Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/941 E. 2022/353 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/941
KARAR NO : 2022/353

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/11/2021
KARAR TARİHİ : 01/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ve davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalıya tebliğ edilen ödeme emrine karşı yasal süresi içerisinde davalı yanca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, müvekkili ile davalı … arasında imzalanmış olan ve İstanbul …… Noterliğince tasdik edilen 20/07/2012 tarihli, ….. yevmiye numaralı “LİMİTED ŞİRKET HİSSE DEVRİ SÖZLEŞMESİ” gereğince müvekkilinin ….. Dış Ticaret Ltd. Şti. İsimli şirketteki 45 adet paya karşılık olan 1.125.000,00 TL hissesinin tamamı “Şirkefin tüm mali, cezai doğmuş ve doğacak olan tüm ceza ve hukuki yaptırımları kapsamak üzere hukuki ve mali yükümlülükleri ile birlikte davalı …’e devredildiğini, bu sözleşme hükümleri uyarınca 20/07/2012 tarihinden itibaren müvekkilinin …… Dış Ticaret Ltd. Şti.’ndeki ortaklığı esasında sona erdiğini, devralan ortak sıfatıyla şirketin mali, hukuki ve cezai bütün konulardaki sorumluluklarını davalı …’in üstlendiğini, davalı yanın işbu sözleşmeyi kendi serbest iradesi ile imza altına aldığını, sözleşme tarihinden itibaren artık şirketin kamusal ve özel nitelikteki bütün borçlarından davalının sorumlu olduğunu, hisse devrine ilişkin noter onaylı sözleşme imzalanmakla birlikte, şirket ortaklar kurulunun toplanması için müvekkili tarafından yapılan çağrıların bugüne kadar sonuçsuz kaldığı ve diğer ortakların toplantıya katılmamalarından dolayı şirket ortaklar kurulu toplanamamış; hisse devri sözleşmesinin ortakları ile onaylanmasının mümkün olamadığını, yani ortaklar kurulunun toplanıp hisse devri konusunda karar alamamasının diğer ortakların toplantı davetine kayıtsız kalmalarından kaynaklandığını, …… Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin vadesi gelmiş olan tüm vergi borçlarının müvekkili … tarafından 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde İstanbul Vergi Dairesi Hocapaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü nezdinde yapılandırıldığını, müvekkili ile davalı arasında imzalanan Hisse Devri Sözleşmesi gereğince şirketin tahakkuk eden vergi borçlarından dolayı davalının sorumlu olması nedeni ile davalıya Beyoğlu …… Noterliğinin 18/02/2021 tarih, ….. yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini keşide edilen işbu ihtarname ile davalıya, 7256 sayılı Kanunla mükelleflere tanınan yapılandırmaya ilişkin kolaylıklardan yararlanıldığı, bu suretle 3.537.130,14 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilmesinin sağlanacağı; ancak bu indirimden yararlanılabilmesi için yapılandırılan taksitlerin zamanında ödenmesi gerektiği, ayrıca yapılandırılan tüm borcun ilk taksit ödeme süresi olan 28/02/2021 tarihine kadar defaten ödenecek olması halinde ödenmesi gerekli olan toplam borç miktarının 1.168.028,96 TL olduğu belirtilerek; 20/07/2012 tarihli sözleşme gereğince şirketin doğmuş ve doğacak kamu borçları dahil bütün borçlarından dolayı sorumluluk üstlenmiş olması nedeniyle 28/02/2021 tarihine kadar toplam 1.168.028,96 TL tutarlı borcun ilgili vergi dairesine ödenmesi; söz konusu borcun müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınması halinde ödenecek meblağların davalıya rücu edileceği hususları ihtar edildiğini, bu ihtarnamenin davalıya 23/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalının yapılandırma kapsamında ödemekle yükümlü olduğu vergi borcunu ödemekten imtina ettiğinden, yapılandırılan borcun tamamını 26/02/2021 tarihinde müvekkil …’in ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle davalı aleyhine söz konusu rücu hakkı kapsamında, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafça işbu takibe kötü niyetle itiraz edildiğini, hiçbir haklı yasal dayanağı olmaksızın yapılan borca ilişkin itirazın iptali ile takibin tüm ferileriyle birlikte devamına, davalı aleyhıne haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Noterde hisse devri sözleşmesi yapıldığını ancak dava dışı şirketin ortaklar genel kurulunca bu devre onay veren bir karar alınmadığını dolayısıyla da devir işleminin ticaret siciline tescil edilmediğini, bu husustaki sorumluluğun tamamen halen dava dışı şirketin ortağı olan davacıda olup söz konusu onayın alınması amacıyla genel kurulu toplantıya çağırmak ve bunu sağlamanın tamamen davacının görevi olduğunu, davacı tarafla yapılan hisse devri sözleşmesinde belirtilen devir bedelinin davacı tarafa ödenmiş olmasına rağmen davacı taraf üzerine düşen gerekli onay kararını almak üzere gerekli işlemleri kötü niyetli olarak bugüne kadar yapmadığını, davacı vekilinin de dilekçesinde belirttiği üzere söz konusu devir sözleşmesinin 20/07/2012 tarihinde yapılmış olup aradan 9 yıl gibi uzun bir zaman geçtiğini, bu kadar uzun bir süre söz konusu devir işleminin onayının sağlanması için toplantı yapılmamış olması hayatın ve finansal hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, buna yönelik dava dilekçesinde belirtilen diğer hissedarların toplantı yapmadığı yolundaki açıklamaların kabulünün de mümkün olmadığını belirterek davanın reddini, davacı aleyhine hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilinin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 75.000,00 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için sözleşmeye dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamı ve tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre;
Her ne kadar davacı, davalı ile imzalamış oldukları 20/07/2012 tarih …… yevmiye numaralı ” Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi” gereğince, …… Dış Ticaret LTD. ŞTİ. İsimli şirkette 45 adet payına karşılık 1.125.000,00 TL hissesinin tamamını tüm mali ve cezai olarak doğmuş ve doğacak tüm yaptırımları kapsamak üzere davalıya devrettiğini ve ancak şirketin vadesi gelmiş tüm vergi borçlarını kendisinin 26/02/2021 ödediğinden bahisle ödenen bedelin davalıdan rücusuna ilişkin Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyası ile takip başlattığını ve davalının takibe haksız itiraz ettiğini iddia ederek, haksız itirazın iptaline yönelik eldeki davayı ikame etmiş ise de; limited şirketlerde pay devri usulü TTK’nın 595 nci maddesinde emredici mahiyette düzenlenmiş olup, anılan hükümde “1-Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır.. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise bu husus önerilmeye muhattap olma ön alım geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. 2- Şirket sözleşmesinde aksi ön görülmemişse esas sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. ” denilmektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere devrin hüküm ifade edebilmesi için sözleşmenin noterde tasdiki, ortaklar kurulunun devre muvafakat etmesi ve bu devrin şirketin pay defterine işlenmiş olması gerekir. Bu şartlardan birinin bulunmaması halinde, limited şirket pay devirlerinde bölünme kuralı geçerli olmadığından pay devri, şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceği gibi ilgililer arasında da hüküm ifade etmez.(Yargıtay 11.HD 2016/10442 Esas, 2018/3805 Karar sayılı ilamı) . Somut olay kapsamında, pay devrinin kanunda ön görülen şekil şartlarına uygun yapılmadığı hususu, davacının ortaklar kurulu kararının alınamadığına ilişkin beyanı ve dosya kapsamında gerek ortaklar kurulu kararı, gerekse ortaklar kurulu kararı alınması talebini içerir bir başvuru yapıldığını gösterir delil de bulunmaması ile sabit görülerek bu doğrultuda yine söz konusu devrin ilgililer arasında ve şirkete karşı da hüküm ifade etmeyeceği yargı içtihatlarıyla da sabit görülmüş olup, davacının takibe konu alacağını konu ettiği devrin geçersiz olması sebebiyle davalıya rücu hakkı bulunmadığı ve bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 905,82 TL harcın mahsubuyla bakiye 825,12 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır