Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/174 E. 2022/1199 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/174 Esas
KARAR NO : 2022/1199

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ : 18/02/2022

BİRLEŞEN BAKIRKÖY …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …. ESAS SAYILI
DOSYASINDA

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)26/09/2022
DAVA TARİHİ : 26/09/2022
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin elinde bulunan …. Bankası …. Şubesine ait keşidecisi davalı … olan …. nolu ve 25.12.2016 keşide tarihli 40.000,00 TL meblağlı çekin yıkanmak suretiyle zayi olduğunu, çekin okunmayacak derece tahrip olması nedeniyle zayi nedeniyle çekin iptaline karar verilmesi amacıyla Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurulduğunu, mahkemece 13.03.2017 tarih, …. Esas ve …. Karar sayılı karar ile çekin iptaline karar verildiğini, iş bu karar ile birlikte davalı çek keşidecisine Bakırköy … Noterliğinin 17.05.2017 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile çek bedelinin ödenmesi için davalıya ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin bizzat davalıya tebliğ edildiği halde davalı çek bedelini yine de ödemediğini, davalının çek bedelini ödememesi üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış borçlu davalıya ödeme emri tebliğ edilerek dosya kesinleştiğini, ancak davalının Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 28.02.2019 tarih, … Esas ve …. Karar sayılı kararı ile “tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile ıttıla tarihinin 09/10/2017 tarihi olarak belirlenmesi” yönünde karar alındığını, bu karar üzerine davalının icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bir adet çek yaprağının iş yerinden taşınma esnasında imzalanmamış iken kaybolduğunu, söz konusu kayıp nedeniyle, müvekkilinin bankanın ilgili şubesine başvurduğunu, durumu ilgili bankaya da bildirdiğini, müvekkilin davalı karşı taraf ile herhangi bir alış verişi ve ticaretinin olmadığını, anılan çek ile ilgili davalı karşı tarafça her ne kadar Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açılmış ve hüküm kurulmuş ise de müvekkilinin iş bu davadan haberdar edilmediğini, akabinde müvekkili aleyhine Bakırköy …İcra Dairesi Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, iş bu takibe karşı müvekkilinin 09.10.2017 tarihinde takibe karşı yasal süresinde takip alacaklısı tarafa borcu olmadığını itiraz ettiğini, müvekkilinin davalı tarafa anılan çeki keşide ederek vermediğini ve hiç bir şekilde borcu bulunmadığını, tarafların ticari kayıtları incelendiğinde bahse konu çekten kaynaklı müvekkilin borcu olmadığı, davalı karşı tarafında alacağı olmadığı yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacağını, netice itibarıyla anılan çek sureti incelendiğinde davalı karşı taraf …. ‘nın ilk ciranta olduğunun görüleceğini, ancak alış veriş ve 40.000 TL bedelde alacağı olmadığının anlaşılacağını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu çek sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce açılan itirazın iptali davasında …’ya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı ile duruşma tarihini bildirir çağrı kağıdının tebliğ edildiğini, buna rağmen 8 ay sonra süreci sürüncemede bırakmak için iş bu menfi tespit davasını açtığını, alacaklının itirazın iptali davası açmasından sonra, borçlu tarafından menfi tespit davası açılamayacağını, bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edildiğini, Yargıtay’ın farklı daireleri çeşitli kararlarında “hukuki yararın dava şartı olduğunu (HMK’nın 114/1-h maddesi), itirazın iptali davası devam ederken borçlu tarafından açılmış olan menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini’’ belirtildiğini, Öncelikle dosyanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyaları arasında hukuki irtibat bulunduğundan mahkemenize ait dosyanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini aksi kanaatte huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından açılan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan menfi tespit davası Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı kararı ile mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
DELİLLER : Bakırköy …. İcra Dairesi ’nün …. esas sayılı dosyası, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, hakkında zayi nedeni ile iptal kararı olan çekten kaynaklı olarak davalının sebepsiz zenginleştiği iddiası ile başlatılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Karşı Dava, Bakırköy …. İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı vekili icra dosyasına yapmış olduğu itirazında; müvekkilinin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 40.000,00 TL asıl alacak, 216,99 TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 40.216,99 TL ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacısının … olduğu, dava konusunun …. …. Şubesinden verilen 25/12/2016 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli, …. çek nolu, çekin iptaline ilişkin olduğu, dava sonucunda çekin zayi nedeni ile iptaline karar verildiği ve kararın 01/06/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptali kararı ve bu kararın hükümleri TTK’ nın 563. ve 564. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 563/1. maddesine göre; “Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.“ Aynı yasanın 564/1. maddesinde ise; “İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da dermeyan veya yeni bir senet ihdasını talep edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İptal kararının niteliğinden doğan iki önemli sonucu vardır. Bunlar, iptal kararının olumsuz ve olumlu sonuçları olarak belirtilmektedir.
İptal kararının verilmesiyle kıymetli evrakın en önemli özelliklerinden biri olan senedin hak sahibini teşhis fonksiyonu ortadan kalkar. Bu, iptal kararının olumsuz sonucudur. İptal kararını alan davacı, borçludan, kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmak hakkını kazanmaktadır. Borçlu da hile ve ağır kusuru bulunmadıkça iptal kararını ibraz edene karşı ödemede bulunmakla borcundan kurtulmaktadır (TTK md.558/2).
İptal kararının olumlu sonucu ise davacının hak sahipliğini borçluya karşı göstermesi yani hak sahibinin teşhisine imkan vermesi olarak karşımıza çıkar. Buna göre, iptal kararı davacının (iptal kararını elde eden kişinin) senette mündemiç bulunan ve iptal ile artık senetten ayrılan hakkın sahibi olduğuna ilişkin bir karine yaratır.
İptal kararının her iki etkisi de hak sahipliğinin teşhisi (hak sahipliğinin tespiti) meselesine ilişkindir. Başka bir anlatımla, iptal kararı sadece senedi zayi eden hamilin senette mündemiç hakkı senetsiz olarak borçluya dermeyan edebilmesini ve borçlunun da iptal kararını alan kişiye ifada bulunmak suretiyle borcundan kurtulabilmesini sağlar. Kararın maddi hukuk yönünden bir etkisi yoktur. Maddi hukuk yönünden mevcut durum aynen kalır. Başka bir deyişle, iptal kararı hakkın mevcudiyetine, muhtevasına ve bu hak üzerinde tasarruf yetkisine tesir etmez.
İptal kararı, iptal olunan senet yerine kaim olan bir senet niteliği taşımamaktadır. Sadece, elden çıkmış bulunan senedin teşhis fonksiyonunu ifa etmekte ve iptal kararı hamiline senetsiz olarak alacağı talep hakkı vermektedir.
Görüldüğü gibi, borçlu, iptal kararı hamilinin sadece kararı ibraz etmesi ve kararda adı geçen alacaklının kendisi olduğunu ispatlaması üzerine, ağır kusur ve hilesi bulunmaksızın borcunu ifa ederse, borcundan kurtulmaktadır.
Borçlu, iptal kararını alan kişiye karşı bazı def’ileri ileri sürebilir. Örneğin, borçlu, iptal kararını alan kişinin aslında senet üzerinde herhangi bir hakkının olmadığı (hiç hak sahibi olmadığı veya belirli nedenlerle hak sahipliği sıfatının sona erdiği) def’ini ileri sürebilir. Ancak, iptal kararı hamili, hak sahibi olduğunu iptale ilişkin yargılamada az çok ispatladığından bunun aksini iddia eden borçlu bu yöndeki iddialarını ispat etmek zorundadır. Borçlunun, iddialarını ispat etmesi ile zayi nedeniyle iptal kararı etkisini kaybeder yani sonuç doğurmaz.
İptal kararının olumlu etkisi nedeniyle borçlunun karar hamiline yapacağı ifa onu borcundan kurtaracağı için senede zilyet olan üçüncü kişi borcun sona erdiği def’i ile karşılaşabilir. Bu durumda üçüncü kişi, kendisine ifada bulunulan iptal kararı hamili aleyhine sebepsiz zenginleşme davası açabilir (BK. md. 61). Başka bir anlatımla böyle bir durumda senede zilyet olan üçüncü kişi, iyi niyetli iptal kararı hamiline ödemede bulunan borçluya başvuramaz (Bu açıklamalar için bakınız: Hanife Öztürk(Dirikkan) -Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, Ankara ,1990, s. 84 vd.; Prof. Dr. Fırat Öztan-Kıymetli Evrak Hukuku 2. Bası, Ankara, 1997, s. 274 vd.; Poroy-Tekinalp-Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 19. Bası, İstanbul, 2010, s. 97 vd.; Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu-Kıymetli Evrak Hukuku 5. Baskı, Ankara, 1999, s. 57 vd.) (Yargıtay 19. HD 2016/11763Esas, 2017/6962 Karar sayılı kararı)
Bu açıklamalar ışığında dava konusu somut olay değerlendirildiğinde; davacı dava konusu çekle ilgili olarak açmış olduğu dava sonucunda aldığı iptal kararı ile hak sahibi olduğunu ispatlamıştır. Davalı taraf davacının çek üzerinde herhangi bir hakkının olmadığını ileri sürmüşse de, bu iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil sunmamıştır ve ayrıca süresi çerisinde cevap dilekçesi de sunmamıştır. Bu nedenle asıl davada, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 40.216,99 TL alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öte yandan karşı dava yönünden; davanın HMK’nun 106. Maddesinde düzenlenen tespit davası ve İİK. 72. Maddesinde düzenlenen menfi tespit davası niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
İtirazın iptali davasının, mahkememizde açılan menfi tespit davasından daha önce açılmış olması, itirazın iptali davası kapsamında yapılacak yargılama neticesinde alacaklı ve borçlunun icra takibi yönünden haklılık durumlarının ortaya konulacağı, her iki davanın da borçlunun alacaklıya borçlu olup olmadığı hususuna ilişkin olduğu, itirazın iptali davasında davalı olarak borçlu olmadığını savunma imkanına sahip olduğu anlaşılmakla, sayılan nedenlerle itirazın iptali davasından sonra açılan eldeki menfi tespit davasında davacının hukuki yararının bulunduğundan bahsedilemez.
HMK m.114/1-h bendi gereğince davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunması bir dava şartıdır. Dava şartlarının mevcut olup olmadığı yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından resen incelenir. Mahkememizce karşı dava davacısının hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Davanın KABULÜ ile, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.747,22 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 686,81 TL harcın mahsubuyla bakiye 2.060,41 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 62,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,

BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1- Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 686,81 TL harçtan mahsubuyla bakiye 606,11 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin taraflarca peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı karşı davalı vekili ve davalı karşı davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır