Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1016 E. 2023/1032 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1016 Esas
KARAR NO : 2023/1032

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2022
KARAR TARİHİ : 17/10/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının çocuğunun müvekkili şirkete ait eğitim kurumlarından “…”nda öğrenim gördüğünü, davalının müvekkiline ait eğitim kurumunda yaşanan bir hadise üzerine, “…” kullanıcı adı ile 14.11.2021 tarihinde saat …’de ….com isimli sitede müvekkili şirket nezdindeki “…” aleyhine yorum yaptığını aynı zamanda yaşanan bu olayı … ‘nin 12.11.2021 tarihli yayınına da taşıdığını, davalının … isimli sosyal medya sitesinde “… ” başlığı ile habere ilişkin görüntüleri paylaştığını, yoruma konu olayın şüphelinin ifade ettiği doğrultuda gerçekleşmediği gibi 03.11.2021 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle müvekkili şirket yetkili ve çalışanlarının üzerlerine düşeni hakkıyla yaptığını ve şüpheliye yardımcı olmak için gayret gösterdiğini, 03.11.2021 tarihinde şüphelinin kızı olan öğrencinin, öğretmenine: “Buram acıyor öğretmenim.” şeklinde söylemleri üzerine öğretmeninin derhal kontrolü esnasında öğrencinin gösterdiği yerde meydana gelen bir değişiklik olmadığının görüldüğünü, öğrencinin 2. defa aynı söylemde bulunması üzerine öğrencinin burnunda hafif bir kızarıklık ve şişlik olduğunun görüldüğünü, bunun üzerine derhal ilk müdahalede bulunulduğunu ve devamında annesi gelene kadar çocuğun gözlem altında tutulduğunu, öğrencinin daha sonraki beyanlarında bir arkadaşının onu ittiğini ve bu sebeple kapıya çarptığını belirttiğini, ancak olayda adı geçen diğer öğrenciyle de görüşme sağlandığında arkadaşını kasten itmediğini, istemeden çarpmış olduğunu belirttiğini, olayın bu şekilde vuku bulması üzerine müvekkili şirket ve çalışanları tarafından gerekli bilgilendirmelerin yapıldığını, yorum sahibine her konuda yardımcı olunduğunu, çocuğun ve velinin en hızlı sürede bahse konu olayı aydınlatması için süreçte iş birliği yürütüldüğünü, davalının olay nedeniyle çocuğunun okula devam etmesini istemediğini belirttiği bunun üzerine uygulamanın aksine müvekkilinin olaydan kaynaklı bir mağduriyet yaşanmasını istememesi ve velilerle iyi ilişki kurmanın önemine inandığı için davalının bu talebini olumlu karşıladığını, ödeme iadesi gerçekleştirdiğini, ancak davalının müvekkilinin iyi niyetli bu çabasının davalı tarafından çocuğunun okuldan atıldığı şeklinde lanse edildiğini, okulda eğitimine devam eden diğer çocukların velilerinin bulunduğu … isimli mesaj uygulamasında da davalının, müvekkili şirket aleyhine gerçeğe aykırı beyanlarının devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davacı lehine 250.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin alacaklarının karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … ‘ün mağdur kızı … ün olay tarihinde … Mahallesindeki …da eğitim almakta olduğunu, 03/11/2021 tarihinde ilgili … Anaokulundan müvekkilini arayan kurum yetkilisinin mağdur küçüğün ayağının kaydığı için kafasını kapıya çarptığı ancak endişelenecek bir mesele olmadığı, durumunun iyi olduğunu söylediğini, müvekkilinin aldığı haber üzerine ilgili eğitim kurumuna gittiğini ve yetkililerden bu duruma karşılık açıklama beklediğini, anaokulu yetkililerinin ise işlemiş oldukları suçun vermiş olduğu psikoloji ile olayı basitleştirmeye ve masumlaştırmaya çalıştıklarını, ilgili kişilerin olayın sınıf arkadaşı … isimli çocuğun mağdur çocuk İlayda’yı sert bir şekilde itmesi ve bu itme sonucunda mağdurun kafasının ön kısmını kapıya çarparak yaralandığını itiraf ettiklerini, müvekkilinin meydana gelmiş olan bu durumu, mağdurun çocuğunun okula gitme isteksizliği, kıyafetlerinin yırtık olarak eve gelmesi, küpe, toka, bilekliklerinin koparılmış olarak eve dönmesi üzerine önceden tahmin ettiği ve sorumlu yetkililere durumu izah ederek tedbir almalarını istediğini, ilgili kurumun ise, durumla ilgili olarak hiçbir önlem almayarak özen, dikkat ve gözetim yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin olay ile ilgili olarak kamera görüntülerini görmek istediği fakat bu isteğinin yetkililer tarafından çeşitli bahaneler ile ertelendiği ve yerine getirilmediğini, ardından müvekkilinin mağdur çocuğunun okuldan kovulur şekilde kaydının silindiğini ve okul ile ilişkisinin kesildiğini, ilgili kurumun müvekkilini zor duruma düşürmek amacıyla kötüniyetli olarak davayı açtığını belirterek davanın reddine, masraf, harç ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Davalının haksız rekabet eylemleri sebebiyle davacının uğramış olduğu zarardan dolayı davacının davalıdan manevi tazminatı istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 13/09/2023 havale tarihli raporunda; Davalının vaki açıklamaları kızının davacıya ait ana okulunda yaşadığı yaralanma olayına dayalı olarak yaptığı, vaki yaralama olayının davalı tarafça da kabul edildiği, davalının açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri sınırları içerisinde olduğunun Sayın Mahkemece kabulü halinde haksız rekabetin gerçekleşmediği, davalının açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında olmayıp eleştiri sınırlarını aşıp gereksiz yere incitici açıklama olduğunun Sayın Mahkemece kabulü halinde vaki açıklamaların TTK 55/1-a-1 anlamında kötüleme sayılacağı, Davaya konu olayda da vaki haksız rekabet fiilinin gerçekleşmesi ihtimalinde davacının manevi tazminat talebi hususundaki Takdir Sayın Mahkemeye ait olacağı, görüş ve kanaatine varıldığını, bildirmiştir.
Mahkememizce tarafların tüm delillerini sunması için süre tanınmış yasal süre kapsamında bildirilen tüm kanıtların dosyaya eklenmesini takiben konusunda uzman rekabet uzmanı ve hesap bilirkişiliği yapan bilirkişilere dosya tevdii edilmiş ve rapor alınmıştır.
Haksız rekabet, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 6762 sayılı eski TTK’nın aksine yeni TTK’da haksız rekabetin tanımı yapılmamıştır. Yeni TTK’nın m. 54. Fıkra. 2’de; “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” biçiminde haksız rekabet oluşturan fiiller genel olarak belirtilmiştir.
TTK’nın. m. 55’de ise başlıca haksız rekabet halleri örnekseme metodu ile belirtilmiştir. Madde düzenlemesinde belirtilen başlıca haksız rekabet halleri; “dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar (kötüleme, avantaj sağlama, hakkı olmayan unvanları, meslek, derece ve sembolleri kullanma, karıştırılmaya neden olma, karşılaştırma ya da üçüncü kişiyi benzer yollarla öne geçirme, tedarik fiyatının altında fiyatla satışa sunma yoluyla aldatma, gerçek değer hakkında yanıltma, karar verme özgürlüğünü sınırlama, nicelik ve nitelikte yanıltma, hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanın açık olmaması, tüketici kredilerine ilişkin açık beyanda bulunmamak, yanıltıcı sözleşme formüllerini kullanmak), sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, iş şartlarına uymamak, dürüstlük kurallarına aykırı işlem şartlarını kullanmak” olarak belirtilmiştir.
Haksız rekabet nedeniyle açılabilecek davalar TTK’nın 56. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, ‘Haksız rekabet yüzünden… zarar gören veya böyle bir tehlikeye maruz bulunan kimse, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin men`ini, neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini, kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini, Borçlar Kanununun 49 uncu maddesinde gösterilen şartlar mevcutsa manevi tazminat verilmesini’ isteyebilir. hükmü düzenlenmiştir.
Şikayet, eleştiri ve ifade özgürlüğü hakkı Anayasal haklardandır. Türk Medeni Kanunu ile korunan kişilik hakkına saldırı olmaksızın, bu hakkın kullanılmasının engelenemeyeceği dikkate alındığında, davalı tarafça “www…com” sitesinde, 4,5 yaşındaki kızının davacı kurumda öğrenci olduğu, okulda şiddete uğradığı olay günü yemekhaneye giderken düştüğü bilgisinin kendisine geç bildirildiği, kızının düştüğü sırada okul öğretmenlerinin refakatinde olmadığını, kamera görüntülerini görmek istediğini ve ancak davacı kurumun görüntüleri kendisine göstermediğini, yaralanma olayı sonrası kızının doktora götürülmediği ve gerekli tıbbi müdahalenin doktor tarafından yapılmadığı, bu sebeplerle ilgili kişiler hakkında ceza soruşturması başlattığını beyan eden bir yazı yazmış olup, söz konusu yazı içeriği, ceza dosyası beyanları ve yukarıda detayı verilen hukuki açıklamalar doğrultusunda, davalının yazısı dikkate alındığında, davalının kızının davacı kurum okulunda öğrenci olduğu, öğrencinin davacı kurumda yaralandığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, yaralanma olayının nasıl meydana geldiği hususunda ceza yargılaması devam etmekte ise de yargılamada alınan müşteki, sanık ve tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında, öğrencinin okul saatinde davacı kurumda yaralandığı sabit görülerek, davalının ….com internet adresinde yazdığı yazı ve ifadelerinde, gerçek dışı, gerçeğe uymayan, gerçekle bağdaşmayan yani eleştiri sınırı aşan ifade olarak nitelendirilemeyeceği ve bu doğrultuda TTK 55/1-a-1 maddesinde hüküm altına alınmış olan ” başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı, veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,” olarak düzenlenen madde metninde geçtiği gibi, yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici beyanlar olmadığı sonuç ve kanaati ile ispatlanamayan davanın reddine şeklinde karar verilmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.269,38 TL harcın mahsubuyla, bakiye fazla yatırılan 3.999,53 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının diğer davalı yönünden yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 39.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.560 ,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
19/10/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