Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/954 E. 2022/387 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/954 Esas
KARAR NO : 2022/387

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/11/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’un kiralayanı, davalı …’un maliki ve davalı …’in ise sürücüsü bulunduğu …… plaka sayılı aracın 19/07/2020 tarihinde müvekkili şirkete …. no’lu Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ……. plaka sayılı araca çarparak hasar vermiş bulunduğunu, davalılardan …’un …. işi yaptığını, …’un malik, …’in ise aracın sürücüsü olduğunu, kaza dolayısı ile sigortalının başvurusu üzerine eksper görevlendirilmiş ve eksperce gerekli inceleme yapılarak ekspertiz raporu tutulduğunu, aracın onarımının ekonomik olmayacağı görülerek sigortalı ile araç rayiç bedelinin 240.000.00-TL olduğu konusunda kasko ağır hasarlı pert araç mutabakatı yapıldığını, söz konusu mutabakata göre sovtaj tutarına istinaden ……. Otomativ tarafından 160.800,00-TL.sinin ödeneceği, bakiye 79.200,00-TL.nin ise ….. sigorta A.Ş. tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sigortalıya müvekkili şirket tarafından 19/08/2020 tarihinde 79.200,00-TL ödendiğini, söz konusu ödemelerden sonra davalılar hakkında Silivri İcra Müdürlüğünün ….. Esas saylı dosyası ile, 79.200,00-TL hasar bedeli, 2.304,39-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 81.504,39-TL üzerinden icra takibi yapıldığını, icra takibine vaki itiraz üzerine takip durduğunu, her ne kadar 79.200,00-TL hasar bedeli, 2.304,39-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 81.504,39-TL üzerinden icra takibi yapılmış bulunmakta ise de itirazın iptali taleplerinin 59.400.00-TL hasar bedeli ve 1.725,00-TL faiz olmak üzere toplam 61.125,00-TL olduğunu, davanın kabulünü, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ….. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’un araç kiralama işi yaptığını, diğer müvekkili …’un ise …… plakalı aracın maliki olduğunu, müvekkili …’un işbu kazaya karışan aracı 18/07/2020 – 13/10/2020 tarihleri arasında dava dışı …’e kiraladığını, davaya konu olan kazanın aracın kira süresi içinde dava dışı …’in fiili hakimiyetinde bulunduğu esnada 19/07/2020’de meydana geldiğini, bu nedenle kaza anında aracın işleteninin dava dışı … olup; müvekkillerinin kanunen aracın işleteni sıfatına haiz olmadıklarından meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline araçta sadece sigorta değil ……. sigortası da olduğunun söylendiğini, ancak davalı araç kiralayanın bu yasal zorunluluğu yerine getirmediğinin anlaşıldığını, oysa kiralık araçlara sadece kasko sigortası yaptırılmasının yeterli olmadığını, riskleri nedeniyle ….. sigortası denilen sigortanın da yapılmasının zorunlu olduğunu, Araç kiralayan …’un yasal olarak yaptırmak zorunda olduğu bu özel poliçeyi yaptırmadığı gibi belki de müvekkile normal sigortası bile olmayan ve üstelik kendisine ait olmayan, müvekkilinin hiç tanımadığı diğer davalı …’a ait aracı kiraladığını, müvekkilinin Almanya’da yaşayan gurbetçi vatandaşlarımızdan olup Türkiye’de araç kiralama işlemlerinin nasıl yapıldığından, denetimlerin Almanya’daki gibi yapılıp yapılmadığından bilgi sahibi olmadığını, her işlemin Almanya’daki gibi kuralına uygun yapıldığını ve denetlendiğini zannettiğini, bu nedenle kiralayana güvenerek sigorta poliçesini, araç ruhsat bilgilerini yazılı olarak istemediğini, önüne uzatılan evrakları hemen imzaladığını, kiralayanın da onun bu bilgisizliğinden iyi niyetinden istifade ettiğini, araç kiralayanın bir tacir olup basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : Türkiye Noterler Birliği müzekkere yanıtı, Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü müzekkere yanıtı, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü müzekkere yanıtı, Silivri Vergi Dairesi Müdürlüğü müzekkere yanıtı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtları, Ticaret Sicili Müdürlüğü müzekkere yanıtları, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından 19/07/2020 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeni ile sigortalısında gerçekleşen hasardan kaynaklı yapılan ödemenin TTK 1472. maddesi gereğince rücuen tahsiline yönelik davalılar aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için sigortalı hangi mahkemede dava açabilecek ise sigortacının da aynı mahkemede dava açması gerekir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. Fakat aynı madde itibariyle TTK’da düzenlenmemiş bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olması gerekmektedir. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı dava dışı ……’in ruhsat kaydının ve poliçesinin incelenmesinde aracın hususi olduğu, kullanım şeklinin özel otomobil – özel oto, marka/ tipinin ….. şasi numarasının …., plakasının …., modelinin 2017 olduğu, genişletilmiş kasko sigorta poliçesi başlangıç tarihinin 20/07/2020 bitiş tarihinin 29/05/2021 tarihi olduğu, https://……gov.tr adresinde dava dışı ……’e ait gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, ….. tr gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, Silivri Vergi Dairesinden gelen müzekkere yanıtında; davalılar … ve ….. ‘un har hangi bir ticari faaliyetinin olmadığı, …’un ticari faaliyetinden dolayı mükellef kaydının olduğunun bildirildiği, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün müzekkere yanıtında; davalılar … ve …’in gerçek kişi ticari işletme kaydının olmadığının bildirildiği tespit edilmiştir.
Sigorta rücu davalarının TTK’nun 1472. maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle TTK’nın uygulanmasından bahisle, aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu tür davaların Ticaret Mahkemesinin görev alanında olduğu düşünülebilir ise de, davanın TTK 1472. maddeden kaynaklanmış olması, halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davanın sigortalı ile zarar sorumluları arasındaki ilişkiye göre, davada hangi mahkemenin görevli olduğunun değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz bir şekilde kabul edilmektedir. Somut davada, yukarıda ifade edildiği gibi, dava dışı sigortalı gerçek kişi olduğu gibi, sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişki haksız fiil olan trafik kazasıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 2. maddesinde, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. TTK 1472. maddesi gereği halefiyet ilişkisine dayanarak açılan davalarda, mahkemenin görevi dava dışı sigortalı ile zarar sorumluları arasındaki ilişkiye göre belirleneceğinden görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Açıklanan sebeplerle mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilen karar davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)