Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/902 E. 2022/966 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/902
KARAR NO : 2022/966

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında Tekirdağ İli, ….. İlçesi, ….. Ada, …. Parseldeki (… Mah. ….. Caddesi No:…. Çorlu/Tekirdağ) arsalar üzerinde yer alan 4 bloklu ….. İnşaat ……. Konakları isimli sitedeki havuz yapımı karşılığında 92.191,00-TL bedel ödeme hususunda sözleşme düzenlendiğini, sözleşme gereğince müvekkilinin davalının yapmış olduğu villa projesinin bulunduğu alana bir havuz yapacağını, davalının da bunun karşılığında toplamda 92.191,00-TL ödeme yapacağını, işin bedelinin yarısı olan 46.095,50-TL peşin, 23.047,75-TL sözleşmeye konu işlerin kaba işleri bitiminde, kalan 23.047,75-TL’sini ise işin tamamlanması aşamasında ödeneceğini, davalının sözleşmeye uymadığını, müvekkilinin işi bitirme aşamasına getirmesine rağmen sadece 30.000,00-TL tutarında bir adet çek ve 10.000,00-TL nakit olmak üzere sadece 40.000,00-TL ödeme yaptığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini ifa etmesi için defalarca kendisi ile görüşüldüğünü her seferinde mali sorunlar yaşadığını ve zamana ihtiyacı olduğunu söyleyerek ödeme yapmaktan imtina ettiğini, müvekkilinin davalıdan ödeme beklerken tam Covid-19 salgını nedeni ile şehirlerarası seyahatin yasaklandığı dönemde davalının 15.04.2020 tarihinde müvekkiline ihtarname çekerek müvekkilinin işi yarım bırakıp gittiğini iddia ederek, 3 gün içinde müvekkilinin işe başlamaması durumunda sözleşmeyi feshedip işi başkasına yaptıracağını ileri sürdüğünü, müvekkilinin davalının kötü niyetle hareket ettiğini, yapmış olduğu havuzun başkası tarafından yapılmış gibi göstermek için davalının üçüncü şahıslardan fatura alabileceğini öngörerek sözleşmeye konu yüzme havuzunun inşaat seviyesinin tespiti için 07.05.2020 tarihinde Çorlu ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yapıldığını, Çorlu …. Asliye Hukuk Mahkemesi ….. D. İş sayılı dosyasından düzenlenen bilirkişi raporuna göre “Toplamda 92.191,00 TL + KDV olan sözleşme bedelinin; 9.836,00 TL’lik kısmına isabet eden %10,67’lik kısmının eksik olduğu ve 82.355,00 TL+ KDV’lik kısmına isabet eden %89,33’lük kısmının da yapılmış halde olduğu;..” şeklinde tespit edildiğini, tespitten sonra bakiye alacağının tahsili için davalı aleyhine Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun icra takibine ve borca itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin dava talep ve diğer hakları saklı tutmak kaydıyla takip miktarı yönünden davalının yetkiye, borca ve takibe ilişkin itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına, borçlunun itirazlarının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davaya karşı yetki itirazında bulunduklarını, davacı ile müvekkili arasında havuz yapımı konusunda anlaşma olduğunu ancak davacının işi yarım bırakıp gittiğini, uzunca bir süre bekleyen müvekkilinin davacının işi tamamlamayacağını anlayınca müvekkili tarafından davacıya Çorlu ….. Noterliğinin 16/ 04/2020 tarih ve …. yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini ve yarım bıraktığı işi tamamlaması istenilmiş ise de davacının yarım bırakılan işi tamamlamak yerine müvekkili tarafından kışın ortasında davacının eksik bıraktığı havuz inşaatının ….. firmasına yaptırılmak zorunda kaldığını, müvekkili ile anlaşması olmasına rağmen başladığı işi yarım bırakıp giden davacıya müvekkili tarafından gönderilen 16.04.2021 tarihli ihtarnameden bir ay sonra müvekkili tarafından ……’na işin yaptırıldığını takip edip sanki işi kendisi yapmış gibi Çorlu Adliyesi ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyası ile bitmiş havuzda tespit yaptırdığını, eksik ve yarım bıraktığı işi kendi tamamlamış gibi müvekkilinden tüm sözleşme bedelini talep etmek yolunu seçtiğini beyanla öncelikle yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili Anadolu Adliyesine gönderilmesini, müvekkiline karşı açılan haksız ve mesnetsiz davanın yapılacak yargılama sonunda reddine karar verilmesini, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında cari hesaba dayalı başlatılan Büyükçekmece …. İcra Dairesinin …… esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilinin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davacının gerçek kişi tacir olmadığı, işletme hesabına göre defter tuttuğu ve beyannamelerine göre VUK’ nun 177. Maddesi 1. Ve 3. Fıkrasında yazılı limitlerin 2. Bendindeki nakdi limitin tamamını aşmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığı çözmede davanın ticari dava olarak nitelendirilemeyeceğinden bahisle mahkememiz görevli değildir. Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır