Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/947 E. 2022/502 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/947 Esas
KARAR NO : 2022/502

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/06/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; tarafların 19 Eylül 2014 – 12 Şubat 2015 tarihleri arasında, iş makinelerinin satımı için 8 adet sözleşme akdetmiş olduklarını ve sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözüleceği hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşmelerden kaynaklanan edimini yerine getirmesine rağmen davalının üzerine düşen edimi ifa etmediğini, davalının, borcunun büyük bir bölümünü vadesinde ödemediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin sözleşmede öngörülen tahkim yolu sürecini başlattığını, 17 Nisan 2017’de Kore Tahkim Merkezi’ne ……. dosya numaralı başvuruyu yaptıklarını, tahkim yargılaması neticesi sonucunda 17 Mayıs 2018’de Kore Tahkim Merkezi’nin verdiği kesin karar ile davalının müvekkiline toplam 4.632.472,54-USD’yi 23.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faiz ile birlikte ve yine tahkim masrafları için ise 117,700,000-KRW’yi ödemesine karar verildiğini belirterek işbu Ticari Tahkim Kurulu’nun (KCAB) 17 Mayıs 2018 tarih, 17113-0011 sayılı kararın tenfızine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
davacı ile davalının bağlı olduğu iki devletin 1965 tarihli “Hukukî ve Ticarî Konularda Adlî ve Gayriadlî Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Sözleşme”ye taraf olduğunu, sözleşme ile temel tebligat yöntemi olarak merkezi makamlar vasıtasıyla tebligatın kabul edildiğini, bunun yanında tali tebligat usullerinin de kabul edildiğini, bunlardan birinin, diplomatik temsilci aracılığıyla tebligat, ikincisi ise doğrudan posta yoluyla tebligat olduğunu, hem tahkimin sürecine giriş için öngörülen merasimin başlatılması, hem tahkim yargılaması sırasında, hem de tahkim kararının müvekkiline tebliği aşamasında müvekkiline yapılan tebligatlarda merkezi makam yada diplomatik temsilci yolunun kullanılmadığını, doğrudan tebligat usulünün kullanılması karşısında müvekkiline savunma hakkı verilerek usulüne uygun yapılmış bir tahkim yargılamasının ve tenfiz edilecek kesinleşmiş bir tahkim kararının varlığından söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yabancı tahkim kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 13/02/2020 gün ve …. esas ….. karar sayılı kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin 21/10/2021 gün ve ….. esas ….. karar sayılı kararı ile kaldırılmıştır.
Mahkememizin 13/02/2020 Tarih ….. Esas …… Karar sayılı hükmü ile; talep olunan yabancı tahkim ilamının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, yargılama sırasında tenfizi talep olunan kararın verildiği ülkenin usul hükümlerinin uygulanmasının doğal olduğu, yargılama safhasında adil yargılama hakkının ihlal edilmediği, usulüne uygun kesinleştiği, 5718 Sayılı Kanunu’nun 54. maddesinde belirtilen tüm tenfiz şartlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Kore Tahkim Kurulu’nun 17/05/2018 tarihli …… numaralı kararının tenfizine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin 21/10/2021 gün ve ….. esas …. karar sayılı ilamında, “…. mahkemece davacının tabiiyetinde bulunduğu Kore Cumhuriyeti ile Türkiye arasında karşılıklılık, çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet bulunup bulunmadığı re’sen araştırılıp davacının teminattan muafiyetinin olmadığı tespit edildiğinde karşı tarafın zarar ve ziyanını ve yargılama giderlerini karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilip davacı vekiline bu miktarı bloke etmesi için uygun bir süre verilerek sonucu uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu prosedüre uyulmadan işin esasına girilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasını hükmetmiştir.
BAM kararı doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti ile tenfizi talep olunan Kore Cumhuriyeti arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş dava konusu ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmü veya fiili uygulamanın bulunup bulunmadığının bildirilmesi için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nden görüş sorulmuş, gelen cevapta, Güney Kore Cumhuriyeti ile ülkemiz arasında yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda ikili bir anlaşma mevcut olmadığı bildirilmiştir.
Bir davanın açılmasındaki teminat yatırılması yükümlülüğü hem Hukuk Muhakemeleri Kanunun 84 ve devamı maddelerinde hem de yabancı ile ilgili davalarda 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun un 48. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki Kanun’un (MÖHUK) 48/1 maddesi hükmüne göre kural olarak Türk ….. Mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya Türkiye’de İcra takibi yapan alacaklı gerçek veya tüzel kişi, yabancı ise, yargılama giderleri veya takip giderleriyle karşı tarafın zarar veya ziyanını karşılamak üzere mahkemenin veya İcra Dairesinin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Benzer bir düzenleme HMK 84. maddesinde yapılmak suretiyle Türkiyede mutad meskeni olmayan Türk vatandaşları için karşı tarafın yargılama giderlerinin karşılanması amacıyla teminat yatırma zorunluluğu getirilmiştir. Kore Cumhuriyeti’nin Lahey’e taraf olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti arasında teminattan muafiyet konusunda ikili anlaşmanın bulunmadığı, MÖHUK’nun 48., HMK 84. maddeleri gereğince, davacıya, takdiren 100.000,00 TL teminatı iki haftalık kesin süre içerisinde depo edilmesi yönünde ihtarat yapılmış, davacı 20/12/2021 tarihinde belirlenen teminatı mahkememiz veznesine depo etmiştir.
Tenfiz; yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra olunabilmesini sağlayan mahkeme kararıdır. Tenfiz usul ve esasları 2675 sayılı MÖHUK’un 34 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup Türk Mahkemeleri’nin yabancı ülke mahkeme kararlarının tenfizi davasında yerindelik denetimi söz konusu değildir. Tenfizden amaç yabancı ülke mahkeme kararının aynen Türkiye’de herhangi bir mahkemenin verdiği bir kararmış gibi kabul görmesidir. Bu amaçla Türk Mahkemeleri’nin yabancı ülke mahkeme kararında tenfize konu hükmü değiştirme hak ve yetkisi dahi bulunmamaktadır. Yargılamada sadece tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmesi yapılır.
Türk hukuk sisteminde yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilebilmesi için gerekli koşullar sıralanmıştır. Buna göre, yabancı mahkeme kararının ülkesinde verildiği devlet yasalara göre şekli bakımından kesinleşmiş olması, türkiye cumhuriyeti ile o ülke arasında karşılıklı anlaşma veya o devlette Türk Mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir yasa hükmünün veya fiili uygulamının bulunması, yabancı mahkeme kararının Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda vermiş olması, yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, karşı tarafın savunma hakkına uyulmuş olması gerekmektedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, tenfizi talep olunan yabancı ülke tahkim kararının apostille şerhli kesinleşmiş aslı ve noter tercümesi ile tüm dosya kapsamına binaen; tenfizi talep olunan yabancı tahkim ilamının ülkemiz kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, yabancı mahkeme tarafından dava dilekçesi ve kararının davalıya tebliğ usulünün Türk kamu düzenine aykırı bulunmadığı, yargılama sırasında tenfizi talep olunan ülkenin usül hükümlerinin uygulanmasının doğal ve yargılama safhasında adil yargılama hakkının ihlal edilmediği, usulüne uygun kesinleştiği ve 5718 Sayılı Kanunu’nun 54. maddesinde belirtilen tüm tenfiz şartlarının gerçekleşmiş olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, 17/05/2018 tarihli Kore Tahkim Kurulunun ……. numaralı, kararının tenfizine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.648.674,28 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL ve 412.132,66 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik 1.236.505,72 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, (….. Esas sayılı dosyada, 21/12/2021 tarihinde harç tahsil iptal müzekkeresi düzenlendiği dikkate alınarak)
3-Davacı tarafından yapılan 148,70 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 77,00 TL+412.132,66 TL tamamlama harcı ki toplam 412.258,36 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) ve mahkememiz veznesine depo edilen teminatın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 329.976,82 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/05/2022

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)