Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/918 E. 2023/155 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/918
KARAR NO : 2023/155

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalının 15/01/2019 tarihli sözleme ile ….. plakalı araçların müvekkile satışı ve devri konusunda anlaştıklarını, bu araçların satışı karşılığında müvekkilin davalı 15.01.2019 düzenleme tarihli 15.07.2019 ödeme tarihli 220.000-TL bedelli senet verdiği, davalı tarafından sürekli araçların teslimi ve devri yapılacağı konusunda vaatte bulunulduğu bugüne kadar araçları müvekkile devretmediği gibi teslim de etmediği söz konusu araçların devri müvekkile yapılmadığı gibi araçlar karşılığında alınan senet Silivri İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, davalı tarafından müvekkilin hesaplarına haciz konulduğu, iş yerinde ve evinde haciz işlemi yapıldığı, müvekkilin aracına haciz ve yakalama konularak baskı altına alındığı, müvekkil aracına yakalama konulduğundan ve esnaf olan müvekkil iş yerinde muhafaza yapılmaması için …… plakalı aracını icra dosyasına karşılık davalıya devir ettiği, bu devir de aracın bedeli 80.000-TL olarak kabul edildiği icra dosyasından düşülmüş ayrıca müvekkil tarafından 4.500-TL banka kanalıyla 10.000-TL elden ödeme yapıldığı, davalı elinde senet bulunduğundan müvekkili baskı altına alarak ödemeler aldığı, ancak senet karşılığı vermesi gereken araçları müvekkile devir ve teslim etmediği, müvekkil esnaf olduğundan sürekli iş yerine hacze gelecekleri endişesi ile bu ödemeleri yaptığı, senede karşılık senetle ispat kuralı olduğundan ve müvekkil bu ana kadar sözleşmeyi bulamadığından dava açamadığı, ancak müvekkil araştırması neticesinde davalı ile anlaşırken yaptıkları 15.01.2019 tarihli sözleşmenin davalıya verdiği senede karşılık gayrimenkulüne ipotek işlenmesi için tapuya verildiği ve sözleşmenin tapuda olduğunu öğrendiği, tapuya başvurusu üzerine arşiv araştırması neticesinde bu gün 17.07.2020 tarihinde sözleşmeye ulaştığını, taraflar arasındaki 15.01.2019 tarihli harici araç satış sözleşmesinin kanuna uygun olarak resmi şekilde yapılmadığı taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşme de herkes aldığını iade ile yükümlü olduğunu, bu nedenle geçersiz satış sözleşmesine karşılık olarak müvekkil tarafından davalıya verilen 15.01.2019 düzenleme tarihli 15.07.2019 ödeme tarihli 220.000-TL bedelli senedin iadesi gerektiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme geçersiz olduğu gibi davalı araçları teslim ve devir etmeyerek borcunu da yerine getirmediği, davalı müvekkile araçların devrini yapmadığı gibi teslim de etmediği, davalı müvekkile araçları vermemesine rağmen araçlar karşılığında müvekkilden aldığı 220.000-TL’lik senedi kötü niyetli olarak icraya koyduğu, müvekkilin aracına yakalama koyduğu baskı ile borca karşılık müvekkilin aracını aldığı, müvekkilin iş yerinde ve evinde haciz yaptığı, davalının kötü niyetli olduğunun açıkça ortada olduğunu, bu nedenle kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkil tarafından haciz baskını altında davalıya 80.000-TL değerinde araç devredildiği, ve 14.500-TL ödeme yapıldığı, yapılan ödeme icra dosyasına alacaklı tarafından bildirildiği, müvekkil tarafından davalı iptali istenen Silivri icra Müdürlüğü ……’e sayılı dosyasına karşılık ödenen toplam 94.500-TL ‘nin davalıdan tahsili gerektiğini, dava devam ettiği sürece müvekkil haciz baskısı altında kalacağından ve icra dosyasında borca yeterli miktarda müvekkilin gayrimenkulü hacizli olduğundan belirlenecek teminat karşılığında takibin durdurulmasını talep ettiklerini, öncelikle tedbir kararı verilerek Silivri İcra Müdürlüğü …. E Sayılı sayılı takibin durdurulmasına, davamızın kabulü ile Silivri İcra Müdürlüğü …. E Sayılı dosyasında müvekkilin borcu olmadığının tespitine ve takibin iptaline , davalı kötü niyetli olduğundan %20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline , icra dosyası karşılında ödenen toplam 94.500TL bedelin faizi ile iadesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davanın konusu kambiyo senedi olup taraflar arasındaki ilişki ticari iş niteliğinde olduğunu dolayısıyla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ayrıca davalının yerleşim yeri olan Küçükçekmece yargı çevresindeki mahkemelerin yetkili olduğunu, davacı, Silivri İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyaya konu edilen 15.01.2019 düzenleme 15.07.2019 vade tarihli 220.000-TL bedelli senedin bedelsiz olduğunu iddia ederek huzurdaki menfi tespit davasını açtığını, davacının iddialarının tamamının haksız ve mesnetsiz olup haksız davanın reddi gerektiğini, davacı ile davalının 15.01.2019 tarihinde ve öncesinde bir araya gelerek ….. plakalı araçların 220.000-TL bedelli senet ve davacıya ait İstanbul ili, Silivri İlçesi, …. Mah. ….. Ada, …… parselde bulunan taşınmazın davalıya ipotek edileceği hususunda anlaştıklarını, davalı davalı arasında yapılan yeni anlaşma uyarınca davacının araçları kendi nam ve hesabına satması için davacıya …… plakalı araç, davalı müvekkil ile ilişkili bulunan ….. tarafından 30.01.2019 tarihinde Bakırköy …. Noterliği …. yevmiye nolu evrak ile ……. plakalı araç yine davalı müvekkille ilişkili …. isimli kişi tarafından 31.01.2019 tarihinde Bakırköy … Noterli ….. yevmiye nolu evrak ile araç satış vekaletnamelerinin verildiğini, davalı müvekkilin 15.07.2019 tarihine kadar senet vadesini beklemiş akabinde senet ile ilgili işlem başlatmadan önce davacıya ulaşmaya çalıştığı ancak hiç bir şekilde dönüş alamadığı, bir aydan fazla süre bekleyen davalı müvekkilin Silivri İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosya ile davacı hakkında icra takibi başlattığı, davacı borçlu tarafından açılan haksız davanın ve tüm taleplerin reddine, davacı tarafa %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı tarafından sürekli araçların teslimi ve devri yapılacağı konusunda vaatte bulunulmuş olması bugüne kadar araçları müvekkile devretmediği gibi teslim de etmemesinden dolayı araçların devri davacıya yapılmadığı gibi araçlar karşılığında alınan senedin Silivri İcra Müdürlüğü’nün ….. sayılı dosyası ile icraya konulması nedeniyle davacının borcu olmadığının tespiti ile takibin iptaline davalı kötü niyetli olduğundan %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi davacı tarafından borçlu olmadığı dosya için ödenen 95.500-TL ‘nin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ….. esas, …. karar sayılı ilamında; ” Dava, icra takibine konu edilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 170/b maddesinin aynı Kanun’un 72. maddesine yaptığı yollama gereğince kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte de menfi tespit davası açılabileceği açıkça anlaşılmaktadır. İİK’nın 72/1 maddesi, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmünü haizdir. Buna göre borçlu, henüz aleyhine başlatılmış bir icra takibi yokken alacaklıya karşı borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği gibi aleyhine icra takibine başlanmasından sonra da menfi tespit davası açması mümkündür.
Kambiyo senetleri illetten mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Ancak kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde, şart olmamakla birlikte, genellikle satım, bağışlama, kira, taşıma gibi bir borçlandırıcı işlem vardır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça TBK’nın 133/2. maddesi gereğince borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.
Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir.
Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır. Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgililerine karşı öne sürülebilen mutlak def’îlere dayanmaktadır. Örneğin kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmî ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur.
Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır (İnan, Nurkut: Türk Hukukunda Hatır Senetleri ve Özellikle Hatır Bonoları, Ankara, 1969, s.16). Başka bir deyişle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.04.2021 tarihli ve 2017/11-40 E., 2021/542 K. sayılı kararı)”
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davaya konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talepli davada, temel ilişki gereği borçlu olmadığını ispat yükü davacıda olup, davacının , araç satışına ilişkin olarak dava konusu senedi davalıya verdiğini ve araçları teslim almadığını bu sebeplerle de senedin bedelsiz kaldığını ispat yükü altında olduğu sabit görülmekle, davacının davalı ile aralarında yapmış oldukları 15/01/2019 ve 20/06/2020 tarihli protokollere dair bir itirazının bulunmadığı, haciz baskısı altında ödeme yaptığı iddiasının ise haczin 14/07/2020 tarihinde gerçekleştiği ve ancak protokollerin haciz esnasında yapılmadığı iddialarını yazılı deliller ile ispat edemediği davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı görülmekle davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 3.757,05 TL peşin harçtan mahsubu ile 3.577,15‬- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının davasının reddine karar verildiğinden 33.800,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 211,15-TL yargılama giderinin davacı tarafından davalıya ödenmesine,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı 14/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır