Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/155 E. 2023/154 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/155 Esas
KARAR NO : 2023/154

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalılar arasında ticari ilişki mevcut olup davalı …, … … unvanlı şirketin yetkilisi olup, müvekkil şirket ile borçlu şirketin yetkilisi olduğu şirket arasında cari hesap ilişkisi bulunmaktadır. Davalının yetkilisi olduğu … … şirketi işbu ticari ilişkide borçlu konumunda olduğunu, şirket borcunu ödeyemeyince; davalı/borçlular ile 29.08.2012 tarihinde Avukatlık Kanunu 35/A uyarınca borcun yapılandırılması ve ödenmesi koşullarının düzenlenmesine yönelik olarak protokol düzenlendiğini, taraflarca protokol imzalanmış ve protokol uyarınca 39 adet senet düzenlendiğini, ancak davalılar senetlerin vadesi gelmesine rağmen senet bedellerini müvekkil şirkete ödemediğini, ödenmeyen senetler aşağıda izah edildiği gibi olup; söz konusu senetler müvekkil şirket ile davalı/borçlular arasında bir ticari ilişkinin varlığını ve müvekkilin bu ilişkiden doğan alacağının bulunduğunu açıkça gösterdiğini, davalı- borçlular, senetlerin vadesi gelmiş olmasına rağmen, muaccel olan bakiye borcunu ödememiştir. Bunun neticesinde davalı-borçlular aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış olup, ilgili senet asıllarının mevcut olduğunu, borçlu, başlatılan bu ilamsız icra takibine, borca, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, davalıların ödeme emrine itiraz dilekçesindeki itirazları soyut ve gerçeğe aykırı olup, icra takibini sürüncemede bırakma amacına yönelik olduğunu, tüm bu senetler, müvekkil şirket ile davalı-borçlular arasında bir ticari ilişki olduğunu ve müvekkil şirketin davalılardan alacaklı olduğunu açıkça göstermekte olup, davalı-borçlular aleyhine başlatılan icra takibi haklı olduğunu, dolayısıyla davalılar tarafından yapılan itiraz, tamamen haksız ve kötüniyetli olup, müvekkil şirketin alacağını tahsil etmesini geciktirmeye yönelik olduğunu, bu nedenle, İİK m. 67 uyarınca, mahkemeniz huzurunda işbu davayı açma zorunluluğu hâsıl olduğunu, 6102 sayılı TTK 5/A’da bulunan “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü gereği tarafımızca ticari arabulucuya başvurulmuş ancak 03.12.2021 tarihinde yapılan görüşmeler neticesinde davalı taraf ile anlaşılamadığı, izah edildiği üzere davalı-borçluların tüm itirazları yasal dayanaktan yoksun, kötü niyetli ve gerçek dışı olduğundan davalılar aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle davalılar aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının davasını kabul etmediklerini, müvekkillerin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacı ile müvekkiller arasında borç doğuracak yaratacak ticari ilişki hasıl olmadığını, bu nedenle göreve de itiraz ettiklerini, görevli yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, tarafların ticari defterleri incelendiğinde buna ilişkin herhangi bir kayıt olmadığının görüleceğini, dava dilekçesinde bahsi geçen protokolden müvekkillerin haberi olmadığını, davacı tarafından da dilekçesinde sunulmadığından protokolden kaynaklanan cevap haklarını saklı tuttuklarını, davacının davasının haksız, yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davacı ticari ilişkiyi ispat edemediği gibi borç ilişkisini de ispat edemediğini, bu nedenlerle davacının davasının reddini talep ettiklerini, davacının davasının görevsizlik nedeniyle reddi ile dosyanın görevli yetkili Bakırköy asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, davacının davasının reddine, dava harç, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının dava konusu ettiği senetlerden kaynaklı alacağına dayalı başlatılan Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalılar aleyhinde dayanak 390.000,00- TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 03/12/2022 tarihli raporunda; Davacı tarafın 2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019-2020-2021 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer aldığı, davalı tarafın 14.11.2022 tarihli defter inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, bu nedenle davalı tarafın ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki takdirin sayın mahkemenize bırakıldığı, Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Zeytinburnu Vergi Dairesi Müdürlüğü 19.07.2022 Tarihli Üst Yazısında, “İlgi tarih ve sayılı yazınıza istinaden … vergi kimlik numaralı … ve … vergi kimlik numaralı … hakkında talep etmiş olduğunuz bilgilerle ilgili olarak … vergi kimlik numaralı …’ın 19/12/2002 tarihinde Belirli Bir Mala Tahsis Edilmiş Mağazalarda Diğer Dış Giyim Perakende Satışı iştigal alanında mükellefiyet tesis edilmiş ve 25/07/2012 tarihi itibariyle ilgili faaliyetini sonlandırdığı, İlgili mükellefin faaliyette bulunduğu dönemler için nihai olarak dairemize vermiş olduğu gelir vergisi beyannamesi yazımız ekinde yer almaktadır. Ayrıca ilgili mükellefin faaliyette bulunduğu son döneme ait vermiş olduğu gelir beyannamesine göre bilanço esasına : Yevmiye defteri, Defterikebir ve Envanter … vergi kimlik numaralı …’ın ise 10/10/1983 tarihinde Dış Giyim Eşyası İmalatı iştigal alanında mükellefiyet tesis edilmiş ve 31/12/1991 tarihi itibariyle ilgili faaliyetini sonlandırmış olduğu görülmüştür. İlgili mükellefin faaliyette bulunduğu dönemler için nihai olarak dairemize vermiş olduğu gelir vergisi beyannamesi yazımız ekinde yer aldığı, ayrıca ilgili mükellefin faaliyette bulunduğu son döneme ait vermiş olduğu gelir beyannamesine göre işletme hesabı esasına tabii olup VUK’un 193. Maddesine göre: İşletme hesabı defterini tutmakla yükümlüdür.” Diye beyan edildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … Tarihli Üst Yazısında, “Gerçek ve tüzel