Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/920 E. 2022/331 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/920 Esas
KARAR NO : 2022/331

DAVA : İtirazın İptali (Dernek üyelik yıllık aidatı)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …..ni temsil yetkisine haiz en yetkili yönetici sıfatıyla 25.03.2008 tarihinde … tarafından müvekkili davacı …’ne başvuruda bulunularak “Tüzel Kişi Üye Giriş Beyannamesi” talepli başvuru evrakıyla üyelik isteği kayda alındığını, Davalı şirketi temsilen irade beyanında bulunan …’nın başvurusunun dernek tarafından değerlendirildiğini ve 15.04.2008 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısı neticesinde alınan kararla oybirliği ile kabul edildiğini, Davalı ….nin müvekkili …’ne yapmış olduğu başvurunun kabulünü ve buna müteakip muhtelif zamanlarda Dernek Temsilcisi olan ….. ile yapılmış olan elektronik mail yazışmaları da bu durumun tevsiki mahiyetinde olduğunu, Davalı …nin tüzükte yer alan madde 30 …’nin Gelirleri Başlığı altında düzenlenen 30.2) de yer alan “Yıllık Ödenti” şeklinde belirtilen dernek tüzüğü hükmünce 2011 yılı için 1.900-TL; 2012 yılı için 2.100-TL; 2013 yılı için 2.250-TL; 2014 yılı için 2.400-TL; 2015 yılı için 2.500-TL; 2016 yılı için 2.700-TL; 2017 yılı için 2.700-TL; 2018 yılı için 3.000-TL; 2019 yılı için 3.500-TL; 2020 yılı için 3.850-TL dernek üyelik yıllık aidatları ödenmediğini, ödenmeyen miktarlara ilişkin davalıdan tahsil yoluna gidilmiş olup huzurdaki davaya konu Bakırköy ….. İcra Dairesi ….. E. sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, haksız itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilerek davalarının kabulünü talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkili mahkeme olmadığını, İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkiline davacı dernek tarafından her hangi bir bilgilendirme yapılmadığını, 02/01/2011 yılına dair aidat borçlarına ilişkin genel zamanaşımı süresi dolmuş olup zamanaşımı itirazlarının olduğunu, husumet itirazlarının olduğunu, belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER : Vergi Dairesi müzekkere cevabı, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü müzekkere cevabı, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, ödenmeyen dernek üyelik aidat bedellerinin tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde; genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, yerleşim yerinin, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirleneceği, 14/2. maddesinde, dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 51. maddesinde de; tüzel kişinin yerleşim yerinin kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu; 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 2. maddesinde ise; bu kanunun uygulanmasında, derneğin yerleşim yerinin, derneğin yönetim faaliyetlerinin yürütüldüğü yeri, dernek merkezinin ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il veya ilçeyi ifade ettiği hükme bağlanmıştır. Ancak yetki itirazı hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılması gerekmektedir.
T.M.K’nın 56. maddesine göre, “Dernekler, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır”. Madde metninden anlaşılacağı üzere dernekler, bir kişi grubunun belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek veya aralarında ortak olan menfaatleri korumak maksadıyla oluşturdukları tüzel kişilerdir. Fakat şirketlerden farkı, amaçlarının manevi oluşunda görülür. Türk hukukunda iktisadi bir amaç güdecek olan kişi topluluklarının dernek biçiminde kurulması mümkün değildir. Derneklerin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere “ticari bir konu ile uğraşmalarına”, daha doğru bir ifade ile “ticari işletme işletmelerine” Medeni Kanunda bir engel bulunmamaktadır.
TTK 16. maddesine göre: ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, İl Özel İdaresi, Belediye ve Köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacağı,
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Her ne kadar davalılardan … tacir olsa da davacı derneğin ticari işletmesi ile ilgili olarak dava açmadığı, dernek üyelik aidat alacağının talep edildiği, bu nedenle davanın ticari bir dava niteliğinin bulunmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsiz olduğu tespit edilmiş, genel yetkili asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)