Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/140 E. 2023/49 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/140 Esas
KARAR NO : 2023/49

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/02/2022
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/02/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin davalı …. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin kurucu ortaklarından olduğunu ve aynı zamanda %25 hissedarı olduğunu, diğer ortaklardan …’ın Müdür, …’nun ise Müdürler Kurulu Başkanı olarak görev aldığını, şirket yönetimin diğer iki ortakta olması nedeniyle bu ortakların genel itibari ile kendi sahip oldukları diğer firmalardan kumaş almak istediklerini, kendi firmaları ile müvekkilinin ortak olduğu firma arasında usulüne uygun olmayan faturalar kestiklerini, davalı firmanın hissedarları olan … Ve … ‘nun şirket yönetiminde kendi çıkarları doğrultusunda karar aldıklarını, tüm yazılı ve sözlü muhalefet şerhlerine rağmen davalı ve ortaklarının ısrarla hatalı uygulamalarına devam ettiğini, bu durum sonrasında müvekkilinin Üsküdar …. Noterliği’nin 10.09.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile şirkete ait tüm ticari defterleri incelemek istediğini fakat davalı firma defterlerin incelenmesini engellemek için Olağanüstü Genel Kurul kararı aldığını ve ticari defterleri inceleme olanağı vermeden Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yaptığını, müvekkiline tebliğ edilen genel kurul davet yazısının gerekli usuli şartları taşımadığını, faaliyet raporu ve denetçi raporunun gerçekleri yansıtmadığını ve hukuka aykırı olarak hazırlandığını beyan ederek öncelikle, davalı Şirketin alınan 10.11.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine, Şirket Ana Sözleşmesine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olarak alınan kararların icrasının geri bırakılmasına, 10.11.2021 tarihinde yapılan Olağanüstü genel kurul toplantısı’nda alınan kararların iptaline, bilançonun gerçekliğinin tahkikine, davalı şirkete ivedilikle özel denetçi atanmasına, yapılacak inceleme sonucunda şirkete kayyım heyeti atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin 24/07/2020 tarihinde … , …. ve … tarafından kurulduğunu, Kuruluş aşamasında şirket sermayesi her biri 25 TL pay olan 16.000 paya ayrıldığını ve toplam sermayenin 400.000 TL olarak belirlendiğini, bu sermayeden … ‘nun 8.000 pay ve 200.000 TL sermaye ile şirketin %50 sine, … ve … ise; 4.000 pay 100.000 TL sermaye ile %25 şer olarak ortaklık kurduklarını, müvekkili şirkette, … ‘nun müdürler kurulu başkanı, … ‘ın müdür ve … ise ortak olduğunu, genel kurula çağrının usulsüz olduğu iddiası gerçek dışı olduğunu, davacının müdürler hakkındaki iddialarının gerçekleri yansıtmadığını beyan ederek davacının iddialarının tamamen yersiz, hukuka aykırı ve gerçek dışı olması nedeniyle açılan davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER: Üsküdar …. Noterliği’nin 10.09.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ve tebliğ şerhi, Bakırköy …. Noterliği’nin 08.12.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ve tebliğ şerhi, Büyükçekmece …. Noterliği 01.11.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ve şerhi, Büyükçekmece …. Noterliği 16.11.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ve şerhi, genel kurul toplantısı tutanakları, ticaret sicil kayıtları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 10.11.2021 tarihinde yapılan Olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptali, özel denetçi ve kayyım atanması taleplerinden ibarettir.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış, konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ise de, ticari defter ve belgelerin incelenmesi için belirlenen gün ve saatte davacı tarafın hazır olmadığı, inceleme gün ve saatinde davalı vekilinin hazır olduğu ancak davacı vekili tarafından bilirkişi ücretinin verilen kesin süreye rağmen yatırılmadığı, mazeret bildirmediğinden incelemenin yapılamadığına dair 20/09/2022 tarihli tutanak tutulduğu görülmüştür.
Davacı vekili 19/01/2023 tarihli celsede, bilirkişi masrafını müvekkilinden temin edemediği için yatırılmadığı beyan edilmiştir.
Mahkememizin 19/01/2023 tarihli celsenin 8 ve 9 nolu ara kararlarında, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen kesin süreye rağmen bilirkişi incelemesi için masrafının yatırılmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Delil ikamesi için avans” başlıklı 324. maddesinde “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. (3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
03.04.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde:
“(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.
(2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır.
(3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.
(4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” düzenlemesi yer almaktadır.
Yönetmeliğin 45. maddesinde, gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, Yönetmelikte gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 94. maddesinde “Kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez.” hükmü düzenlenmiştir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip ilgili tarafların uyarılması gerekir. Bu hüküm gereği mahkememizin 19/01/2023 tarihli celsenin … ve … nolu bendinde davacı vekiline ihtar yapılmış olup davacı taraf yeni süre talebinde de bulunmamıştır.
Yapılan açıklamalar ışığında, somut olayda, davacıdan kesin süre içinde yatırılması istenilen bilirkişi masrafının delil avansı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, mahkememizin 19/01/2023 tarihli celsesinde delil avansı niteliğinde olan bilirkişi giderinin yatırılması hususunda davacı vekiline kesin süre verilmiş olup, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçlar açık olarak anlatılmış ve anlatılanlar tutanağa geçirilmiştir. Davacı tarafça Bilirkişi giderinin verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı, mazeret bildirmediği, inceleme gün ve saatinde hazır olmadığı, bu haliyle dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alındığında davacının davasını ispatlayamadığı, HMK. 189/1 maddesi dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 26/11/2021 gün 2019/1785 esas 2021/1453 karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2022/1305 esas 2022/1267 karar sayılı ilamı )
Avukatlık Kanununun, “Avukatın vekaletten çekilmesi” başlıklı 41. Maddesinde, Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder.
HMK. 82/1 maddesinde, İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder.
Davacı vekili tarafından 18/01/2023 tarihli istifa dilekçesi sunulduğu, ancak dilekçenin tebliğ edilemediği (postada dağıtım aşamasında olduğu), davacı vekilinin istifa beyanının asile usülüne uygun tebliğinden itibaren 15 gün boyunca vekalet görevinin devam ettiği dikkate alındığında gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır