TL cinsinden düzenlenen çekleri teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindeki gerekçesinde de belirtildiği üzere ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceği anlaşılmakla davanın reddi ile alacaklının icra takibi yapmasında kötü niyeti bulunmadığından tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
Alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.363,75 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye fazla yatırılan 1.093,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 18.066,54 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/10/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.