Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1179 E. 2023/375 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1179 Esas
KARAR NO : 2023/375

DAVA : Sigorta (Yangın Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin malik olduğu“ …,…,… Mah. … Caddesi no:… D:… İSTANBUL“ adresinde bulunan , tapunun “…, …,…. Bölge, … köyü,… pafta, … parsel “ de kayıtlı … nolu mesken “ davalı sigorta şirketine davaya konu hasar teminatını da içeren ,,, poliçe numarası ile 30.12.2020—30.12.2021 dönemi için BİNA ve EŞYA sigortası yaptırdığını, sigortalı daireye 24.11.2021 tarihinde üst kat 4 nolu bağımsız bölümden sızan su nedeni ile binada ve eşyalarda hasar meydana geldiğini, hasara sebep olan üst kat komşunun ihbarı üzerine, eksper … , üst kat sigortası olan … sigorta A.Ş ve müvekkil dairesinin sigortası olan … Sigorta A.Ş adına ekspertiz görevi yaptığını, Eksper … nin müvekkilinin de olmaması nedeni ile yeterli araştırma ve inceleme yapmadan ve kendisi ile çelişmemek için her iki sigorta şirketine verdiği ekspertiz raprunda müvekkil dairesinde 18.778,00 TL hasar olduğunu belirtmiştir. … sigorta hasar bedelini müvekkilin hesabına 21.12.2021 tarihide yatırdığını, hasar bedelinin çok daha fazla olduğunu gören müvekkilinin, gerçek hasar bedelini tespit ettirmek için eksper …,. …’ a yeniden bina ve eşya hasar tespiti yaptırdığını, ekte sunduğumuz 27.06.2022 tarihli ekspertiz raporuna göre,bina hasarı 44.096,00 TL, eşya hasarı ise 15.107,69 TL olduğunu, bu durumda toplam hasar miktarı 59.203,69 TL olduğu tespit edildiğini, müvekkilinin hasar tespitinden sonra dairesini yaptırmış olup ekte sunulan makbuzlardan da anlaşılacağı üzere hasar miktarı daha fazla çıkmış olmasına rağmen davada ekspertiz raporunu esas aldıklarını, toplam hasar miktarı olan 59.203,69 TL den … sigortanın müvekkil hesabına yatırmış olduğu 18.778,00 TL nin tenzili ile bakiye 40.425,69 TL hasar bedelinin hasar tarihinden, 3.150,00 TL ekspertiz ücretinin de ödeme tarihi olan 29.06.2022 tarihinden itibaren olmak üzere toplam 43.575,69 TL nin AVANS faizi ile birlikte hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, işbu hususta görev itirazlarının olduğunu, işbu davanın konusunu kat mülkiyetinden kaynaklanan bir uyuşmazlıktan ileri gelmiş olması hasebi ile görev itibari ile Sulh Hukuk Mahkemesinin alanına girdiğini, davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, ancak Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda davalı müvekkil şirketin sigortalısı ile olan sözleşmesel ilişkisi gereği tüketici sıfatı ile poliçe tanzim edilmiş olduğundan konu davanın İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri nezdinde görülmesi gerekeceğinden görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketçe yapılan detaylı araştırma ve incelemeler sonucunda davacıya ödenmesi gereken tutarın 18.778,00 TL olduğu tespit edilmişdiğini, üst katta bulunan 4 no’lu bağımsız bölümün sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. Tarafından yapılan değerlendirmeler neticesinde davacının da kabulünde olduğu üzere 21/12/2021 tarihinde zarar giderildiğini, davayı ve karşı yanın beyanlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ekspertiz raporunda tespit edilen hasar tutarı ile davacı tarafın talep etmiş olduğu hasar tutarı arasında fahiş bir farkın mevcut olduğunu, öncelikle ilgili taleplerin piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığının incelenmesi gerekmekle birlikte müvekkil şirket ancak poliçe teminatı ve limitleri dahilinde gerçek zarar tutarından sorumlu tutulabilecek olduğundan başvuru konusu tutarın kadri maruf olup olmadığının incelenmesi, uygulanacak bir muafiyet tenzili var ise uygulanması gerektiğini davacı tarafa toplamda 18.778,00 TL ödeme gerçekleştirilerek zarar giderildiğini müvekkili şirketin poliçe kapsamında başkaca sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca ekspertiz ücretine de itiraz ettikleri, zira davacının zararının belirlenebilmesi amacıyla müvekkili şirketçe 07/12/2021 tarihinde tespit ve incelemeler yapıldığını ve raporlaştırıldığını, bu tarihten çok sonra 27/06/2022 tarihinde tanzim edilen rapordaki tespitlere katılmamakla birlikte tutarların fahiş olduğunu, davayı ve karşı tarafın beyanlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, mahkemenin söz konusu hasardan müvekkili şirketi sorumlu tutması ve söz konusu hasarın poliçe teminatı kapsamında kalmış olduğu hususlarının tespit edilmesi halinde müvekkilinin ancak gerçek zarardan dolayı sorumlu tutulabileceğini, bu hususta poliçede yazılı muafiyetlerin konu tazminat tutarından tenzil edilmesi gerektiğini bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Dava, sigortalı dairenin bağımsız bölümüne sızan su nedeniyle binada ve eşyalarda meydana gelen hasar sebebiyle hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren ve işbu dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2.maddesinde kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Aynı kanunun “tanımlar” başlıklı 3/ı) bendinde sağlayıcı;” Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” 3/k bendinde tüketici; “Ticari ya da mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” 3/l bendinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Ayrıca, 6502 sayılı kanunun 73. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Somut olayda ihtilaf, sigorta sözleşmesinden kaynaklı sigortalı dairenin bağımsız bölümüne sızan su nedeniyle binada ve eşyalarda meydana gelen hasar sebebiyle hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, dava dilekçesinde binanın mesken olarak beyan edildiği, yine poliçede binanın konut olarak belgelendiği, dava konusunun Tüketici mahkemesinin görev alanına girmesi nedeniyle Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır