Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/93 E. 2022/612 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/93 Esas
KARAR NO : 2022/612

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı kurum arasında, ……… Hipodrumu’nun güvenlik hizmetinin sağlanması için 16/08/2018 tarihinde sözleşme imzalandığını, taraflar sözleşmenin süresini 18/09/2018 – 18/09/2019 tarihleri arasında belirlediklerini, sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren bir ay önce yazılı olarak sona ermesi haber verilmediği takdirde, sözleşmenin kendiliğinden bir yıl daha uzayacağını kararlaştırdıklarını, müvekkil şirket sözleşmeden doğan sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdiğini, davalı kurumca kendilerine herhangi bir sona erme bildiri yapılmadığı için yeni sözleşme dönemi hazırlıklarını tamamladığını, personelleri ile sözleşme yenilediğini, çalışacak yeni güvenlik personellerine kıyafet yaptırdığı ve ücreti ödendiğini, personelin iş yerine nakli için servis tuttuğunu ve ücreti ödendiğini, iş sağlığı ve güvenlik firması ile anlaşıldığı ve ücreti ödendiğini, muhasebeci mali müşavir ile anlaştığını ve ücreti ödendiğini, davalı kurumun işin devam ettiği sürece uhdesinde tuttuğu banka teminat mektubu için banka komisyonu ödendiğini, tüm bu durumlara rağmen davalı taraf sözleşme yükümlülüklerine ve şartlarına aykırı olarak güvenlik hizmeti alımı için yeni bir ihale yaptığını ve söz konusu işi bir başka şirkete verdiğini, davalı tarafa müvekkil şirkete 02/10/2019 tarihinde ……. Noterliğinden ……. yevmiye numaralı ihtarname ile iş akdinin haksız sebeple feshedilmesi halinde uğradığı zararları tazmini için hukuki yollara başvuracağını, davalı tarafça bu ihtara mali yolu ile cevap verildiği ancak hukuki ve mantıklı bir sebep gösteremediğini, bu sebeple fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeni ile şimdilik maddi zararların ( mahrum kalınan kar, SGK’dan sağlanan işçi prim desteği, sözleşme sebebi ile haksız ödenen işçilik alacakları, işin yapılması amacıyla alınan mal ve hizmet masrafları teminat mektubu, banka masrafları, teminat bedelleri, banka promosyon bedelleri) tazmini için 10.000-TL ve ticari itibarının zedelenmesi nedeni ile 30.000-TL manevi zarar ile 30.000-TL nakdi ve 76.000-TL banka teminat mektubu olmak üzere toplam 106.000-TL’lik teminatın da tedbiren mahkeme veznesinde tutulmasını ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 05/05/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile kâr kaybı talebinin 259.077,96 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetki itirazında bulunduğunu, davanın Bakırköy mahkemelerinde açılabilecek olup davanın uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafla imzalanan sözleşme uyarınca müvekkilin sözleşmeyi her zaman neden belirtmeksizin, bildirimsiz olarak feshetme hakkı olup davacı tarafın proje sorumlusuna da 27/07/2019 tarihin de bilgi verildiğini, firmanın ihaleden haberdar olduğu dikkate alındığında ortada davacı tarafın iddia ettiği gibi bir haksız fesih olmadığını davacı tarafın iddialarının tümünün reddedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmamış olması nedeniyle usulden ve davanın esasına girildiğinde durumda manevi tazminat talebi dahil davanın tamamı yönünden esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tahsili ve teminat mektuplarının iadesi istemlerine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 14/10/2021 tarihli raporunda; a)Sözleşmenin 9. Maddesi hakkında hukuki takdirin mahkemenin olduğu, şayet mahkemece yazılmamış sayılırsa, sözleşme bitim koşulları dikkate alınırsa; davacının mahrum kaldığı kar kaybının 21.589,83 TL x 12 ay = 259.077,96 TL olabileceği, sözleşme sona erdikten sonra yapılabilecek giderlerin ortada gider yapacak bir iş alanı olmadığından MK 2 ye göre talebinin yerinde olmadığı, sözleşme sona erip, davacının temerrüde düşürüldüğü bir duruma ilişkin bir belge dosyada bulunmadığından teminat ve teminat mektubu iadesi yerinde bulunmakla beraber takdirin mahkemenin olduğunu bildirmiştir.
Dosyasında mübrez davacı şirket ile davalı dernek (iktisadi işletme) arasında 16.8.2018 tarihli güvenlik hizmet alımı sözleşmesinin taraflar arasında akdedildiği, sözleşmenin süresinin 18.9.2018-17.09.2019 tarihleri arasında 12 aylık döneme ilişkin olduğu görülmüştür. Sözleşmenin 2’inci maddesinin 4’üncü bendinde “… Sözleşme süresi sonuna en az 30 ( otuz ) gün kala taraflardan herhangi biri sözleşmenin feshine ilişkin bir bildirim yapmamışsa, sözleşme süresi aynı şartlarda kendiliğinden 1 (bir) yıl daha uzayacaktır” dendiği görülmektedir.
Sözleşmenin 9’uncu maddesinin g bendinde “……., sözleşmeyi her zaman hiçbir neden beyan etmeksizin, bildirimsiz ve tazminatsız olarak tek taraflı feshetme hakkına da haizdir. Böyle bir fesih halinde Firma, maddi/manevi tazminat, mahrum kalınan kar ve sair nam altında hiç bir bedel talebinde bulunamaz.” dendiği görülmektedir.
Davacı taraf, sözleşmenin 2’inci maddesinin dördüncü bendindeki “… Sözleşme süresi sonuna en az 30 ( otuz ) gün kala taraflardan herhangi biri sözleşmenin feshine ilişkin bir bildirim yapmamışsa, sözleşme süresi aynı şartlarda kendiliğinden 1 (bir) yıl daha uzayacaktır” ifadesine istinaden, davalı tarafça yazılı bildirim yapılmadığı hususuna dayalı olarak sözleşmenin aynı şartlarda bir yıl daha uzadığını, dolayısıyla feshin haksız olduğunu ileri sürmektedir.
Davalı vekili, sözleşmede bildirimin yazılı olmasının öngörülmediğini, davacıya mail yoluyla bildirim yapıldığını, ayrıca sözleşmenin 9/g maddesindeki “………, sözleşmeyi her zaman hiçbir neden beyan etmeksizin, bildirimsiz ve tazminatsız olarak tek taraflı feshetme hakkına da haizdir. Böyle bir fesih halinde Firma, maddi/manevi tazminat, mahrum kalınan kar ve sair nam altında hiç bir bedel talebinde bulunamaz.” hükmü gereğince, müvekkilinin her aşamada bildirimde bulunmadan ve sebep ileri sürmeden sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğunu, davacının bunu kabul ettiğini beyan etmiştir.
Sözleşmenin 2/4 maddesi; “… Sözleşme süresinin sonuna en az 30 ( otuz ) gün kala taraflardan herhangi biri sözleşmenin feshine ilişkin bir bildirim yapmamışsa, sözleşme süresi aynı şartlarda kendiliğinden 1 (bir) yıl daha uzayacaktır” şeklinde düzenlenirken, sözleşmenin 9/g maddesinde; “………, sözleşmeyi her zaman hiçbir neden beyan etmeksizin, bildirimsiz ve tazminatsız olarak tek taraflı feshetme hakkına da haizdir. Böyle bir fesih halinde Firma, maddi/manevi tazminat, mahrum kalınan kar ve sair nam altında hiç bir bedel talebinde bulunamaz.” denilmektedir.
Eğer taraflar arasındaki ilişkiye sözleşmenin 2/4 maddesi gibi bir düzenleme getirilmemiş olsa, doğrudan 9/g madde uygulanacaktır. Ancak iki ayrı maddenin; iki ayrı hüküm ihtiva etmesinden dolayı davacı aynı konu ile ilgili gönderdiği ihtarnameye dayanırken, davalı vekili cevaben; firma ile imzalanan sözleşmenin uzatılmayacağının 27.07.2019 tarihinde davacı firmanın personeli ve proje sorumlusu ……….’e bildirildiğinin belirtildiğini, yazının teslim alınmaması üzerine; 10.10.2019 tarihinde e-posta adresine gönderildiğini, bu doğrultuda davacı tarafın sözleşmenin yenilenmeyeceğinden haberdar olduğunun görüldüğünü belirtmektedir.
Dosyada davalı vekilinin beyanlarından; davacının bir ihtarnamesinin olduğu, Hipodrom Müdürlüğünün de buna verdiği bir cevabın olduğu, ancak davacı şirkete tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Davalı vekili 10.10.2019 tarihli maile dayanmaktadır. Davalı vekili, e-mail yoluyla bu durumun davacı şirket proje sorumlusu ……….’e bildirildiğini beyan etmişse de, dosyasına e-posta yazışmalarına ait belgeler ibraz edilmemiştir. Sunulan ise; 9.10.2019 tarihli ……… ……… Hipodrom Müdürlüğünün …….. ve ……… isimli yetkililerinin davacı şirkete hitaben düzenlenmiş yazı olup, bu belgenin davacıya ne şekilde tebliğ edildiği hususu bilinmemektedir. Ancak, davalı vekili, davacı vekilinin bu mailden bahsettiğini, dolayısıyla e-mailin davacıya ulaştığının sabit olduğunu ileri sürmüştür. Anılan yazıda sözleşmenin 17.9.2019 tarihinde sona erdiğinin, 1 yıl daha uzatılmayacağının firmanın sorumlusu ……….’de 27.7.2019 tarihinde bildirildiği ifade edilmiş olup, 27.7.2019 tarihinde bu bildirimin iddia olunduğu şekilde e- posta ile bildirildiğini gösteren belge bulunmamaktadır. Bu noktada sadece mail değil, mailin muhteviyatı ve gönderilme tarihi de önem arz etmektedir. Zira her ne kadar; sözleşmenin 9/g maddesi bildirimsiz ve tazminatsız fesih yetkisi tanısa da; öte yanda, aynı sözleşmenin 2/4 maddesi ile taraflara 30 gün şartının getirildiği görülmektedir. O halde özetle; sözleşmenin feshi hususunun; fesihte usul, davacının haberdar olma hali; davalı vekili davacının sözleşmenin yenilenmeyeceğinden haberdar olduğunu beyan etmekte olduğundan, bunun duyuma mı yoksa yazılı bir belgeye mi dayalı olduğu, gönderildiği söylenen mailin, tebliğ olunamayan ihtarname yerine kaim olup olamayacağı, gönderildiği söylenen e-postanın muhteviyatı ve belirtilen bütün bu hususların sözleşmenin 2/4 maddesi çerçevesinde gerçekleştirildiği tarihlerin huzurdaki davanın tartışılacak konularını teşkil ettiği hususları bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olup, mahkememizce yapılan değerlendirmede TTK 18/3.maddesi gereğince tacirler arasındaki ihbarların kural olarak noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgraf veya elektronik imzalı e-posta ile yapılması gerektiği kuralı dikkate alındığında sonuçta davalıya sözleşmenin 9.maddesinde sözleşmeyi her zaman feshetme hakkı tanınmış ise de, davalının sözleşmeyi bildirimsiz şekilde feshettiği kabul edilerek davacı taraf kâr kaybı talebinde bulunamayacağı kanaatine varılmış, ancak davacı, sözleşmenin devam edeceğine güvenerek yaptığı masrafları isteyebileceği kabul edilmiştir. Davacının yukarıda açıklanan gerekçelerle kâr kaybı talebi yerinde görülmemiş, davacı ayrıca, mali müşavir, servis ve işçi kıyafetleri gibi giderlerin de zararını oluşturduğunu beyan etmişse de, taraflar arasında kurulan sözleşmede ana işveren ……… olup, sözleşmenin feshi ile davacı da eğer bu işçileri çalıştıracak başka bir işyeri yok ise, bu hususa istinaden sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir. Bu durumda, işverenin bu minvalde olası zararı işçilere ödenecek kıdem ve ihbar tazminatı zarar olarak ele alınabilecektir. İşyeri ortadan kalktığına göre, ücret alacağı doğmayacaktır. Dosyasında 31 işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğini gösterir bir belge ibraz edilmemiştir. Yine davacının talep etmiş olduğu işçi kıyafetleri ile ilgili masraf belgesi ibraz edilmemiş olup, bu konuda da hesaplama yapılamamıştır. Mali müşavir ve servis hizmetleri de, iş devam ettiği sürece söz konusu olabilecek olup, iş sona erdiğinden bu hizmetler alınmayacağından, fesihten sonraki süreç için bu ücretlerin ödenmeye devam edilmesi de uygun olmayacaktır. Eğer var ise, sözleşmeden caymadan kaynaklı ödenmiş bir tazminat var ise, bu talep konusu olabilecektir ki, bu konuda dosyasında bilgi ve belge mevcut olmadığı gibi, davacı talebi de bulunmamaktadır. Davacının bir diğer talebi SGK’dan sağlanan işçi prim desteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, işverene sağlanan işçi pirim desteği, yönetmelikte aranan şartları sağlayan işverenlere verilmektedir. Buradaki amaç, istihdam teşviki olup, istihdam olmadığı durumda de destek olmayacaktır. Yapılan bu destek ile, işverene olan işçi maliyetlerinin hafifletilmesi amaçlanmaktadır. Ancak, işçilerin fesih sonrası iş akitlerin sonlandırılmış olması durumunda, istihdam da ortadan kalkacağından, yani işveren davacının işçi maliyeti oluşmayacağından, işçi prim desteği zararı da olmayacaktır. Yukarıda ifade edildiği üzere, işveren davacı, işyeri ortadan kalkmış olduğundan bu hususa istinaden işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeyerek iş akitlerini sonlandırma hakkınsa sahip olduğundan, işçiler istihdamı için yapılacak ……yardımının alınamaması da zarar olarak öne sürülmesinin uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davacının maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasında kurulu sözleşmenin 4’üncü maddesinde, Firmanın sözleşmenin akdedilmesi esnasında sözleşme konusu işin teminatı olarak ihale bedelinin % 6’sı tutarındaki teminatı ………’ya ibraz edeceği, firmanın nakit veya Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenen mevduat toplama yetkisine sahip yerli ve yabancı bankalar ve şubelerin verecekleri kesin ve 4 yıl süreli teminat mektuplarını kesin teminat olarak ibraz edeceği, bu kesin teminatın, sözleşme süresinin sonunda işi sorunsuz olarak yapıldığının, firmanın sözleşmeden dolayı ………’ya ve istihdam ettiği personellere herhangi bir borcunun bulunmadığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi ve SGK’dan alınacak ilişiksizlik belgesinin teslim edilmesine müteakip 7 iş günü içinde firmaya iade edileceği belirtilmiştir. SGK’na yazılan müzekkere cevabında davacı işverenin 18/09/2018 – 17/09/2019 tarihleri arasında isimleri belirtilen sigortalıların bildirimlerinden kaynaklı tahakkuk eden tüm ödemelerinin yapıldığı, işverenin söz konusu işle ilgili prim borcunun bulunmadığı, ……… Hipodrum müdürlüğü’ne ilişiksiz belgesinin gönderildiğinin tespit edildiği belirtilmiş olup, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında teminat mektubunun davacıya iadesi talebi yerinde görülerek nakit ve teminat mektubu ile alınan teminatların davacıya verilmesine, teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden de sözleşmenin bildirimsiz olarak feshedilmesi davacıya manevi tazminat hakkı talep etme hakkı tanınmadığından yasal şartları oluşmayan manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL nakit ile …….. Bankası’nın 15/08/2018 tarihli 76.000,00 TL tutarlı teminat mektubu olmak üzere toplam 106.000,00 TL’lik teminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, teminat mektubunun davacıya iadesine,
Fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine,
Manevi tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 7.240,86‬ TL harçtan davacı tarafça yatırılan 683,10 TL peşin harç, 1.810,21 TL tamamlama harcı ve 4.400,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.893,31 TL harcın mahsubuyla bakiye 347,55‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 683,10 TL peşin harç, 1.810,21 TL tamamlama harcı ve 4.400,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.937,71‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.130,65‬ TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 829,46 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 14.020,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 29.035,46 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin(davacı vekili e-duruşma) yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2022
Katip …….

Hakim ……