kişi tacirlerin ticaret unvanlarının tasnifinden meydana gelen sicil fihristimizde yapılan araştırmada yazınızda kimlik bilgisi verilen …’ın gerçek kişi işletme kaydı bulunamamış olup, …’ın aşağıda hakkında en son sicil kayıtlarımıza göre bilginin verildiği gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmuştur.” Diye beyan edildiği görüldüğü, Takip Talebi, Davacı taraf, davalılar arasında ticari ilişki mevcut olduğunu ve davalı …, … … unvanlı şirketin yetkilisi olduğunu, davacı tarafın borcunun ödenmeyince; davalılar ile 29.08.2012 tarihinde Avukatlık Kanunu 35/A uyarınca borcun yapılandırılması ve ödenmesi koşullarının düzenlenmesine yönelik olarak protokol düzenlendiğini, Taraflarca protokolün imzalandığını ve protokol uyarınca 39 adet ve her biri 10.0000,00 TL olmak üzere senet düzenlendiğini, ancak davalılar senetlerin vadesi gelmesine rağmen senet bedellerini ödemediğini, bunun neticesinde davalı-borçlular aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını beyan ettiği, takibe konu edilen 01.10.2012 düzenleme tarihli, 39 adet ve her biri 10.000,00 TL tutarında toplam 390.000,00 TL tutarlı senet olduğu, davacı tarafın 390.000,00 TL senet tutarın tamamı üzerinden takibe geçtiği, iş bu senetlerin DAVACI TARAF adına düzenlediği, ödeyecek kısmına Davalı …’ın isminin el yazısı ile yazıldığı ve imzalandığı, kefil kısmına davalı …’ın isminin el yazısı ile yazıldığı ve imzalandığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilmediği, Davacı Tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde, 01.10.2012 tarihli 360.000,00 TL * 60.000,00 TL tutarlı takibe konu olan senetlerinde içinde bulunduğu 420.000,00 TL tutarlı kayıt işlemi ile davalı tarafın 15.651,74 TL alacaklı duruma geçtiği, 390.000,00 TL tutarlı takibe konu olan senedin alacak senetleri hesabına virman yapıldığı, 31.12.2012 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 27.348,26 TL alacaklı olduğu, 2013 yılı: 01.01.2013 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 27.348,26 TL alacaklı olduğu, 31.12.2013 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 121.492,13 TL alacaklı olduğu, 2014 yılı: 01.01.2014 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 121.492,13 TL alacaklı olduğu, 31.12.2014 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 81.492,13 TL alacaklı olduğu, 2015 yılı: 01.01.2015 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 81.492,13 TL alacaklı olduğu, 31.12.2015 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 77.492,13 TL alacaklı olduğu, 2016-2017-2018-2019-2021yılı:01.01.2016-31.12.2016/01.01.2017-31.12.2017/01.01.2018-31.12.2018/01.01.2019-31.12.2019/01.01.2020 31.12.2020/01.01.2021-31.12.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 77.492,13 TL alacaklı olduğu, dosya muhteviyatına sunulan protokol, dosya muhteviyatına sunulan aşağıdaki protokolün 29.08.2012 tarihli olduğu ve tarafların kaşe ve ismi yazılmak suretiyle imzalandığı, neticeten, davacı tarafın takibe konu ettiği 10 adet ve toplam 390.000,00 TL tutarlı ticari defterlerine kaydetti; İş bu senetlerin; davalı tarafın cari hesabından olan borcuna istinaden davalı taraf lehine borç düşürücü işlem olarak kaydedildiği ve alacak senetleri hesabında tutulduğu, davalı tarafın iş bu senetleri ödediğini veya senetlerden dolayı borcu olmadığını ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 390.000,00 TL tutarı talep edebileceği, davalı tarafından takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, davacı tarafın takip tarihinden itibaren yıllık 49,00 oranında yasal faizi talep edebileceği, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin mahkeme kanaatine bırakıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının, davalı …’ ın gerçek kişi işletmesi ile olan cari hesabından kaynaklı alacaklı olduğunu, bu alacağı kapsamında taraflar arasında 29/08/2012 tarihli borcun yapılandırılması ve ödenmesi koşullarının düzenlenmesine yönelik olarak protokol düzenlendiğini, protokol uyarınca 39 adet ve her biri 10.0000,00 TL olmak üzere senet düzenlendiğini, ancak borçlu davalı … ve kefil davalı …’ ın senetlerin vadesi gelmesine rağmen senet bedellerini ödemediklerini, buna dayalı olarak dava konusu takibin başlatıldığını iddia ederek davalılar tarafından işbu icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de, takip dayanağı senetlerin davacının ticari defter ve kayıtlarında bulunduğu ve ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı anlaşılmış ve ancak davacının dava dilekçesi ile davalının ticari defterleri dışında da delillere dayandığı davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmadığının anlaşıldığı, bu haliyle davalının ticari defterlerinin sunmamasının tek başına davacının iddiasını ispatladığını göstermeyeceği (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 tarih 2014/11-1159 Esas ve 2016/967 Karar sayılı ilamı gereğince; “…Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan yasanın 83. maddesi uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.”), yemin deliline dayanan davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış ve yemin deliline dayanmayacağını beyan etmiş olmakla, davacının ispat yükü altında olduğu ve ancak alacak iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.710,23- TL harcın mahsubuyla fazla yatan 4.530,33‬- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının davasının reddine karar verildiğinden tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının davasının reddine karar verildiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 57.600,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı okundu açıkça okunup, usulen anlatıldı
. 14/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır