Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1020 E. 2023/300 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1020 Esas
KARAR NO : 2023/300

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :05/04/2023

Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında devam eden ticari ilişki kapsamında davalı şirkete … … Şubesine ait … seri nolu 21/10/2022 tarih ve 400.000 TL bedelli çeki verilmiş olmakla taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde söz konusu çekin tarihi 04/11/2022 olarak değiştirildiğini, müvekkili şirket tarafından çek bedelinin ödenmesine rağmen davalı şirket tarafından çekin iade edilmemesi üzerine Bakırköy … Noterliği’nin 11/11/2022 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi marifetiyle çekin müvekkil şirket tarafından ödendiği ve müvekkile iadesi ihtar edildiğini, tüm bunlara rağmen davalı şirket tarafından söz konusu çek müvekkili şirkete iade edilmediği gibi çekin banka sorgusunun yapıldığı bilgisinin müvekkili şirkete verildiğini, davalı şirketin çek bedelinin ödenmesine rağmen halen çeki iade etmemiş olması, bankalar nezdinde çek sorgusunu yaptırdığı bilgisinin müvekkili şirkete verilmesi üzerine iş bu davanın ikamesi ve söz konusu çekin üzerine dava kesinleşinceye kadar ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile çekin iptainin talep edilmesi ve borçlu olunmadığının tespitini talep etme zarureti hâsıl olduğundan, davalıların açık hukuksuz işlemlerine rağmen sayın mahkeme tarafından tedbir yönünde bir karar verilmemesi halinde söz konusu hukuksuzluğun devam edeceği ve müvekkilinin telafisi imkansız zararlar ile karşı karşıya kalacağı açık olduğundan sayın mahkemenin yargılama sonuna kadar tedbir kararı vermesini, sayın mahkemede yapılacak yargılama sonucunda davalı tarafından tamamen haksız ve kötüniyetli olarak müvekkilinin aleyhine işlemler yapıldığı tespit edilecek olup davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça ikame edilen dava ile … nolu 21/10/2022 tarihli 400.000,00 TL bedelli çekin (21/10/2022 tarihinde 100.000 TL, 31/10/2022 tarihinde 40.000 TL, 04/11/2022 tarihinde 30.000 TL , 07/11/2022 tarihinde 100.000 TL, 08/11/2022 tarihinde 85.000 TL, 10/11/2022 tarihinde 45.000 TL olarak) ödendiğini dolayısıyla iş bu çekten dolayı borçlu olmadığına ilişkin huzurdaki menfi tespit davasını açtığını, bilindiği üzere çek ödemeleri çek karşılığı nakden yahut ibraz sürelerine uyulmak kaydıyla çek hesabının bağlı olduğu şube onayıyla takastan yahut çek sahibi bankanın şubeleri kanalıyla ödenmesi mümkün olduğunu, çek hukuki ilişkiden mücerret olup soyut bir borç ikrarı içeren belge olduğunu, çekler ciro yolu ile devir temlik edilebildiğini, nitekim bahsi geçen çek ödemelerden çok önce müvekkilinin müşterilerine kullanıldığını, her ne kadar bahsi müvekkilinin hesabına belirtilen tarihlerde ödemeler yapılmış ise de yapılan bu ödemelerin çeke mahsuben yapıldığının kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasında uzun süredir devam eden cari hesap çalışması olduğunu, müvekkilinin hesabına daha önce de defalarca davacı tarafça ödeme yapıldığını, bankaca gönderilen tüm ödemeler cari hesaba işlendiğini, bahsi geçen ödemeler cari hesaba işlenilmesine rağmen bahsi geçen çekte nakit değer gibi caride gözükmesine rağmen halen karşı taraf nezdinde müvekkilinin 230.000 TL den fazla alacağı bulunmakta olduğunu, müvekkilinin banka hesabına yapılan her havale cari hesaba ilişkin olduğu için dekontlar üzerine tek taraflı düşülen kayıtlar ile kötüniyetli bir kazanım elde edilmek istenildiğini, ödeme dekontlarında yazılı tarihli bir çek bulunmadığından bahsi geçen ödemelerin dava konusu çeke mahsup edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili tarafça çekilen ihtarnamelerde de açıkça kur farkından kaynaklanan borçların ödenmesinin ihtar edildiğini, kur farkı ihtarnameleri kayıtlara işlenilmiş ve taraflar arası herhangi bir ihtilaf yokken toplu olarak kayıtlardan çıkartılıp sürelere uyulmaksızın toplu olarak kur farkı iade faturası kesilmiş olması ticari anlayışta kabul edilemeyeceğinden davanın reddini istemiştir.
Dava, 22/06/2021 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası sebebiyle sigorta şirketinden poliçe kapsamında talep edilen manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekilinin, 21/03/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat edildiğine dair dilekçe ibraz ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin, 20/03/2023 tarihli dilekçesi ile sulh protokolü kapsamında davacı tarafça davadan feragat edilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığına ilişkin beyan dilekçesi ibraz etmiştir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK 307.md.) Feragat ve kabul, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. (HMK 309. Md.) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (HMK 310. md.) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. (HMK 311. Md.) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkumiyet, ona göre belirlenir. (HMK 312.md.) Vekilin davadan feragat edebilmesi için vekaletnamede buna ilişkin özel yetki bulunması gerekir. (HMK 74/1.md.) Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh mahkemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri daha sonra olursa üçte ikisi alınır. (Harçlar Kanunu 22/1.md.) Anlaşmazlık, feragat nedeniyle öninceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretlerin yarısına, öninceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. (AAÜT 6.md.) Feragat edilmiş olmasından dolayı davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden genel kurallardan farklı uygulamayı gerektiren davacı lehine bir beyanı olduğu takdirde bu beyana göre işlem yapılmalıdır.
Feragat tek taraflı irade beyanı ile davayı sonlandıran işlemlerden olduğundan feragat tarihi itibariyle esasen dava sonuçlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 59,90TL harcın davacı tarafça yatırılan 179,90 TL harçtan mahsubu ile 120,00 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Talep doğrultusunda taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır