Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/103 E. 2023/548 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/103 Esas
KARAR NO : 2023/548

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2022
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafa davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın 3. Kişilerdeki alacaklarına haciz konulduğunu, takip dayanağının 19.08.2021 tarihli 16.200,00 USD tutarlı e-fatura olduğunu, İcra dosyasına 29.12.2021 tarihinde 237.744,65 TL ödendiğini, takibe konu faturaya ilişkin hizmet alınmadığını, yapılan ödemenin haksız olduğunu, borçlu olmadıklarının tespiti ile ödenen paranın geri iadesi için dava açıldığını beyan etmiştir. Sonuç ve İstem: Yukarıda izah edilen nedenlerle, davalı tarafa yapılan ödemenin haksız olduğunun ve davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine, haksız ödenen 16.298,21 USD ve ferilerinin 29.12.2021 tarihinden itibaren USD yönünden en yüksek banka mevduatı faizi, TL yönünden ticari faizi ile davacı tarafa ödenmesine, Davalı/borçlunun %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa icra takibine konu olan miktar ve nitelikte kumaş satışının gerçekleştiğini, davacı tarafın dava dışı … GİYİMDEN ödeme gelmedi diye ödemenin gerçekleşmediğini, dava dışı … GİYİME 8/1 gönderilerek hak ve alacaklar için haciz konduğunu ve alacağın tahsil edildiğini bu nedenlerle davanın reddine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının davalıya bakırköy … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespiti talebi ile tahsil edilen bedelin davalıdan istirdatı istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 01/08/2022 tarihli raporunda; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, İlk olarak davalı tarafın davacı tarafa düzenlendiği 19.08.2021 tarihli … numaralı KDV dâhil 16.200,00 USD – 137.350,08 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, Davacı tarafın iş bu faturaya karşılık ilk olarak 10.12.2021 tarihli … numaralı KDV dâhil 16.200,00 USD – 137.350,08 TL tutarlı faturayı düzenlediği, Sonrasında tarafların birbirine fatura düzenlemeye devam ettiği, Son olarak davalı tarafın davacı tarafa düzenlendiği 29.01.2022 tarihli … numaralı KDV dâhil 16.200,00 USD – 137.350,08 TL tutarlı faturanın kaydedildiği, açıklama kısmına İADE diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, İlk faturanın düzenlediği 19.08.2021 tarihinden son faturanın düzenlendiği 29.01.2022 tarihine kadar davalı tarafın 16 adet, davacı tarafın 15 adet fatura düzenledi; bu faturaların ticari defterlere davacı tarafından 2 adedinin, davalı tarafından 31 adedinin yani tamamının kaydının yapıldığı, 30 adet faturanın 2021 yılı aralık ayında ve 2022 yılı ocak ayında olmak üzere taraflarca BS-BA FORMU ile beyan edildiği, 1 adet faturanın 2021 yılı ağustos ayına ait olduğu ve tarafların ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davalı tarafın Büyükçekmece … Noterliğinin 15.12.2021 tarihli … yevmiye madde numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafın düzenlediği 14.12.2021 – tarihli … numaralı KDV dâhil 16.200,00 USD – 137.350,08 TL tutarlı faturaya itiraz ettiği, tebliğ mazbatasının 15.12.2021 tarihli olduğu, Davacı tarafın Bakırköy …. Noterliğinin 27.01.2022 tarihli … yevmiye madde numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafın düzenlenen ekte sunulan faturalara itiraz ettiği, yine sistem üzerinden sürekli olarak faturalar kesilerek gönderildiğini, kesilen tüm faturalar yönünden itiraz ettiklerini ve bundan sonra gönderilecek faturaları da kabul etmediklerini, sürekli fatura düzenlenip gönderilmemesini, faturalarda bahsedilen hiçbir ürünün alınmadığını beyan ettiği, tebliğ mazbatasının 27.01.2022 tarihli olduğu, Davalı tarafın davacı taraf hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 25.11.2021 tarihinde, 16.200,00 USD asıl, 98,21 USD ve 16.298,21 USD toplam alacak üzerinden takibe geçtiği, icra dosyanın 29.12.2021 tarihli kapak hesabında, yekün alacağın 237.744,65 TL, yatan paranın 268.760,17 TL olduğu, 16.12.2021 tarihli TAHSİLAT MAKBUZUNDA … GİYİM SAN. VE TİC. A.Ş. nin icra dosyasına 258.466,86 TL ödediği, açıklama olarak ALACAKLIYA VERİLMEK ÜZERE DAVACI TARAFINDAN 258.466,86 TL yatırıldığının beyan edildiği, 23.12.2021 tarihli TAHSİLAT MAKBUZUNDA … GİYİM SAN. VE TİC. A.Ş. nin icra dosyasına 10.293,31 TL ödediği, açıklama olarak ALACAKLIYA VERİLMEK ÜZERE DAVACI TARAFINDAN 10.293,31 TL yatırıldığının beyan edildiği, İcra dosyasına toplam 268.760,17 TL ödendiği, Davalı tarafından iş bu faturanın/faturaların karşı tarafa tebliğ edilmesi, faturaya sekiz gün içinde itirazda bulunulmaması durumunun dahi alacağın doğması için yeterli olmadığı, alacağın varlığı için mal veya hizmetin ifa edildiğinin ayrıca kanıtlanması gerektiği, neticeten davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında 10.12.2021 tarihi itibariyle davalı tarafa borcunun olmadığı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davaya konu fatura tutarı olan 137.500,00 TL – 16.200,00 USD alacaklı olduğu, davalı tarafın takibe konu ettiği faturaya ilişkin işi/işleri yaptığını/teslim ettiğini geçerli delillerle ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın davalı tarafın takibe konu ettiği 16.200,00 USD fatura tutarını ödediği, incelenen ve irdelenen tüm bu hususlarla birlikte davacı tarafın istirdat talebinin sayın mahkemenin takdirine bırakıldığı sonuç varıldığını bildirmiştir.
Mahkememizin 07/11/2022 tarihli duruşmasında davacı vekilinin rapora itirazı üzerine tarafların 2021 yılı 8-9-10. Aylara ilişkin olarak BA/BS formlarının celbine karar verilerek ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi 15/12/2022 tarihli ek raporunda; dosya muhteviyatına sunulan davacı tarafın 2021 yılı 08-09-10 ayları BS-BA formu beyanlarında, BS formu ile davacı tarafın davalı tarafa ait herhangi bir belgeyi beyan etmediği, BA FORMU ile davacı tarafın davalı tarafa ait ağustos ayında 1 adet KDV hariç 126.948,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, dosya muhteviyatına sunulan davalı tarafın 2021 yılı bs-ba formu beyanlarında, BA formu ile davalı tarafın davacı tarafa ait 9 adet KDV hariç 1.144.584,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, karşılaştırma ekranında davacı tarafın BS FORMU ile davalı tarafa ait 9 adet KDV hariç 1.144.584,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, BS formu ile davalı tarafın davacı tarafa ait 10 adet KDV hariç 1.271.532,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, karşılaştırma ekranında davacı tarafın BA FORMU ile davalı tarafa ait 10 adet KDV hariç 1.271.532,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, tarafların 2021 yılında BS-BA formu beyanlarının adet ve tutarak olarak birbirinini teyit ettiği taraflar arasında herhangi bir fark bulunmadığını, kök rapordaki sonuç ve kanaatinin değişmediğini beyan etmiştir.
Davacı vekili 31/01/2023 tarihli rapora itiraz dilekçesinde; davalı tarafından düzenlenen fatura elektronik fatura olduğunu, sisteme otomatik olarak kaydı düştüğünü, BA/BS formlarının vergi açısından, belli bir miktarın üstünde olan alım/satımların sisteme kaydının düşürülmesi amacı ile getirilmiş olduğunu, elektronik faturalar yönünden ise bu gerekliliğin … tarihinde … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ (Sıra No:…)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No:…) ile 01.07.2021 tarihinden itibaren uygulanmak üzere , e-belge (e-fatura ve e-arşiv fatura) olarak düzenlenen belgeler, form ba ve form bs bildirimlerine dahil edilmeyecek, düzenlemesi ile davacı şirket tarafından, vergi dairesine BA/BS formları doldurularak verilmediğini, yasa gereğince boş beyan olarak verildiğini, bilirkişi ek raporundaki ba/bs formlarına ilişkin olarak beyanları kabul etmediklerini beyan ederek rapora itiraz etmiş, mahkememizin 13/02/2023 tarihli duruşmasında dosyanın önceki raporu sunan bilirkişiye tevdi ile itirazlar ve tüm dosya kapsamı ve BA / BS ler ve bu husustaki itirazlar da tetkik edilerek ek rapor tanzimine karar verilmiştir.
Bilirkişi 24/02/2023 tarihli 2. ek raporunda; Davacı şirket tarafından, vergi dairesine sunulan ilgili döneme ait boş beyanname, ba/bs formlarının ekte sunulduğunu, dosyaya celp edilen ba/bs formları, vergi daireleri tarafından e belgeler üzerinden re’sen oluşturulan belgeler olduğunu, bu yönüyle bilirkişi ek raporunda açıklamalar bulunmadığından, bilirkişi ek raporundaki ba/bs formlarına ilişkin olarak beyanları kabul etmediklerini, Müvekkil şirket tarafından, davaya konu faturanın ba formunda belirtilerek vergi dairesine beyan edilmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, e belgeler sistem üzerinden vergi dairesi tarafından görüldüğünden, taraflar arasındaki iade faturalara da ba/bs formları vergi dairesince oluşturulduğunu beyan ettiğini, davalı tarafın itirazlarının, ek raporda değerlendirildiği ve dosya kapsamı itibarıyla ispat yükünün davalı tarafa yüklenemeyeceğini üzerinde yoğunlaştığı, Netice itibariyle, yukarıda dosya muhteviyatına yeni sunulan belgeler ile yapılan değerlendirmede kök ve ek rapordaki sonuç ve kanaatini değiştirecek bir durum olmadığı, incelenen ve irdelenen tüm bu hususlarla birlikte davacı tarafın istirdat talebinin sayın mahkemenin takdirine bırakıldığı, kök ve ek rapordaki sonuç ve kanaatinin değişmediğini beyan etmiştir.

Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili başkaca düzenlemeler de bulunmaktadır.
Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde; fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” Denilmekte; ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur.
Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı aleyhine ve davalı lehine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davacı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlar.
Sonuç olarak, incelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre; davacı tarafça takibe konu edilen fatura alacağının bedelini karşılar miktarda BA bildirimlerinin yapıldığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 4.060,60 TL harçtan mahsubuyla bakiye 3.880,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır