Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/956 E. 2022/1204 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/956 Esas
KARAR NO : 2022/1204

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …. imalat ve satışını yapmakta olduğunu, müvekkilinin yapılan bu ticari iş için uygun … ocağı satın almak amacıyla araştırma yaparken davalı ile tanıdıkları bir kişi vasıtasıyla irtibata geçtiklerini, davalı, müvekkilinin yanına gelmiş ve karşılıklı olarak uygun şekil ve ölçülerde … ocağının imalatı için anlaşmıştıklarını, anlaşma doğrultusunda davalının talep ettiği 14.000-TL 22.12.2020 tarihinde davalının babası … in hesabına müvekkilinin ortağı …. tarafından gönderildiğini, imal edilen … ocağı ambar nakliyesi ile müvekkilinin işyerine gönderildiğini, müvekkilinin gönderilen tezgahı açtığında tezgahın çizime uygun olmadığını (ikili göz sağ tarafta olacakken sol tarafa konulmuş ve küçük ocak gözleri de solda olacakken sağ tarafa yapılmış) yine 250cm olarak mutabık kalınan ocağın küçültülerek 225 cm olarak imal edildiğini tespit ettiğini, yine gönderilen ocağın içinde destek profili olmadığı için üzerine tepsi konulduğunda çökme meydana geldiğini, ocağın gaz bağlantı yeri ön kısımda yapılacakken yan tarafa yapıldığını, ocak gözleri yana eğildiği için tepsilerin eğik durduğu ve bu eğim sebebiyle yağ birikiminin bir tarafta oluştuğunu, gaz ve göz bağlantılarının sıralı ve uyumlu yapılmadığını, ocak gözlerinin dönmesini sağlayan dinamoların farklı yönlere döndüğü ve gaz bağlantı borularının standardın altında ince borularla yapıldığı tespit edildiğini, ocaktaki bu eksiklikler sebebiyle ocağın kullanımı mümkün olmadığını, ayrıca tüm bu kusurların tamirle giderilmesi de mümkün olmadığını, davalıyla irtibata geçildiğinde davalının babasıyla beraber çalıştığı ödemelerin bu sebeple babasının hesabına aktarıldığı tespit edildiğini, davalının babasıyla görüşme yapıldığında gönderilen ocakla ilgili eksik ve kusurlu imalatı kabul ettiklerini, ancak ocağı iade almadıkları gibi aldıkları ödemeyi de iade etmediklerini, davalının dava tarihine kadar müvekkile herhangi bir fatura da göndermediğini, davalının yaptığı ayıplı malı değiştirmemesi ve aldığı ödemeyi de iade etmemesi üzerine 12.07.2021 tarihinde Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun … numaralı başvurusu yapıldığını, 16.08.2021 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağına göre anlaşma sağlanamadığını, arz ve izah edilen sebeplerle ödenen 14.000-TL’nin arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren ticari faiziyle beraber davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini ve tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, ayıp sebebi ile kanunda sayılan seçimlik haklarına ilişkin müvekkil aleyhinde ikame etmiş olduğu dava yetkisiz mahkemede açıldığını, nitekim 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince “bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmü amir olduğunu, Müvekkilin yerleşim yeri de Diyarbakır olduğundan davanın Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame edilmesi gerekirken sayın mahkemenizde açılması usul kanunun yetkiye ilişkin kurallarına aykırılık teşkil etmekte olduğunu, yukarıda açıklamış olduğumuz sebepler uyarınca yetkili mahkemenin Diyarbakır mahkemeleri olması sebebi ile sayın mahkemenizin yetkisizliğine karar verilmesini, davacı taraf, dava dilekçesinde, … ocağının bedelinin bir kısmının ortağı olan … tarafından ödendiğini beyan ettiğini, bu hususta sayın mahkemenizce, davacı tarafın belirtmiş olduğu … ‘ın da davacı taraf olarak eklenmesi gerektiğini, ancak huzurdaki davada …. adına yapılmış zorunlu arabulucu başvurusu bulunmadığını, bu sebeple, sayın mahkemenizce zorunlu dava arkadaşlığı sebebi ile … ‘ın davaya davacı olarak eklenmesine, dava şartı ticari arabulucu başvurusu son tutanağını sayın mahkemenize sunmak üzere kendisine süre verilmesini, şayet bu süre zarfında mahkemeniz ara kararı yerine getirilmezse davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Davacının siparişi üzerine davalının yaptığı … ocağının ayıplı olup olmadığı, ürünün ve yapılan ödemenin iadesinin gerekip gerekmediği, yapılan ödemenin iadesine ilişkindir.
Davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere, dava konusu … makinasının davalıdan satın alındığı, bunun karşılığında davacının ortağı olduğunu iddia ettiği dava dışı … hesabından, davalının babası olduğu iddia edilen dava dışı … ‘ in hesabına gönderildiği beyanları üzerinde öncelikle tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri incelenmiş olup, davacının … kaydında … … Limited Şirketinin müdürü olduğu ve dava dışı … ‘ ın bu şirketin ortağı olduğu, aynı zamanda gerçek kişi işletme kaydının da bulunduğu, görülmekle, davacının dosya kapsamında bulunan, eldeki uyuşmazlığa konu ticari ilişkinin davacı ile dava dışı … ile olan adi ortaklık ve davalı arasında meydana geldiği yönündeki beyanı doğrultusunda adi ortaklığın ispatına yönelik davacı vekilinin dayandığı tanık deliline istinaden dinlenen tanıkların da beyanı ile, davacı ile davalının babasının hesabına dava konusu makinanın bedeline dair ödeme yaptığı iddia edilen dava dışı … arasında adi ortaklığın bulunduğu anlaşılmış olup, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2013/17031 E., 2013/25735 K. Sayılı ilamında da belirtildiği gibi ; “ İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortak girişimin (yani adi ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyetinin olmadığını, 6098 sayılı BK’nun 620.maddesinde( 818 sayılı BK’nun 520.) maddesinde de açıklandığı üzere, adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından ortaklar, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumlu olduklarını, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti olmadığını, bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte haraket etmeleri gerektiğini, adi ortaklık tarafından açılacak davaların elbirliği mülkiyeti kuralları gereğince (6098 sayılı BK’nun 534., 818 sayılı BK’nun 534, TMK’nun 702.maddeleri) bütün ortaklar tarafından mecburi dava arkadaşı olarak birlikte hareket edilmesi gerektiğini, taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden gözönüne alınmalıdır.” şeklindeki kararı doğrultusunda davacının davayı dava dışı adi ortaklardan biri olan …. ile açması gerekirken tek başına açtığı sabit görülerek davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 239,09 TL harçtan mahsubuyla bakiye 158,39TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6–Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır